Beyoğlu'nun tarihi pasajları zamana meydan okuyor!
Yerli, yabancı her gün yüz binlerce kişiyi misafir eden İstiklal Caddesi üzerindeki pasajlar, ziyaretçilerin gözdesi olmaya devam ediyor.
İstanbul'un Beyoğlu ilçesindeki tarihi pasajlar, keyifli alışveriş, eğlence ve buluşma mekanları olmaya devam ediyor.
Her gün yüz binlerce insanın buluşma adresi olan İstiklal Caddesi üzerinde bulunan ve her biri 150 yıla yaklaşan yaşlarıyla dimdik ayakta duran pasajlar, farklı özellikleriyle Beyoğlu'na renk katıyor.
Taksim'de buluşanlar; buranın en bilindik mekanlarının başından gelen; Çiçek, Suriye, Halep, Avrupa, Aznavur, Rumeli, Markiz, Aslıhan ya da Hazzopulo pasajlarını adres olarak veriyor.
Her bir pasaj farklı özellikleriyle ön plana çıkıyor. Çiçek Pasaj'ındaki balık restoranları müdavimlerin vazgeçilmezi olurken, Hazzopulo çaykoliklerin, Atlas ve Halep pasajları ise sinema ve tiyatroseverlerin buluştuğu adres olarak ön plana çıkıyor.
Sarayları andıran pasajlar, farklı mimari yapılarıyla yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettikleri mekanların başında geliyor. Pasajlar bu özelikleriyle Beyoğlu'nun kültür, turizm ve ticaretine katkı sağlıyor.
Bir kapısı İstiklal Caddesi'ne diğer kapısı ise bir başka sokağa açılan pasajlar, bugünkü AVM'lerden daha sıcak ve samimi bir atmosfer yansıtıyor. Bu mekanlarda esnaf ile müşteri arasında dostlukların kurulması daha kolay oluyor.
Yirmiye yakın pasajın nasıl değerlendirileceği esnaf için hep tartışma konusu oldu. Zira esnaf, İstiklal Caddesi'ndeki bazı eski yapıların otele dönüştürülmesinden hareketle, günün birinde tarihi pasajların da aynı amaç için kullanılabileceğinden endişe ediyor. Bu yöndeki söylentiler, kulaktan kulağa dolaşıyor. Ancak, şimdiye kadar bu söylentileri haklı çıkaracak bir resmi açıklama bulunmuyor.
Beyoğlu'nun tarihi pasajlarının hepsi tescilli yapılar olarak dikkati çekiyor. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan izin almadan hiçbir tadilat yapılamıyor. O pasajlardan bazıları ve özellikleri şöyle:
Türk bayraklarıyla süslü Aynalı (Avrupa) Pasajı
Her iki kapısı da Beyoğlu'nun en renkli köşelerine, Balık Pazarı ve Meşrutiyet Caddesi'ne açılıyor. Burada 1861 yılında Jardin des Fleurs Tiyatrosu açıldı. Tiyatro 1870'deki Beyoğlu yangınında küle dönünce, arazinin sahibi Mr. Scribe bugünkü ünlü Avrupa Pasajı'nı yaptırdı.
Eskiden düğmecilerin ve kemercilerin yer aldığı, zemini mermer kaplı pasajda bugün 22 dükkan bulunuyor. Her dükkanın üstünde de ayrıca iki kat yükseliyor. Dükkanların pasaja bakan üst cephelerinde karşılıklı kadın heykelleri bulunurken, pasajın çatısı ise tamamen camla örtülü. Dükkanların aralarına aynalar konduğu için buraya Aynalı Pasaj da deniyor. Şimdilerde kuyumcular, antika eşya satan mağazalar, seramikçiler ve giysi dükkanları yer alıyor.
Çaykoliklerin mekanı: Hazzopulo Pasajı
1871'de tüccar M. Hacopulo'nun yaptırdığı pasajda, önceleri üst katta evler, alt katta dükkanlar bulunuyordu. Ahmet Mithat Efendi'nin matbaasının burada olduğu ve bu yüzden Jön Türklerin de buluşma yeri olduğu da pasajı anlatan belgelerde yer alıyor.
Şimdilerde çantacılar, takıcılar, kitapçılardan oluşan 40 mağazanın yer aldığı pasaj, sadece eskilerin ünlü şapkacısı M. Katya'nın dükkanı için bile görülmeye değer.
Ayrıca burası küçük sandalye ve masalarda muhabbete dalan çaykoliklerin mekanı haline gelmiş durumda. İstiklal Caddesi numara 116'da bulunan pasaj, kalabalıktan yorulanlar için nefes alabildikleri bir yer.
Sinema severlerin uğrak yeri: Atlas Pasajı
Atlas Pasajı girişte iki yandaki efsanevi Atlas Sineması ve İstanbul Devlet Tiyatrosu Küçük Sahnesi ile şehrin kültür sanat aktivitelerinin vazgeçilmez adresi. 1877'de inşa edilen Osmanlı mimarisinden izler taşıyan pasajın, 1885'te bugünkü halini aldığı belirtiliyor. Hala tarihi görünümünü koruyan pasajda 44 mağaza bulunuyor. Birbirinden orijinal hediyelikler, kıyafetler, otantik takıların satıldığı Atlas, İstanbul Devlet Tiyatrosu Küçük Sahne'nin de ev sahibi.
Tiyatro ve sinema: Halep Pasajı
Atlas Pasajı'nın tam karşısında yer alıyor. Üst katında CHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı yer alan pasajın alt katında Beyoğlu Sineması'nın bulunması nedeniyle Beyoğlu Pasajı olarak da biliniyor. Tiyatro meraklıları için de burasının ayrı bir yeri var. Ferhan Şensoy'un Ortaoyuncular'ı ile Tiyatro Gerçek'in Cüneyt Türel Sahnesi, burada yer alıyor.
Halepli bir tüccar tarafından 1885'te yaptırılan pasaj 1984'te ön cephesi hariç yıkıldı. Pasajın sahibi Süreyya Paşa'nın torunları bir inşaat şirketiyle kat karşılığı anlaşarak yeniden yaptırırken pasajdaki neo rönesans ön cephe korundu. Bugün hediyelik eşya, takı tezgahları, otantik giysi, müzik, dövme ve piercing dükkanlarının sıralandığı pasajda, bir de kahve veya yemek molası verilecek iddialı mekanlar da yok değil.
İlklerin mekanı: Suriye Pasajı
İstiklal'in en önemli pasajlarından biri de hiç kuşkusuz Suriye Pasajı. Burası ilklerin pasajı denilecek nitelikte. Yapı ile ilgili bilgilerin yer aldığı metinlerde Türkiye'nin ilk santral sineması burada açıldı. Çift asansör sistemi ilk bu binada kullanıldı. 1901'de Suriye uyruklu Hasan Halbuni Paşa ile o dönemde İstanbul Ticaret Odası Başkanı olan akrabası Mehmet Abud Paşa tarafından yaptırılan ve 1908'de tamamlanan pasaj, alt katı çarşı, üst kısımları konut olarak tasarlanmış ilk binaydı. Burasının elektriğin ve hava gazının saraydan sonra bağlandığı ilk bina olduğu da rivayet edildi.
Tarihi dokusu ile dikkat çeken Suriye Pasajı başta birbirinden bağımsız üç apartmandı. Zamanla binalar birbirine farklı noktalardan köprülerle bağlandı ve bugünkü görünümünü aldı. Şimdilerde pasaj kürkçü, ikinci el kıyafet, kostüm dükkanları, aksesuar mağazaları ve gece hayatına hitap eden mekanlarla hareketliliğini koruyor.
Eğlence merkezi: Çiçek Pasajı
Şehrin ikonik yapılarından Çiçek Pasajı'nın yerinde Sultan Abdülhamit'in zamanında, kendisinin de pek sevdiği ünlü Naum Tiyatrosu bulunurdu. Beyoğlu'ndaki çoğu binayı yerle bir eden 1870'teki büyük yangından tiyatro binası da nasibini alınca yerine Rum banker Hristaki Zografos Efendi, harap yeri satın aldı ve 1876 yılında Rum mimar Cleanthy Zanno'nın tasarladığı, Paris mimarisini yansıtan 24 dükkan ve 18 lüks daireye sahip Cité de Pera yani Çiçek Pasajı aynı yerde hayat buldu.
İlk dönemlerinde girişteki dükkanlar çiçekçilerle kaplıyken zamanla açılan birahanelerle pasaj yavaş yavaş şimdiki çehresini kazandı. Pasajın herkesi kendine hayran bırakan orta kubbesi, kubbe altında daire şeklinde dizili masalar ve duvarları süsleyen müdavim fotoğraflarıyla Çiçek Pasajı, önemli bir eğlence merkezi.
Çiçek Pasajı'nı müdavimlerden sonra en çok ziyaret eden kitle şüphesiz turistler. Değişik katmanlardan bir müdavim kitlesi olan pasajda özel gün kutlamalarına rastlamak da mümkün.
Beyoğlu'nun en süslü binalarından biri olan Çiçek Pasajı, cephede kullanılan karyatitler, en üst katın orta bölümünde yer alan aslan ve insan başları ile ilgi çekiyor.
Laboratuvar bile vardı: Aznavur Pasajı
1800'lerin sonunda buradaki iki ünlü kafenin, Andrea'nın Cafe Commerce'inin ve Pandeli Kastranakis'in Cafe de Pera'sının yıkılmasıyla Aznavur Pasajı yavaş yavaş yapılanmaya başladı. Başta yarım pasaj şeklinde inşa edilen Aznavur, 1924'te Tepebaşı yönünde Aznavur'un oturduğu evin altından bir geçitle birleştirilince bugünkü halini aldı. Hatta dönemin İtalyan mimarisinden izler taşıyan pasajda, 1940'lara kadar Alexander Vasiliyadis'in kimyahanesi ve laboratuvarı vardı.
Kış mevsiminde ise girişindeki atkı-bereleri, yaz ise fularlarıyla İstiklal'dekilerin gönlünü çelen dokuz katlı Aznavur Pasajı'nda 28 mağaza ve pek çok kafeterya bulunuyor bugün. Alt katında çeşit çeşit takılar, ikinci el kıyafetler ve orijinal hediyelik eşyaların bulunduğu pasaj, turistlerin uğramadan geçmediği yapıların başında geliyor.
Otelden pasaja dönüştürülen yapı: Tokatlıyan
1805'te Hacı Krikor Amira Kevorkyan'ın aldığı arsada Üç Horan Ermeni Kilisesi ile Ermeni vatandaşlar için konut ve dükkanlar inşa edildi. 1870'deki yangında bu bölümler yanınca, bir dönem burada tiyatro ve kafe-restoranlar hizmet verdi. Ama bunlar da yanınca Tokatlı Mıgırdiç Tokatlıyan Efendi önce yeni restoran ve kafeler kurdu. Sonra Kilise Vakfı'na borçlarını ödemekte zorlanınca burayı otele çevirdi.
Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen Hotel Tokatlıyan 1909'da açıldı. İki dünya savaşı atlattı, işletmeci değiştirdi. Yönetimi Üç Horan Ermeni Kilisesi'ndeki otel, 1960'da pasaja ve iş hanına dönüştürüldü. Şimdilerde içinde, gözlük ve giyim mağazaları gibi pek çok dükkan bulunuyor.
Markiz, Aslıhan, Terkos ve diğerleri
Beyoğlu'nda ayrıca Elhamra, her bütçeye uygun ve tanıdık markaların ihraç fazlası ürünlerin satıldığı Terkos, 1883'te Tünel, 176 yıllık tarihe sahip Markiz, kitap düşkünlerinin vazgeçilmez mekanı olan ve şimdilerde sahaflara hizmet veren Aslıhan, Anadolu, Rumeli ve Afrika pasajları da Beyoğlu'nun zamana meydan okuyan mekanlarının başında geliyor.
Yorum Yaz