Ali Babacan AVM Yatırımları Konferansı’na katıldı
Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneğinin düzenlediği "VI. AVM Yatırımları Konferansı" yapıldı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "(Perakendecilik ile ilgili) Tasarıyı çok geciktirmeden, seçim sonrası aylarda son halini vermek ve gündeme getirmek istiyoruz. Ümit ediyoruz ki sektör için faydalı olsun, haksız rekabeti önlesin ve rekabetin iyi işlemesini sağlasın. Türkiye'de iş yapan ve Türkiye'ye parasını bağlamış hem kendi iş dünyamız hem de uluslararası iş dünyası açısından iyi bir hukuki çerçeve olsun" dedi. Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği'nin düzenlediği "VI. AVM Yatırımları Konferansı'nda konuşan Babacan, perakendecilik sektörünün ciddi bir dönüşüm içerisinde olduğunu ve geleneksel perakendecilikten hızla organize perakendeciliğe geçişin söz konusu olduğunu ifade etti. Bu geçişin bazı sancıları ve problemleri beraberinde getirdiğine dikkati çeken Babacan, pek çok konuda yasal düzenlemelerin sektörün peşinden geldiğini söyledi.
Babacan, şunları kaydetti: "Sektör çok hızlı değiştiği için 11 yıldır perakendecilik ile ilgili tasarı taslaklarını değiştirerek bugüne geldik. En son artık günceli yakalamış bir tasarı inşallah oluşuyor. Daha iki gün önce arkadaşlarla tekrar oturup çalıştık. Ekonomik Koordinasyon Kurulumuzu tekrar bunun için toplayacağız ve son haline bakacağız. Burada temel esaslar var ve bunları vurgulamak gerekiyor. Halkımızın çok bol çeşide kolay ulaşması ve iyi bir hizmetle kaliteli ürünleri mümkün olduğunca ucuza alması... Bu temel bir önceliktir. Burada kimi ne kadar koruyacağızın cevabı, öncelikle tüketiciyi korumaktan geçiyor. 'Tüketici halkı nasıl koruyacağız' dediğimiz zaman, rekabetin iyi işlemesi son derece önemli. Rekabeti kısıtlayıcı ve kısıtlanmış rekabet nedeniyle yükselmiş maliyetler bizim görmek istediğimiz bir tablo kesinlikle değil.
Öncelikle 76 milyonu, harcayan, tüketen vatandaşı koruyarak başlamamız gerekiyor. Burada koruma derken, dünyada korumacılık denen bir anlayış var. Korumacılık kriz döneminde pek çok ülkenin düştüğü tuzak aslında, tam tersine küçük kesimleri korurken, geniş kesimlere büyük zarar ve maliyet getiren bir anlayıştır. Buna da dikkat etmemiz gerekiyor. Sonuçta rekabet, rekabet, rekabet... Bunun da iyi çalışması gerekiyor. Bunu nasıl yapacağız? Haksız rekabete yol açacak ortamlara izin vererek değil, adil bir rekabet ortamı oluşturarak olacak. Perakendecilik sektörü çok fazla düzenleme yapılmış bir alan değil. Sadece perakendecilere özel yapılmış yasalar da çok yok." Özellikle vatandaşı aldatacak türden iletişime izin veren bir yapının da uygun olmadığını ifade eden Babacan, "Bazen görüyoruz. Bakıyorsunuz bir afiş açıyorlar 'kapatıyoruz' diye. Aradan üç ay geçiyor, 2 yıl geçiyor hala kapandığı yok. 'Kapatıyoruz tabelası asıp da elimdekini ucuza satacağım, gel al' deyip 20 defa daha o mağazayı doldur boşalt yapıyorsak bu dürüst bir alışveriş olmuyor. Ayrıca 'yüzde 50 indirim başladı' diye tabela asıyorsun. İndirimden önce 100 liraya satıyordun, indirim tabelasını astıktan sonra üzerine 200 lira yazıyorsun. Zaten 100 liraya satıyordun. 'Ben bunu 200 liraya satıyordum, bak şimdi 100 liraya düşürdüm.' Bunlar da doğru işler değil" şeklinde konuştu.
Düzenleme yapılacaksa bu noktaların irdelenmesi gerektiğine ve beyanın, asılan etiketin, kampanyaların doğru ifade edilmesi gerektiğine dikkati çeken Babacan, yeni yasanın bunları da dikkate alacağını söyledi.
"Tasarıyı çok geciktirmeden, seçim sonrası aylarda gündeme getirmek istiyoruz"
"Outlet" teriminin artık ayağa düştüğünden, herkesin bir outlet tabelası asmaya başladığından yakınan Babacan, "Bunun uluslararası bir tanımı vardır. Bunu, tanımı yapmayıp tamamen serbest bıraktığınız zaman da yine aldatmaya göz yummuş oluyor ve bunun önünü açık tutmuş oluyorsunuz" dedi. Babacan, bu tabelayı sıradan bir dükkana asıp da burası komple daha ucuz havası oluşturulmasına da dikkat edilmesi ve izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
"Keşke bu söylediklerimiz perakendecilik sektörü tarafından kendi kendine regüle edilebilecek bir unsur olsa" temennisini dile getiren Babacan, bunu gönüllü kuruluşların kendilerinin sağlayabilmesini tercih ettiklerini belirtti. Piyasa mekanizmasının bunu Kendi kendine sağlayamaması durumunda kendilerine çok fazla talep ve şikayetler geldiğini söyleyen Babacan, şunları kaydetti: "Bu konuda popülizm rüzgarları esiyor. Buna son derece dikkat etmek lazım. Popülizmin çok türleri var. Fazla detayına girmek istemiyorum ama sektörün içindekiler bunu anlıyordur. Popülizm rüzgarları çok riskli ve çok tehlikelidir, hangi alanda olursa olsun. Dış politikada popülizm yapanlar olur ve pek çok ülkede yapılır. Ekonomide popülizm yapanların haddi hesabı yok, en yakınımızdaki Avrupa. Perakendecilik sektörü özeline indiğimizde burada da popülizm yapılacak alanlar vardır. Bunlara çok dikkat etmek gerekir. Ölçülü olmanız ve akılcı davranmanız gerekiyor. Bir yandan yatırımların önünü açarken bir yandan da şehirlerimizin düzenli gelişmesi gerekiyor. Şehirlerimizde yol, trafik ve park durumunu hiç dikkate almadan gayrimenkul projeleri oluşturduğunuzda, projeyi yapıyorsunuz ve bakıyorsunuz ki trafik tıkandı, yollar yetmemeye başlıyor. Bu hiç hesap edilemeyen bir konu değil."
Şehirlerin gelişme plan ve programları ile altyapı yatırımlarına paralel gayrimenkul projelerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Babacan, bu şekilde yapıldığında sorunlarla karşılaşılmayacağına dikkati çekti.
AA
Yorum Yaz