Bakan Bozdağ'dan deprem bölgesindeki soruşturmalara ilişkin açıklama!
Adalet Bakanı Bozdağ, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından başlatılan soruşturmalara ilişkin, "Binanın inşasında, denetiminde, kullanımında sorumluluğu olan herkesin kusuru ayrı ayrı değerlendirilmektedir." dedi.
Bozdağ, Diyarbakır'daki Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'nde (GAMER), Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yürütülen çalışmalara ve soruşturmalara ilişkin açıklamada bulundu.
Diyarbakır'da bir bina hariç yıkılan diğer binalardaki arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarının tamamlandığını bildiren Bozdağ, kalan bir binadaki çalışmalarda ise sona gelindiğini ifade etti.
Bekir Bozdağ, Diyarbakır'da deprem nedeniyle 397 kişinin hayatını kaybettiğini, yaralanan 902 kişiden 863'ünün tedavisinin tamamlandığını, 39 yaralının ise tedavilerinin sürdüğünü belirtti.
Barınma için kentte geniş çaplı çalışmalar yürütüldüğünü ifade eden Bozdağ, "Şu ana kadar dışarıda kalan, barınma imkanı olmadığı için açıkta kalan herhangi bir vatandaşımız olmamıştır. Ayrıca 2 bin 200 çadırdan oluşan bir çadır kent, 675 konteynerden oluşan konteyner kent çalışmalarını da hızla yürütüyoruz." dedi.
Adalet Bakanı Bozdağ, depremden etkilenen vatandaşların tüm ihtiyaçlarının karşılandığını dile getirdi.
Diyarbakır'daki hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü anlatan Bozdağ, konutların önemli kısmında hasar tespit çalışmalarının tamamlandığını, yaklaşık 10 gün içinde bu çalışmaların bitirileceğini söyledi.
Deprem soruşturmalarına yönelik de açıklamada bulunan Bakan Bozdağ, deprem nedeniyle yıkılan, çok sayıda insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olan binaların imar, inşaat, tadilat ve denetimlerinde sorumluluğu olanların tespiti, delillerin toplanması, ölü muayenesi, kimliklendirme ve defin işlemlerinin hukuka uygun biçimde ve süratle yapılması amacıyla çalışıldığını ifade etti.
Adli işlemlerin gecikmeksizin yapılması amacıyla Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) bölgeye 478 savcı görevlendirdiğini bildiren Bozdağ, Adli Tıp Kurumunun da 394 görevlendirme yaptığını belirtti.
"İhmali ve kusuru olanlar ayrımsız soruşturulmaktadır"
Adalet Bakanı Bozdağ, şöyle devam etti:
"Kamuoyunda sadece müteahhitlere dönük soruşturma yapıldığı iddiaları ve değerlendirmeleri yapılmaktadır. Bu iddialar ve değerlendirmelerin hiçbirisi gerçeği yansıtmamaktadır. İşin doğrusu, binanın inşasında, denetiminde, kullanımında sorumluluğu olan herkesin kusuru ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Bu kapsamda binaların müteahhitleri, yapı denetim elemanları, belediyelerde görevli ve yetkili fenni mesuller, binada mevzuata aykırı tadilat yapanlar, kolon kesenler dahil olmak üzere ihmali ve kusuru olduğu değerlendirilenler ayrımsız soruşturulmaktadır. Takdir edersiniz ki bu delillerin toplanması, hangi binada kimler sorumlu, müteahhidi kim, denetimi yapan kim, bunlara ilişkin fenni mesuller kim, hangi binada kim hangi tür imara aykırı tadilat yaptı, binanın statiğini değiştirdi, kolon kesti veya kullanımdan kaynaklanan başkaca hatalar oldu, bunların tespiti bir zaman almaktadır. Ama bilinmelidir ki bütün bu sorumlulara dair Cumhuriyet savcılıklarımız tarafından resen soruşturmalar başlatıldığı gibi delillerin de titizlikle toplanması sürdürülmektedir. Ayrıca vatandaşlarımız tarafından yapılan ihbar şikayetler ile dile getirilen her tür iddia da soruşturma kapsamında büyük bir titizlikle değerlendirilmektedir."
Sorumluların yargı önünde hesap vereceğinin altını çizen Bozdağ, ihmali, kusuru olanların tespit edilerek adalet terazisinde tartılacağını, herkese hak ettiğinin verileceğini dile getirdi.
Bakan Bozdağ, "Hiçbir vatandaşımızın, soruşturmaların savsaması, gecikmesi yahut da herhangi bir nedenle farklı bir değerlendirmeye tabi tutulması yönündeki iddialara kulak asmamasını buradan bir kez daha ifade etmek isterim. Yanan can herkesin canı ve buradaki ihmal, kusur, diğer suç oluşturan şeyler neyse bunlarla ilgili titiz bir çalışma yürütülmektedir." diye konuştu.
Görevlendirilen savcıların, soruşturmaların etkin yürütülerek sorumluların yargı önüne çıkarılması konusunda titiz çalıştığını vurgulayan Bozdağ, bölgede deprem soruşturmaları için özel bürolar kurulduğunu ve özel görevlendirmeler yapıldığını hatırlattı.
"Delillerin toplanmaması ya da delillerin karartılması söz konusu değildir"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yıkılan ya da ağır hasarlı binalarla ilgili yürütülen soruşturmalara ilişkin şunları söyledi:
"Bugüne kadar hakkında işlem yapılan şüpheli sayısı 245, tutuklanan şüpheli sayısı 54, hakkında adli kontrol verilen şüpheli sayısı 47, yakalama kararı çıkarılan ama henüz yakalanmamış şüpheli sayısı 7, gözaltı talimatı verilen 45, gözaltında olan kişi sayısı ise 27. Şüphelilik vasfı değerlendirilen kişi sayısı şu anda 29. Yurt dışında olduğu tespit edilen 4, öldüğü tespit edilen 10, ifadeleri alınan 22 şüpheli bulunduğunu buradan ifade etmek isterim. Şüpheliler tespit edildikçe, haklarındaki tedbir kararları dahil Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde yapılması gereken her şey eksiksiz yapılmaktadır. Bundan sonra da eksiksiz yapılacaktır."
Yıkılan binalarla ve hayatını kaybedenlerin bulunduğu yerlerle ilgili delillerin titizlikle toplandığına işaret eden Bozdağ, delil tespiti konusunda da 600 bilirkişinin görevlendirildiğini bildirdi.
Bozdağ, şöyle konuştu:
"Şu ana kadar Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis illerinde delil tespit işlemleri tamamlanmıştır. Deliller toplanmadan hiçbir enkaz kaldırılmamaktadır. Deliller toplandıktan sonra enkazlar kaldırılmaktadır. Ayrıca delillerin, enkaz kaldırma çalışmalarına engel olmadan toplanması yapılmaktadır. Yani deliller toplanırken enkaz kaldırma çalışmalarının engellenmesi de söz konusu değildir. Delillerin toplanmaması ya da delillerin karartılması söz konusu değildir. Delillerin toplanmadığı ya da karartıldığı yönündeki söylentiler, iddialar, kocaman bir yalandan ibarettir. Hiç kimsenin delilleri karartmaya veya delillerin toplanmasını engellemeye gücü yetmez. Türkiye, bir hukuk devletidir. Hukuk devleti içinde deliller hukuka uygun bir biçimde toplanmaktadır, bundan sonra da toplanmaya devam edecektir. Şu anda delillerin toplanmasında herhangi bir aksama gibi, herhangi bir savsama, delillerin karartılması vesaire de söz konusu değildir. Aksini isnat eden bunun delilini ortaya koymalıdır. Yoksa yalan yanlış birtakım bilgilerle veyahut da uydurdukları yalanlarla toplumu farklı bir şekilde manipüle etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Aziz vatandaşlarımızın, deprem provokatörlerine dikkat etmesinde de büyük fayda olduğunu bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim."
"Hırsızlık, yağma iddiaları titizlikle değerlendirilmekte"
Bekir Bozdağ, "Deliller toplanmıyor, soruşturmalar başlamadı, sadece müteahhitler soruşturuluyor, kolon kesenler soruşturulmuyor, binanın statiğini değiştirenler soruşturulmuyor, denetleyenler soruşturulmuyor, yapı denetim firmalarının elemanları soruşturulmuyor, fenni mesuller soruşturulmuyor" iddialarının, "kocaman ve büyük bir yalan olduğunu" söyledi.
Kolon kesenlerin, statiği değiştirenlerin, imara aykırı işlem yapanların, sorumluluğu olan fenni mesullerin, denetim firmalarının, müteahhitlerin, binanın yıkılmasında sorumluluğu tespit edilenlerin yargı önünde hesap vereceğini kaydeden Bozdağ, bu iddiaları ortaya atanların savcılara, bilirkişilere, yargı görevlilerine iftira attığını ve haksızlık yaptığını, yalancıları, provaktörleri önce Allah'a, sonra millete havale ettiğini dile getirdi.
Bölgedeki, hırsızlık ve yağma olaylarıyla ilgili de konuşan Bakan Bozdağ, şu anda sanki büyük bir yağma faaliyeti varmış gibi birtakım haberler yapıldığını belirtti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, şunları ifade etti:
"Yani bunun da altını çizmekte fayda görüyorum, elimizdeki istatistiki veriler, bu haberlerin doğru olmadığını ortaya koyuyor. 'Yağma var' haberlerini, şöyle ifade etmek belki daha doğru olabilir, yağma yok ama yalan çok. Böyle iddiaların da hukuk tarafından soruşturulduğunu, Cumhuriyet savcılarımızın gereğini yaptığını buradan ifade etmek isterim. Bu, aziz milletimizi de lekeleyen bir şey. Sanki 'Türk halkı böylesi bir zamanda, böylesi bir ahlak zafiyetinde, böylesi bir insanlık dışı işi yapacakmış' gibi bir algıya da hizmet eder bu. Böyle bir algının Türk milletine de her bir insanımıza da büyük bir haksızlık olduğunu ifade etmek isteriz. Ama gerek yağma gerek hırsızlık ihtimaline karşı alınan tedbirler en üst düzeydedir. Bunlar, böyle bir ihtimal olur, olabilir endişesiyle alınmış tedbirlerdir. Şu ana kadar baktığımızda büyük bir kısmı bunların neredeyse tamamına yakını hırsızlıkla ilgili verilerdir, vaka sayısı 319, şüpheli sayısı 235, tutuklanan şüpheli 149, hakkında adli kontrol kararı verilen şüpheli 27, yakalama kararı çıkarılan şüpheli 28, gözaltı sayısının 8 olduğunu ifade etmek isterim. Bundan sonra da hırsızlıkla, yağma iddialarıyla iIlgili de her türlü iddia, ihbar ve şikayet titizlikle değerlendirilmekte. Kolluk güçlerimiz tarafından tespit edilenler, yakalananlar elbette yargıya teslim edilmektedir ve o açıdan da resen de bunlar takip edilmektedir. Bu konuda da vatandaşlarımız müsterih olsun."
Hırsızlığa, yağmaya ve başka suçlara karşı her türlü önleyici tedbirlerin alındığının altını çizen Bozdağ, önleyici tedbirlere rağmen suç işleyenlerle ilgili gerekenin yapılacağını belirtti.
Kimliklendirme çalışmaları
Hayatını kaybedenlerden kimliklendirilmesi yapılamayanların bulunduğunu söyleyen Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Buradan aziz vatandaşlarımıza şu çağrıyı özellikle yapmakta fayda görüyorum, deprem nedeniyle enkaz altında olduğunu değerlendirdiği akrabası veya yakını, tanıdığı, dostu olduğunu bilenler, eğer kendilerinden şu ana kadar bir bilgi alamamışlarsa enkaz altından çıkan yaralı ve vefat edenler arasında da tespit yapılamamışsa burada kimliklendirmenin yapılabilmesi için bu kardeşlerimizden referans olarak kullanılacak bazı verilerin alınmasına, numunelerin alınmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle enkaz altındaki akrabasına, yakınına, dostuna ulaşamayan vatandaşlarımız, kolluk güçlerimize, hastanelerimize, adli tıp kurumumuza, Cumhuriyet Başsavcılıklarımıza lütfen müracaat etsinler. Çünkü şu anda enkaz altından çıkarılıp kimliklendirilmesi yapılamayan, vefat ettiği halde numune, referans örnekler olmadığı için eşleştirilmesi de yapılamayan vefat etmiş kardeşlerimiz bulunmaktadır. Bunların yakınlarından benim istirhamım, ilgili birimlere gecikmeksizin müracaat etmeleri ve bu kimliklendirme işleminin usulünce ve hızlıca yapılması için gerekli numuneleri süratle vermeleri gerekmektedir. Şu anda Adli Tıp Kurumlarımızda bulunan bu tür kimliklendirmesi yapılamayan vefat etmiş kardeşlerimizin kimliklendirmeye esas DNA raporları çıkarılmış durumdadır. Buradaki şey, numune referans örneklerin olmayışı veyahut da yeteri kadar olmayışıdır. Onun için de numune referans örnek verecek yakınlarının ilgili kurumlarımıza müracaat etmelerinde büyük fayda vardır."
Yorum Yaz