maritbet girişmaritbet
James Bond filmindeki gibi tezgahlardan mı alışveriş yapıyoruz?

James Bond filmindeki gibi tezgahlardan mı alışveriş yapıyoruz?

Kadın feveran ediyor tramvayda. 'Bizi hâlâ tezgâhlarda alışveriş yapıyor sanıyor bunlar. Şunlara bak. Biz böyle miyiz? Bizi neden hep böyle görmek istiyorlar. Hangi çağdayız canım!'. Karşısındaki suskun

 

Kadın feveran ediyor tramvayda. 'Bizi hâlâ tezgâhlarda alışveriş yapıyor sanıyor bunlar. Şunlara bak. Biz böyle miyiz? Bizi neden hep böyle görmek istiyorlar. Hangi çağdayız canım!'. Karşısındaki suskun.
 
Boynunu döndürebildiği kadar çeviriyor ve Yeni Cami ile Mısır Çarşısı arasına serpiştirilmiş ve koruma çemberine alınmış tezgâhlara bakıyor. Ben de eğilip bakıyorum kadının bakışlarını takip edercesine. Üst üste yığılıvermiş izlenimi veren tezgâhlar. Yapay eşyalarla, şekillerle ve renklerle dolu. Kırmızı renk öne çıkıyor. Macuncu tezgâhları, kestaneciler, baharat malzemeleri. Günlük eşyalar. Mutfak malzemeleri. Kumaşlar. Elbiseler. Doğu gelip toplanmış oraya. Şimdilik sessiz. Sabah uykusunda. Mahmur. Belli ki çekimlere başlanınca hareket de başlayacak, aksiyon sahnelerini destekleyecek ses ve hayat cümbüşü iç içe geçecek. Çünkü gerçek bu. Doğu tek başına ne görüntü, ne renk ne de sestir. İstanbul, Doğu mu demek istiyor aslında kadın! Biz Doğu muyuz! Daha doğrusu Doğu değiliz demek istiyor. Tramvay pervasızca kayıyor ileri doğru, bir durak sonra da kadın söylene söylene iniyor. Yanındakinin dudağında saklı bir sabır, çiğnenmiş bir karanfil gibi düştü düşecek.
 
Olacak bu ya! Ben de kendimi birdenbire büyük bir alışveriş merkezinin içinde buluyorum. Artık her yana fütursuzca serpilen bu büyük alışveriş merkezlerine düşmek kadar sıradan bir şey yok. Zihnim geride. Kadının gözlerinde. Çarşıları ve sesleri düşünüyorum. Ama o pek gösterişli, bak ben buradayım diyen alışveriş merkezi alabildiğine bastırıyor omuzlarımdan. (AVM diyorlar bir yandan onlara. Böylelikle daha gizemli, bilinmeyen, soyut bir havaya bürünmüş de oluyorlar.) Öyle bir ses ve müzik basıncı var ki ne yapacağımı bilemiyorum. Ses dediğim, arsız otlar gibi sarkıyorlar. Ve dipten gelen yoğun ve boğuk bir uğultu. Tamamen mekanik. Bir tren istasyonunun uçuk sesleri değil mesela. Bir şehirlerarası otobüs terminali hiç değil. Ne bir gözyaşı. Ne bir sevinç çığlığı. Ne bir gizli hıçkırık. Yekpare bir uğultu. Girintisi çıkıntısı yok. Canlı değil de günün her vakti bir merkezden özel olarak yayılıyor gibi. Fakat uğultuyu boğan daha başka bir şamata var. Müzik. Yüksek sesli. Bitmeyen. O mağazadan bu mağazaya giderken belki ses değişiyor ama ton aynı. Ritim aynı. Yabancı dil. Araya karışan mağaza içi duyurular. Üç gömlek alana dördüncüsü bedava. Beş kilo pirinç alana bir bulaşık süngeri mesela. Belli ki bir süre sonra burası her şeyi ve herkesi düzleştiriyor, tekdüze bir hale getiriyor. AVM'nin unsurlarından birisi yapıyor sizi. Kulağınız, gözünüz ve duygularınız devrediliyor büyük uyuma.
 
Ahmet Rasim, her şeyi yazmıştır da bir de İstanbul'un seslerini yazmıştır. Tuhaf olan hazretin bu yazıları kaleme alırken içinde bulunduğu hayıflanma duygusudur. Şehrin, sokağın, çarşının bir bir aradan çekilen seslerini, o kendisine has muzip dil içerisinden duyurur bize. Yoğurtçu, sütçü, yorgancı, kaymakçı, leblebici, bozacı, ciğerci, eskici, muhallebici, süpürgeci, aklınıza ne gelirse, hem de onların hangi milletten olduklarını hissettire hissettire bir tür dil efekti ve dil fotoğrafı yanında teatral tonuyla yazar. Muziptir çünkü dil içindeki dilin farkındadır. İstanbul'un asıl bu dil içindeki dil ile de yaşayıp devindiğinin, kendisini yoğurup harmanladığının bilincindedir. Sesler olmasa, sesleri giyinmiş varlıklar olmasa şehir bir hayaletten hatta cehaletten başka nedir ki! Hem o sesler sadece İstanbul'da değil, Anadolu'dan Balkanlar'a, Suriye'den Kudüs'e, Kahire'den Buhara'ya kadar uçup yayılmaz mı?
 
Öyle ya, bu James Bond filmini çekenler bizi nerede yaşıyor zannediyorlar? Biz de şimdi tıpkı Fransızlar, Amerikalılar, Almanlar ve dahi Polonyalılar gibi giriyoruz büyük marketlere, kasaya ilerliyoruz, kasa o muhteşem bipbipleri ile barkodlarımızı okuyor, hiç yüzümüze bile bakmayan satıcılara paraları sayıyor, kredi kartlarımızı uzatıyoruz. Bipbip...Bip. Biiip. Bipp. Biiiiiiippppppppppp.
 
Çıkıyorum hızla AVM'den. Biraz daha kalsam aynı renklerin ve aynı sesin içinde boğulacağım. Aynı ses diyorum ya! Kastım sessizlik aslında. Birden o müzikler susturulsa ne olacak? Sessizliğin ustaca üstünün örtüldüğünü anlayıvereceğiz. Hayatın dilsiz bir karartma olduğunun farkına varıvereceğiz. Fakat vah ki biliyor ve hissediyorum ki, bu çağ her şeyi modellemekte çok mahir. Nasıl şimdi semt semt, mahalle mahalle eskiler yeniden inşa ediliyor, bir tür gibilik akımı her yeri dolduruyor. Bir süre sonra da o alışveriş merkezleri bu seslerden vazgeçecek, tezgâhları, standları, rolü çarşıyı, sokağı ve hayatı taklit etmek olan görevliler dolduracak. Domates diyecekler. Marul. Elma. Armut. İnanmadan. İnanırmış gibi.
 
Korkuyla çarşıya atıyorum kendimi. İlkin Kapalı Çarşı'dan geçiyorum. İşte diyorum burası da bir tür AVM. Fakat biraz durursanız hem su sesi duyabilirsiniz hem de kuş sesini. Hem gün ışığı sızar mini kubbelerden hem de her tür satıcı sesi. Dil her bir seste başka bir müziğe bürünür. Sonra bugün dünyanın son günüymüşçesine, ne olur ne olmaz diyerek dalıyorum çarşılara. Peynir satanlar, kuru yemişçiler, zerzevatçılar, çiçekçiler, kuş satıcıları, baharatçılar, kestaneci, sucu, dondurmacı. Aman Allah'ım, Ahmet Rasim kadar zengin olmasa da, yaşamaya, kulak vermeye, plastik bir dünyadan, dilin ve hayatın gerçeğine dönmeye çoktan değer. İnat edercesine oturduğum köşeden yüksek sesle sesleniyorum; 'Çay buraya. Bir çay!'. Sonra bir daha...
 
Zaman

Yorum Yaz

Benzer Haberler

AVM metrekare verimlilik endeksi ağustosta arttı
  • 28.10.2024 14:14

AVM metrekare verimlilik endeksi ağustosta arttı

AVM'lerde kiralanabilir metrekare alanı başına düşen ciro ağustosta Türkiye gene ...

AVM yatırımcılarından yeni gayrimenkul mevzuatı talebi
  • 11.10.2024 16:40

AVM yatırımcılarından yeni gayrimenkul mevzuatı talebi

AYD Başkanı Nuri Şapkacı, uluslararası normları yansıtacak ve sosyal konut kira ...

BMD üyeleri, kira artışından şikayetçi
  • 27.09.2024 11:42

BMD üyeleri, kira artışından şikayetçi

BMD üyesi markalar, "fahiş kira artışı talepleri" ve AVM'lerdeki genel giderlerl ...

AVM Verimlilik Endeksi haziranda yükseldi
  • 13.08.2024 16:37

AVM Verimlilik Endeksi haziranda yükseldi

AVM’lerde kiralanabilir metrekare alanı başına düşen ciro haziranda Türkiye gene ...

AVM Metrekare Verimlilik Endeksi martta yüzde 96,4 arttı
  • 22.05.2024 11:44

AVM Metrekare Verimlilik Endeksi martta yüzde 96,4 arttı

AVM'lerde kiralanabilir metrekare başına düşen ciro martta Türkiye genelinde 10 ...