Bakan Kacır Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik bağları değerlendirdi!
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik bağların teknolojik boyutunun güçlendirilmesinin her iki ülkenin çıkarına olduğunun bilincinde olduklarını ifade etti.
Amerikan Şirketler Derneği (AmCham Türkiye), küresel ölçekte kendini kanıtlamış 60 ülkedeki 1000 Türk'ün yetenek haritasının ortaya konduğu "Global Turks par Excellence" projesinin uluslararası tanıtım toplantısını gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Citibank iş birliğinde Citi'nin New York'taki genel merkezinde düzenlenen etkinliğe, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Salim Atay, Citi Kamu Sektörü Global Başkanı Julie Monaco ve AmCham Türkiye Başkanı Tankut Turnaoğlu'nun yanı sıra iş dünyası temsilcileri katıldı.
Kacır, burada yaptığı konuşmada, AmCham Türkiye'nin, ülkenin ekonomik büyümesini destekleme, Türkiye ile ABD'nin ticari ve ekonomik bağlarının geliştirilmesi konusunda önemli bir rol oynadığına işaret eti.
Küresel ekonominin pandemi ile Rusya-Ukrayna savaşı gibi son 3 yılda yaşadığı zorluklara işaret eden Kacır, bu zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin kayda değer bir büyüme ve dayanıklılık gösterdiğini kaydetti.
"Türkiye Yüzyılı"nda teknolojik kapasiteyi yükseltme hedefi
Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin üretim ve inovasyon merkezi rolünü güçlendirdiklerini ifade ederek, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek birçok stratejik ve kritik projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.
Türkiye'nin, büyüme performansıyla OECD ve G20 ülkeleri arasında ilk sıralarda yer aldığına dikkati çeken Kacır, ülkenin ihracat rakamlarının da şubat ayında yaşanan depremlere rağmen bir önceki yıla yakın seviyede olduğunu belirtti.
Kacır, Türkiye'nin yerli otomobili Togg'un da yollara çıktığını hatırlatarak, ülkenin girişim ekosisteminin de Avrupa'da dikkati çektiğini dile getirdi.
Tüm bu başarıların kolektif çabaların bir sonucu olduğuna işaret eden Kacır, "Doğrudan yabancı yatırımın yalnızca ekonomik politikalarımız için bir araç olmadığını, bizimle Türkiye'ye inananlar arasında uzun vadeli bir ortaklık olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Kacır, 2002 yılına kadar yüzde 0,2 olan Türkiye'nin küresel doğrudan yabancı yatırımdan aldığı payın artık yüzde 1'i aştığını, Türkiye'de faaliyet gösteren uluslararası şirketlerin sayısının da son 20 yılda 10 kattan fazla artarak 6 binden 80 bine çıktığını bildirdi.
Bu şirketlerin son 20 yılda oluşturulan AR-GE ve inovasyon ekosisteminde kritik bir role sahip olduğunu vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
"'Türkiye Yüzyılı'nı inşa ettiğimiz bu dönemde ülkemizin teknolojik kapasitesini yükselteceğiz ve Togg gibi paradigma değişimlerine odaklanacağız. Türkiye'yi, bataryalardan uçan akıllı arabalara, akıllı tıbbi cihazlardan yeni nesil uydu girişimlerine kadar yenilikçi ve çığır açıcı teknolojiler için küresel bir merkez olarak konumlandırmayı hedefliyoruz. Milletimizin kritik teknolojilerde üretme ve yenilik yapma yeteneğini güçlendireceğiz."
İki hafta önce Orta Vadeli Program'ı (OVP) açıkladıklarını anımsatan Kacır, programda ülkenin makroekonomik ve finansal istikrarını artıracak adımların yer aldığını, Türkiye'nin sürdürülebilir büyümesi için ikiz dönüşümlerin ve yüksek teknoloji odaklı üretimin önemine de vurgu yapıldığını aktardı.
"Katma değerli üretim ve girişimciliğin adresi Türkiye olacak"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, katma değerli üretim ve girişimciliğin adresinin Türkiye olacağını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu noktada Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik bağların teknolojik boyutunun güçlendirilmesinin her iki ülkenin çıkarına olduğunun bilincindeyiz. Yani Türkiye, ABD'li yatırımcıların aşina olmadığı bir pazar değil. Nitelikli ve rekabetçi iş gücü ve yüksek teknoloji yatırımlarını çekmeye yönelik özel teşviklerle Türkiye, 1 milyar kişilik tüketici tabanına açılan kapı olmaya hazır. Türk-Amerikan topluluğunun başarılarının ABD'li yatırımcıların da dikkatini çektiğinin ve Türkiye'yi öncelikli ilgi pazarlarından biri haline getirdiğinin de bilincindeyiz."
Bu kapsamda, "Global Turks" projesinin Türkiye'nin potansiyelini temsil ettiğini anlatan Kacır, "1000 Küresel Türk"ün yetenek haritasına tanık olmaktan duyduğu heyecanı dile getirdi.
Kacır, bu çalışmanın Türkiye'nin beşeri sermayesini güçlendirmek adına gelecek dönemde hayata geçirilecek yeni projelerin ipuçlarını da verdiğini ifade ederek, projede emeği geçenlere teşekkür etti.
Küreselleşen dünyada mesleki hayatlarını yurt dışında sürdürenleri Türkiye için bir kayıp olarak görmediklerini belirten Kacır, onları "Türkiye'nin ve Türk insanının zenginliğini ve potansiyelini dünyaya tanıtan elçiler" olarak nitelendirdi.
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, burada yaptığı konuşmada, Global Turks par Excellence Projesi'nin dünya çapında farklı sektörlerdeki ve uzmanlık alanlarındaki seçkin Türk profesyonellere ulaşılmasında katkı sağladığını söyledi.
Bir ülkenin rekabet gücünün, doğrudan yabancı yatırım çekebilmesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Varank, Türkiye'nin 33 milyonu aşkın vasıflı ve rekabetçi iş gücü sunduğunu ve Avrupa ülkeleri arasında en büyük yetenek havuzu olduğunu dile getirdi.
"Türkiye, ABD'li şirketler için bölgesel bir teknoloji merkezi olma potansiyeline sahip"
Varank, Türkiye ve ABD'nin uzun süredir devam eden stratejik ortaklığı bulunduğunu, ikili ticaret hacminde son 2 yılda yaşanan artışın çok değerli olduğunu ifade etti.
ABD'nin Türkiye'nin ihracatında ikinci sırada yer aldığına ve en büyük ikinci yatırımcı olduğuna, mevcut ivmenin kararlılıkla sürdürülmesi halinde ikili ticaret hacminin kısa sürede 100 milyar dolara ulaşacağına işaret eden Varank, bu bağlamda iş çevrelerinin özellikle ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesinde ve iş fırsatlarının keşfedilmesinde önemli bir rol oynayabileceğini ifade etti.
Varank, son 20 yılda Türkiye'ye 250 milyar dolardan fazla doğrudan yabancı yatırım çekildiğini belirterek, birçok uluslararası şirketin araştırma, tasarım, üretim, ihracat ve lojistik merkezi olarak Türkiye'yi tercih ettiğini anlattı.
Start-up'ların yükselişinin, doğrudan yabancı yatırımın önemli bir kaynağı olarak dikkate değer sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Varank, "Türkiye, ABD'li şirketler için bölgesel bir teknoloji merkezi olma potansiyeline sahip." dedi.
"Türkiye çok uluslu şirketler için bölgesel bir merkez haline geldi"
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu da Türkiye'nin dayanıklı ve hızlı büyüyen bir ekonomiye, yatırımcı dostu bir iş ortamına sahip olduğunu ve ülkenin derin, rekabetçi ve yetkin bir yetenek havuzu sunduğunu vurguladı.
Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının son 20 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hız kazandığına dikkati çeken Dağlıoğlu, "Türkiye şimdiden çok uluslu şirketlerin AR-GE, mühendislik, tasarım, lojistik, yönetim ve üretim faaliyetleri için bölgesel bir merkez haline geldi." diye konuştu.
Dağlıoğlu, Türkiye'nin ikinci yüzyılına girdiğini ve bunu "Türkiye Yüzyılı" olarak adlandırdıklarını belirterek, Türkiye'nin hedeflerine ulaşacağını, ülkenin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğini ve küresel ekonomik güç olarak konumlanacağını ifade etti.
"Türkiye, küresel ekonomi için önemli bir pazar"
Citi Kamu Sektörü Global Başkanı Julie Monaco da Türkiye'nin genç ve yüksek vasıflı iş gücü, coğrafi konumu ve büyük iç piyasasıyla küresel ekonomi için önemli bir pazar olduğuna dikkati çekerek, bu nedenle birçok çok uluslu şirketin Türkiye'yi yönetim ve ihracat üretimi için bir merkez olarak seçtiğini ifade etti.
Jeopolitik konumu, Avrupa ve Asya'nın kavşağında yer alan stratejik konumu ve Karadeniz'e, Akdeniz'e, Orta Doğu'ya erişimi nedeniyle Türkiye'nin çeşitli bölgeler arasında kritik bir köprü olduğunu dile getiren Monaco, küresel ticaretin yaklaşık yüzde 40'ının Türkiye'ye 4 saatlik direkt uçuşla gerçekleştiğini anlattı.
Monaco, bu stratejik konumun bölgede genişlemek isteyen şirketler için cazip olduğunu belirterek "Citi, hızla değişen ve belirsiz bir dönemde, zorlukları yeni fırsatlara dönüştürmek için Türkiye'nin önemli bir bölgesel merkez olma yolundaki adımlarını desteklemeye istekli." diye konuştu.
"Küresel yeteneklerimizi de bünyemize katarak Türkiye'ye daha fazla yatırım çekebiliriz"
AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu da ABD şirketleri olarak en güçlü olanaklarından birinin uluslararası yetenekleri geliştirmek olduğunu, Türkiye'de dünya çapında yeteneklerin geliştirilmesi konusunu bir öncelik olarak belirlediklerini anlattı.
Turnaoğlu, Global Turks par Excellence projesinin sadece dünya çapında başarılı olan 1000 Türk lideri belirlemekle kalmadığını, aynı zamanda uluslararası alanda tüm kurumların örnek olarak kullanabileceği bir yetenek haritası da ortaya koyduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin, coğrafi, kültürel ve en önemlisi yetenek avantajlarıyla çok uluslu şirketler için daha büyük bir bölgesel merkez olma potansiyeline sahip bulunduğunu vurgulayan Turnaoğlu, "Küresel yeteneklerimizi de bünyemize katarak Türkiye'ye daha fazla yatırım çekebilir ve daha bağlantılı bir bölgesel merkez haline gelebiliriz." diye konuştu.
Global Turks par Excellence Projesi
AmCham Türkiye işbirliğinde yürütülen Global Turks par Excellence Projesi, P&G, Meta, Citi, Microsoft ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği'nin (YASED) başını çektiği 20 uluslararası şirketin sponsorluğunda hayata geçirildi.
Türkiye'de Heidrick & Struggles'ın kurucusu Ayşegül Dicle Aydın'ın tasarladığı ve yönettiği proje, küresel ölçekte kendini kanıtlamış 60 ülkedeki 1000 Türk'ün elde ettiği başarının hangi bilgi-beceri ve yetenekler kapsamında gerçekleştiğini ve "21. Yüzyılın Lider Türk"ünü yaratmak için hangi yetkinliklere odaklanılması gerektiğini ortaya koyuyor.
Avrupa, ABD, Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika'yı kapsayan ve 2021 yılında başlatılan Global Turks par Excellence araştırması için 5 kıtada ve 60 ülkede başarılı Türk profesyonellere ulaşmak için yaklaşık 2 yıl harcandı ve özellikle ülkeler arası rollerle başarısını kanıtlamış isimlerden 1000 anket katılımcısı seçildi. Her bir katılımcıdan 400 veri toplandı, veriler Londra'da analiz edildi ve çok kapsamlı bir bulgu seti ile sonuçlandırıldı.
Türk profesyoneller çalışkan, özverili ve sonuç odaklı
Araştırmaya dahil edilen uzmanlık alanları arasında tüketim, perakende, oyun, konaklama, teknoloji, üretim, finansal hizmetler, sağlık, yaşam bilimleri, genetik, biyoteknoloji, endüstriyel alanlar, sosyal etki, girişimcilik, yapay zeka ve daha birçok iş kolu yer alıyor.
Küresel çapta başarılı Türklerin yüzde 46'sı 45-54 yaş aralığında yer alırken, bulgular 35-44 yaş aralığındaki genç neslin etkileyici şekilde ilerleme kaydettiğine işaret ediyor. Erkeklere kıyasla iki kat daha yüksek eğitim derecesine sahip genç Türk kadın profesyonellerin başarısı, çalışmada öne çıkan bulgular arasında yer alıyor.
Araştırma bulguları, Türk profesyonellerin çalışkan, özverili ve sonuç odaklı olduğunu gösteriyor. Düşünce hızı, belirsizlikle başa çıkma ve esneklik, Türk liderleri uluslararası akranlarına kıyasla öne çıkaran en önemli özellikler arasında sıralanıyor.
Bu özellikleri yüksek enerji, güçlü öz motivasyon ve gurur duygusu takip ederken, öğrenmeye açıklık bir diğer ana başarı kriteri olarak öne çıkıyor. Ayrıca Türk liderler, global çapta liderlikte iddialı, ilham verme ve etkilemede etkin, karmaşıklığı yönetmede tecrübeli, sonuç odaklı ve çevik bir kafa yapısına sahip bulunuyor.
Ankete katılan 45 yaş altı katılımcıların yüzde 70'i halihazırda bölgesel veya küresel kurumsal rollerde çalışırken, yüzde 26'sının dünya çapında 20 yılı aşkın süredir iş deneyimine sahip olması, Türkiye'nin yararlanabileceği önemli bir potansiyele işaret ediyor.
- Etiketler:
Yorum Yaz