Anıtkabir, özel güvenlik sistemleriyle korunuyor
Anıtkabir Komutanlığınca, büyük önder Atatürk'ün ebedi istirahatgahının ve içindeki eserlerin korunmasına büyük özen gösteriliyor
Her ay binlerce kişinin ziyaret ettiği Anıtkabir'in müze bölümünde güvenlik önlemlerinde son teknolojik gelişmelerden yararlanılıyor. Özel hazırlanan, darbeye, ateşe karşı dayanıklı vitrinlerde sürekli nem ölçümü yapılıyor, ışıklandırma özel kablolarla sağlanıyor. Dört ana bölümden oluşan müzede kapılar ise heyet tarafından mühürlenerek tek tek kapatılıyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir, 750 bin metrekarelik alanda bulunuyor. Alanın 120 bin metrekaresini anıt bloğu oluştururken geri kalan kısmı Barış Parkı'ndan meydana geliyor. Anıtkabir'e Tandoğan tarafından girildiğinde ziyaretçileri kadın ve erkek heykel grupları karşılıyor. İstiklal Kulesi'nin önündeki ulusal kıyafetler giymiş üç kadın heykeli ile Hürriyet Kulesi önündeki üç erkek heykeli ayrı anlamlar taşıyor. Anıtkabir'de simetrik olarak yerleştirilen on kule yapı bakımından aynı özellikleri barındırıyor. Üzeri piramit şeklinde çatılarla örtülü kulelerde Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu bulunuyor. Tavanlarında Türk kilim desenlerinden alınan geometrik süslemeler, iç duvarlarında kulenin adıyla ilgili bir kompozisyon ve Atatürk'ün sözleri bulunuyor.
Aslanlı Yol'un ilginç özelliği
Ziyaretçiler Atatürk'ün mozolesine çıkmadan önce 262 metre uzunluğundaki Aslanlı Yol'dan geçiyor. Yol, aralarında 5'er santimetre boşluk bulunan asimetrik döşenmiş taşlardan oluşuyor. Yolun asimetrik taşlarla döşenmesinin amacı ziyaretçilerin yere bakarak yürümesini ve Atatürk'ün mozolesine başları önde eğik, saygıyla çıkmalarını sağlamak olarak belirtiliyor.
Yolun iki tarafına dikilen Virginia ardıçları ise şehrin görüntüsünü kapatıp gelenleri ziyarete hazırlıyor. Yoldaki 24 aslan, 24 Türk Oğuz boyunu simgeliyor. Türk tarihinde güç ve temsili simgeleyen aslanların oturur durumda tasvir edilmesi ise Türk milletinin barışa verdiği önemi gösteriyor.
Bayrak direği 63 yılın ardından değiştirildi
Ziyaretçileri Aslanlı Yol'un sonunda 15 bin kişi kapasiteli tören meydanı karşılıyor. Zeminde 373 halı ve kilim motif süsü bulunuyor. Anıtkabir'in Çankaya girişinde ise 33 metre 53 santim uzunluğunda bayrak direği bulunuyor. Direk 1946'da ABD'de yaşanan Türk vatandaşı Nazmi Cemal tarafından hediye edildi. Aradan geçen yılların ardından meteorolojik nedenlerle direğin yıprandığı ODTÜ tarafından hazırlanan raporla belirlendi. Bunun üzerine direk orijinaline göre hazırlanan yeni direkle geçen ay düzenlenen törenle değiştirildi.
Atatürk'ün mozolesine ise 42 basamaklı merdivenlerden çıkarak ulaşılıyor. Merdivenlerin ortasında Hitabet Kürsüsü bulunurken mozolenin girişinde Şeref Holü yer alıyor. Holün zemini Adana ve Hatay'dan, duvarlar ise Afyon ve Bilecik'ten getirilen mermerlerle kaplı. 27 kirişten oluşan tavanda ise halı ve kilim desenlerinden oluşan altın yaldızlı mozaik süsler dikkati çekiyor. Holün sonunda Atatürk'ün sembolik lahdi bulunuyor. Buradaki lahit taşı 40 ton ağırlığında Osmaniye'den getirilen tek parça mermerden oluşuyor.
Anıtkabir'de ayrıca İsmet İnönü'nün lahdi ve tam altında mezar odası, sinevizyon salonu, Anıtkabir Kütüphanesi de yer alıyor.
Muharebe alanından alınan şarapneller
Anıtkabir'de Misak-ı Milli Kulesi'nden girilen Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi de bulunuyor.
Dört ana bölümden oluşan müzenin ilk bölümde Atatürk'ün kullandığı ve yabancı devlet adamlarınca hediye edilen eşyalar, ikinci bölümde Çanakkale, Sakarya muharebeleri ile Büyük Taarruz'un anlatıldığı panoramalar ve galeriler son bölümde ise Atatürk'ün kitaplarından 3 bin 123'ünün sergilendiği bölüm yer alıyor.
Galeri alanında Atatürk'ün mezar odası da bulunuyor. Lahit taşının tam altına denk gelen bu odada büyük önder Atatürk'ün mezarı yer alıyor. Selçuklu ve Osmanlı mimarisi tarzında sekizgen planlı olarak yapılan mezar odasına sadece Genelkurmay Başkanlığının izniyle girilebiliyor. Odanın görüntüsü ziyaret saatlerinde kameralarla kapının önündeki televizyonda gösteriliyor.
Kapanışta özel uygulama
Müzedeki eserler Anıtkabir Komutanlığınca özenle korunuyor. Son teknoloji alarm sistemlerinin yanı sıra Atatürk'ün kitaplarının, özel eşyalarının ve balmumu heykellerinin olduğu bölümlerin vitrinleri de özel olarak yaptırıldı.
Darbeye, ateşe dayanıklı vitrinlerde sürekli nem ölçümü yapılıyor, ışıklandırma özel kablolarla sağlanıyor. Bu sayede ışığın eşyalara zarar vermesinin önüne geçiliyor. Ayrıca vitrinler özel yapısı sayesiyle hava da almıyor.
Çanakkale Deniz ve Kara Savaşlarının anlatıldığı panoramada ise muharebe meydanından getirilen şarapnel parçaları da yer alıyor.
Kapılar mühürleniyor
Eserlerin korunması için Anıtkabir Komutanlığı personelince büyük özen gösteriliyor. Her bölümdeki personel, görevini büyük bir titizlikle yapıyor.
Müzenin kapanma saati geldiğinde ise bu titizlik bir daha gözler önüne seriliyor. Müzenin kapanış saatinin gelmesiyle personel temizliğe başlıyor. Temizliğin sonunda aralarında nöbetçi amirinin de bulunduğu heyet son kontrollerini yapıyor. Dört bölümden oluşan müzenin kapıları heyet tarafından tek tek kapatılıyor. Alarm sisteminin çalıştırılmasının ardından kilitlenen kapılar tek tek mühürleniyor.
Müzenin son bölümünden başlayan bu işlem girişin olduğu Misak-ı Milli Kulesi'ne kadar sürüyor. Misak-ı Milli Kulesi'nin de kapısı kilitlenip mühürlendikten sonra anahtarlar kasaya yerleştiriliyor. Kasanın anahtarı ise bir zarfa konup mühürlenerek, nöbetçi amirine teslim ediliyor.
Müzenin kapıları sabah yine heyet tarafından mühürler tek tek sökülerek açılıyor. Bu özenli uygulama her gün tekrarlanıyor.
Müzenin ilk komutanı
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Güler, AA muhabirine, aynı zamanda emekli albay olduğunu ve Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nin ilk komutanı olarak görev yaptığını belirtti.
Anıtkabir'de bir müze yapılmasının aslında proje yarışması için hazırlanan şartnamede yer aldığını vurgulayan Güler, ilk müzenin Misak-ı Milli Kulesi'nden şu anda panoramaların olduğu bölüme kadarki alanda açıldığını söyledi.
Burada Atatürk'e ait kişisel eşyaların sergilendiğini belirten Güler, o dönemki müzeyi "mütevazı" olarak nitelendirdi. Müzenin geliştirilmesine yönelik sürecin 2000'li yıllarda başladığını ve üst kurul oluşturulduğunu bildiren Güler, üst kurulun, mozelenin altındaki bölümü değerlendirelim düşüncesiyle çalışma başlattığını anlattı.
Sivil ve asker tarihçilerin ortak çalışmasıyla hem Kurtuluş Savaşı'nı hem Atatürk'ü hem de milletin bağımsızlık azmini ortaya koyan efektli, panorama tekniğiyle tabloların yer alacağı bir müzenin kurulmasına karar verildiğini dile getiren Güler, müzenin 28 Ağustos 2002'de açıldığını kaydetti.
Müzedeki eserler hakkında da bilgi veren Güler, "Küçük müzenin olduğu dönemde orada bir müze müdürlüğü kadrosu vardı. Müze müdürlüğünün üst kurul tarafından müze komutanlığına dönüştürülmesine karar verildi, ben de oraya atandım" diye konuştu.
Kendisinin ilk müze komutanı olduğunu belirten Güler, "Müzeyle Anıtkabir daha anlamlı hale geldi" ifadelerini kullandı.
Müzede askeri kahramanların yanı sıra Kurtuluş Savaşı'nda önemli roller oynayan Kara Fatma, Hasan Tahsin gibi sivil kahramanların büstlerinin de bulunduğuna dikkati çeken Güler, "Aslında millet devlet buluşmasının da bir mekanı oldu orası" diye konuştu.
Sarp Özer, Eda Ay/AA
Yorum Yaz