ABD siyasetinde Donald Trump rüzgarı esiyor!
Emlak kralı Donald Trump, ABD Başkanlık yarışında hızla yükseliyor.
ABD'de Kasım 2016'da yapılacak Başkanlık seçiminde, Cumhuriyetçi Parti'nin aday adayı olarak yarışa katılan emlak milyarderi iş adamı Donald Trump'ın yükselişi devam ediyor.
Türkiye'de de emlak yatırımları bulunan Trump, adaylığını açıkladığı ilk seçim konuşmasında, ülkeye gelen Meksikalıları "hırsız" ve "tecavüzcü" olmakla suçlayarak ayrımcılık ve nefret ifadelerine yer vermesine ve gün geçtikçe siyasi söyleminde daha da sertleşmesine rağmen, son anketlerde açık ara önde gidiyor.
Siyasi rakiplerini eleştiren, Hispanik televizyon kanalından bir gazeteciyi basın toplantısından çıkartan, bir kadın gazeteciyi aşağılayan ve ardından özür dilemeyen Trump, tüm bu tavırları nedeniyle eleştirilse de Cumhuriyetçi seçmenlerden puan toplamaya devam ediyor.
Sözünü sakınmadan söyleyen lider görünümündeki Trump, göçmenler ve rakipleri hakkındaki sert söylemleri, son günlerde öne çıkan gazetecilere yönelik hakarete varan üslubuna rağmen, kamuoyu yoklamalarında Cumhuriyetçilerin favori ismi olarak çıkıyor.
Diğer adaylarla arayı açtı
Quinnipac Üniversitesinin kamuoyu yoklamasına göre, 17 aday adayı arasında Trump, Cumhuriyetçi Partili seçmenin yüzde 28'inin desteğini aldı.
Trump'ın en yakın takipçisi yüzde 12'yle eski beyin cerrahı Ben Carson olurken, babası ve ağabeyi ABD başkanlığı yapan eski Florida Valisi Jeb Bush yüzde 7'yle üçüncü sırada yer aldı.
Öte yandan Quinnipac Üniversitesinin anketine katılan Cumhuriyetçi Partili seçmenlerin yüzde 26'sının, Trump'a hiçbir koşulda oy vermeyeceğini belirttiği dikkati çekti.
ABD'de siyasetçiler para bağışıyla kampanyalarını devam ettirirken Trump, ofisine kadar gelerek kendisine milyonlarca dolar para yardımında bulunmak isteyenleri geri çeviriyor. Kendi imkanlarıyla seçim yarışına devam etmesi ve halktan para toplamaması, iş adamını rakiplerden ayıran bir başka özellik olarak öne çıkıyor.
Dış politika ve ticarette Obama yönetime eleştiriler
Seçim konuşmalarında ABD'nin dünyayla ticaretinde "kandırıldığı"nı ileri süren Trump, özellikle de Çin'le olan ticaretin, bu ülkenin Dünya Ticaret Örgütü'ne girmesine izin veren ABD'nin aleyhine geliştiğini, Çin'in verdiği sözleri tutmadığını ifade ediyor.
Trump, Çin'le yapılan anlaşmanın ardından birçok Amerikan firmasının ABD'deki fabrikalarını kapatıp üretimini işçiliğin daha ucuz olduğu Çin'e kaydırdığını oysa Çin'in verdiği sözleri tutmayarak kendi para birimini manipüle ettiğini ve ABD'nin zarar görmesine neden olduğunu savunuyor.
Ortadoğu'da özellikle Suriye'de ve Irak'ta DAEŞ'in güç kazanması ve Bingazi olayından sonra Libya'da ABD'nin başarısızlığının teyit edilmesi, Rusya'ya karşı yumuşak tutumuyla Ukrayna'daki başarısızlık, Meksika'yla ve Güney Amerika ülkeleriyle yapılan anlaşmalarda ABD'nin aleyhine durumların ortaya çıkması, Trump'ın, dış politikada ve uluslararası ticarette Obama yönetimine karşı sert eleştirilerde bulunmasına ve bu şekilde de puan toplamasına neden oluyor.
Diğer adaylar gibi bağış toplamayan ve kampanya masraflarını kendisi karşılayan Trump'ın, sadece 300 milyon dolar likit döngüsü olduğu ve servetinin 4 milyar dolar civarında bulunduğu belirtiliyor. Forbes dergisindeki bir yorumda, Trump'ın ABD Başkanlığına ulaşabilmesi için yaklaşık bir milyar dolar harcaması gerekeceğinden ilerde zor günler yaşayabileceği ileri sürüldü.
Trump, ilk seçim konuşmasında hedefine sınırı kaçak geçenleri Meksikalıları koyduktan sonra, geçen gün yaptığı konuşmada, ABD'ye doğum yapmak için gelerek çocuğunun Amerikan vatandaşı olmasını sağlayan yabancılara da değindi. Trump, bu yöntemle elde edilen ABD vatandaşlığını da böylece tartışmaya açmış oldu.
Yorum Yaz