Kamulaştırma olursa 2B satışları büyük zarara yol açacak!
Orman vasfinı kaybeden arazilerin satışı için süreç devam ederken, uygulamanın bu haliyle sürmesi durumunda devletin büyük zarara uğrayacağı öne sürüldü
KTÜ öğretim üyesi, Harita ve Kadastro Mühendisleri Trabzon Şubesi Başkanı Doç. Dr. Recep Nişancı, "Vatandaşa rayiç bedelin yüzde 56'sına satılan arazilerin, gelecekte kamulaştırılması gündeme geldiğinde devlet bunları rayiç bedelden almak zorunda kalacaktır. Devlet bugün 56 liraya sattığını yarın 100 liraya alacak ve büyük zarara uğrayacak" dedi.
Mülkiyette de sıkıntılar var
Doç. Dr. Recep Nişancı, 1940'h yıllardan bu yana ülkemizde ormanlarda yaşanan sorunların sadece orman varlığının korunmasından ibaret olmadığını, aynı zamanda bu alanlarda mülkiyete yönelik önemli sorunlar olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: '6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2'nci maddesinin B fıkrası gereğince, 1981 tarihi öncesinde bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmiş arazilerin değerlendirilip kullanıcıların hizmetine sunulması gündeme gelmiştir. 26 Nisan 2012'de yürürlüğe giren kanunla, vatandaşlar kullandıkları arazileri satın almayla karşı karşıya kaldılar. Bu süreçte orman sınırı dışına çıkarılan araziler öncelikle Hazine adına tescil edilmekte ve daha sonra Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından fiili kullanan hak sahipleri, kullanım sınırları ve binalar tespit edilmiştir. Ancak bu yeterli olmayacaktır. Çünkü bu alanlarda bundan sonraki aşamalarda kesinlikle bir imar planı uygulanması gerekecektir. İmar planı uygulanması aşamasında bu parseller nasıl değerlendirilecek? Özellikle parsellerin üzerinden geçen yollar, parklar, okul alanları gibi kamusal donatılar gelecekte o kentin ihtiyacı olacaktır."
'Arazi alımına sınırlama getirilmeli'
Kanunun mevcut uygulamasında kişilerin istedikleri kadar arazi alabileceklerini de hatırlatan Doç. Dr. Nişancı şunları söyledi: "Mülkiyette de bir sınırlama yok. Yani vatandaşlar burada diledikleri büyüklükte parsel edinebilmektedir. Oysa bu yerler Hazine arazisidir. Burada da daha önce gecekondu önleme bölgelerinde yapıldığı gibi, tapu tahsis belgeleri dağıtıldığı gibi, belli bir alan limiti konulması gerekiyordu. Ancak mevzuatta böyle bir alan sınırlaması konulmadı. İşgal ettiği alanının büyüklüğüne bakılmadan kişilere arazi satışına izin verilmiştir. Böylesi durumlarda bölgede arazi kapatmak isteyen üçüncü kişiler, alım gücü olmayanların haklarını satın alarak emsal değerinin yaklaşık yarısı bir bedelle arazileri satın alabilmektedirler. Bu arazilerin belirli insanlarca zenginleşme aracı olarak kullanılmasına izin verilmemelidir."
Birgün
Yorum Yaz