Arsa fiyatlarındaki astronomik artışlar, arsa ve gayrimenkul konusunda bir fetişizme yol açtı!
Dünya Gazetesi yazarlarından Osman Arolat, bugünkü yazısında arsa fiyatlarındaki artışa dikkat çekti
Türkiye nüfusunun yüzde 70'i 1950'lerde kırsal alanda, yüzde 30'u kentlerde yaşarken, bugün bu nüfus yapısı terse dönmüştür. Yaklaşık 60 yıllık dönemdeki bu büyük dönüşüm bir yandan kentlerin hızla büyümesine, kent dışı yakın köylerin kent alanlarına katılmasına yol açtı. Bu yeni yerleşim alanlarında arsa fiyatlarındaki astronomik artışlar, bizim insanımızda arsa ve gayrimenkul konusunda bir fetişizme yol açtı.Ve açmaya devam ediyor…
Gazetemizde bugün üç haber yer alıyor. Bunlardan birisi güneş enerjisi yatırım alanlarında arazı fiyatların üçe katlandığı bilgisini, bir diğeri 3. Havalimanı projesinin Tayakadın'da arazilerin metrekare fiyatlarının 300-400 lira seviyesinden çok kısa sürede 900 liraya yükseldiği bilgisini içeriyor. Emlak sayfasında yer alan üçüncü haberde GAP İnşaat Genel Müdürü Dr. Feyzullah Yetkin'in Tarlabaşı dönüşüm ve Anadolu yakası Metropol projeleri konularında verdiği bilgide, bu projelerde yer alan ofis ve konutların önemli metrekare fiyatlarına ulaştığını öğreniyoruz.
Sadece İstanbul'da geliştirilen projelere bağlı olarak değil, Anadolu'nun birçok yöresinde her gelişen alandaki projelerde arazi fiyatlarında önemli artışlar söz konusu…
Birçok Organize Sanayi Bölgesi'nde fabrika arazilerine ve alt yapı katkı payına ödenmesi gereken para, neredeyse o arazi üzerine kurulacak fabrikanın yapım maliyetini veya üretim için gereken makinelerin maliyetinin üzerine çıkabiliyor. Birçok iş adamı üretimden elde ettikleri karın çok üzerinde ki getiriyi üç beş yıl önce aldıkları ve boş bıraktıkları OSB'deki arazilerin satışından elde ediyorlar. Bu araziler OSB içersindeki fabrika arsaları olduğu gibi, kentlerin gelişme alanlarındaki yeni konut arazileri de olabiliyor.
Son zamanda bir başka bu tür gelişmeyi tarım arazileri fiyat artışlarında da görüyoruz. Anadolu'nun büyük bölümünde işlenmeyen tarlalar söz konusuyken, bazı yörelerde bu tarlalarda tarım yapmak için satın alma girişimlerinde bulunanlar çok yüksek metrekare fiyatlarıyla karşılaşıyorlar. Geçenlerde bir dostum anlatı,"Beş yıl önce İşlenmeyen bir tarlayı satış almak için bir köylüye başvurdum. Ne ekeceğimi sordu. Organik tarım yapacağımı söyledim. Birden boş tarlasında hayali olarak benim yapmayı düşündüğüm tarımı yapacakmış gibi düşünüp, elde edeceği geliri hesap etti. Ve tarlanın metrekare fiyatını iki katına çıkardı. 'Ama sen bu tarlayı boş bırakıp destek almaktan başka bir şey yapmıyorsun' dedim. 'Destek biterse ekerim, o zaman o kadar kazanırım, onun için o fiyattan aşağıya satmam' dedi. Şimdi merak ediyorum acaba organik tarım üretimi yapıyor mu, yoksa tarlasını o yüksek fiyata satacak birisini buldu mu?"
Anadolu'dan büyük kentlere göç etmiş ailelerin çocukları hep, kent varoşlarında çok ucuzken babalarına sunulan, almadığı arazilerin kent gelişimiyle nasıl büyük para kaybettiklerinin sanal hikayesini anlatırlar: "Babam o zaman ona satılmak istenen 10 dönüm arsayı satın alsaydı, şimdi mülti milyarderdik" diye hayıflanırlar. Ve bu yurdun çeşitli yerlerinde anlatılan hikayeler de, bu büyük fiyat artışları 50-100 yıllık dönemlere uzanmaz, 10-20 yıları içerir…
Bizim ülkemizde 1950'lerle bugün arasında kent köy yüzde 70-30'luk nüfus dengesi tersine döndüğü için kentte arsa ve gayrimenkul konusunda bir fetişizm söz konusudur. Ve bu fetişizm zaman içersinde azalacağına artmaktadır.
Ülkemiz zenginlerinin çoğu yaptıkları işten çok, arazi spekülasyonla servetlerinin büyük çoğunluğunu elde etmişlerdir. Belki de bu arsa ve gayrimenkul fetişizminin temelinde bu konudaki hikayeler, bilgiler yer alır. Tıpkı beş ay önce bana Tayakadın'da metrekaresi 80-100 liraya arazi almanın uygun bir yatırım olup olmayacağını soran akrabamın alım kararına kadar fiyatların hızla tırmanması gibi…
Osman Arolat/Dünya
Yorum Yaz