2. Ulusal Heyelan Sempozyumu yapıldı
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğünce (ÇEM) ATO Congresium'da "2. Ulusal Heyelan Sempozyumu" düzenlendi.
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğünce (ÇEM) ATO Congresium'da düzenlenen "2. Ulusal Heyelan Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, son yıllarda dünya çapında yaşanılan küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle oluşan ani yağışların oluşturduğu heyelan, sel ile erozyonun ciddi problemler olduğunu söyledi.
Artan şiddetli yağışların ve insan aktivitelerinin heyelan vakalarının her geçen gün artmasına sebep olduğunu belirten Özkaldı, Türkiye'de morfolojik yapısı, coğrafi konumu ve iklim özellikleri nedeniyle bu durumla sık sık karşılaşıldığını ifade etti.
Özkaldı, heyelanların, can kayıpları ve ekonomik zararlar açısından değerlendirildiğinde depremlerden sonraki en yıkıcı 2. afet türü olduğuna işaret ederek, "Heyelanlar yaşanan doğal afetlerin yüzde 45'ini oluşturmaktadır. Özellikle son yıllarda heyelanın sıklıkla yaşandığı Karadeniz Bölgesi'ndeki üst havzalarda ÇEM, şehir merkezlerinde ise Devlet Su İşleri yoğun çalışmalar yürütüyor. Doğu Karadeniz'de yağışın şiddeti ve miktarı, engebeli yapısı, ayrışma, tabii bitki örtüsünün zaman zaman kaldırılarak fındık ve çay bahçelerine dönüştürülmesi, oluşan yanlış arazi kullanımı ve bununla beraber düşük standartlı yollar heyelanların oluşumunu hızlandırmaktadır." diye konuştu.
Heyelanla mücadelede Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün tarım alanlarında, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün de mera alanlarında çalışmalar yaptığına işaret eden Özkaldı, şunları kaydetti:
"Heyelanlarla daha etkili mücadele edebilmek için Bakanlığımız birimleriyle AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ve mahalli idareler ile eşgüdümlü olarak çalışmaların artırılması büyük önem taşıyor. Yapılan çalışmalar içerisinde Türkiye Heyelan Envanter Haritaları'nın güncellenmesi, Heyelan Duyarlılık Haritaları'nın hazırlanması ve bu çalışmaların arazi kullanımında, imar ve altyapı planlamalarında kullanılması büyük önem arz etmektedir. Sadece heyelanı önceden öngörüp önlemler almak yeterli olmuyor, şehirleşmelerin de imar çalışmalarının da buna paralel olarak yürütülmesi çok büyük önem arz ediyor."
"Doğadaki tahribat tamir edilemez duruma geldi"
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Ahmet İpek ise hidrometeorolojik karakterli afetlerin sayısında 1980'li yıllardan bu yana artış görüldüğünü belirtti.
Dünya genelinde oluşan büyük afetlerin yüzde 91'ine atmosferik koşulların neden olduğuna dikkati çeken İpek, "Hidrometeorolojik afetler her yıl dünya genelinde 300 binden fazla insanın ölümüne ve önemli miktarda ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu afetlerin özünde ise maalesef insanoğlunun sadece ekonomik hesaplar uğruna ortaya koyduğu doyumsuz hırsları yatmaktadır. İnsanoğlunun doğaya verdiği tahribat artık tamir edilemez duruma gelmiş ve sonucunda dünyamızda çevre kirliliği, arazi tahribatı, açlık, yoksulluk ve akabinde göçler şeklinde sorunlar ortaya çıkmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yaz