Bu yapıların hangi mimariye ait olduğu nasıl anlaşılır?
Dünyada geçmişten günümüze uygarlıklar, imparatorluklar, ülkeler kuruldu ve yıkıldı. Bunlardan geri kalan bu yerler hangi döneme ait biliyor musunuz?
Dünyadaki pek çok önemli, tarihi yapıyı incelemeye görmeye gider, fotoğraflarını çekeriz. Peki bu yapıların hangi döneme ait olduğunu biliyor muyuz?
Romanesk Üslup/Romanesk Mimari
Romanesk yapıların en belirgin özellikleri, çok geniş bir alanı kaplamalarıdır. Fakat çok geniş alana yayılsalar da yükseklik konusunda çok iddialı değillerdir. Kuleleri de çok yüksek olmaz.
Bir diğer özelliği, geniş alana yayılmış olan bu yapıların kubbe ve tavanlarını taşımak için kalın ve güçlü duvarlara sahip olmasıdır. Yan cephelere çok kalın payandalar yapılmıştır. Dış duvarlara payandalar yaslanır. Bu nedenle de duvarların alt kısmında pencere bulunmaz.
Romanesk yapılar loş ve kasvetlidir. Çünkü pencereler yüksek kısımlarda, çok sayıda ve boyut olarak küçüktür. Pencerelerin boyutlarının üst kısmında olması sebebiyle yapının içine çok ışık girmez. Yapıların içinde süsleme olarak genelde çok anlam taşımayan soyut figürler kullanılır. Yapıların dış yüzeyi ise düzdür ve neredeyse hiç süslemesi yoktur.
Söz konusu yapılardaki tonozlar yuvarlak hatlıdır. Bu yuvarlak hatlara, pencere ve kapı çerçevelerinde de rastlanır.
Gotik Tarz/Gotik Mimari
12. yüzyılden 16. yüzyıla kadar süren bu mimarinin ana özelliği dikey hatlara sahip olmasıdır. Gotik yapıların çok yüksek olmasının bir amacı da Allah'a yakın olmaktır. Gotik mimari ile insanların dini odak noktasına koyması aynı döneme rastlıyor.
Gotik tarz, Romanesk üslubun tersi gibidir adeta. Daha dar alana yayılırlar ancak çok yüksek inşa edilirler. Yani Romaneks'in aksine yatay değil, dikey düzlemler göze çarpar ve Romanesk bir yapının iki katı yüksekliğe ulaşabilir. Bunun yanında bir yapının Gotik tarzda olduğunu anlamak için üçgen ve sivri uçlu tonozlar da önemli bir ipucudur.
Pencereler konusunda, Gotik yapılar çok daha ferahlardır, hem üst hem de altta bulunan pencerelerde vitraylar dikkatinizi çekebilir.
Rönesans İtalya'nın Floransa kentinde 14. yy'da Gotik mimariye karşı doğmuştur. 15. yy mimar ve sanatçıları Roma eserlerini yorumlarken Roma ve Romanesk mimarisini baz aldılar.
Floransa Dom Katedrali'ni yapan mimar Brunelleschi, Rönesans mimarisinin kurucusudur. Brunelleschi, yapılarda Gotik tarzda yer alan dini öğeleri ayıklamış ve yerine Rönesans'taki matematiksel düşünceye yer vermiştir.
Barok Tarz/Barok Mimari
Rönesans'ın katı kurallarına tepki olarak Roma'da ortaya çıkmıştır. Kısa sürede popülerleşen bu mimari tarz bazı ülkelere de yayılmıştır. İtalya'dan sonra İspanya, Portekiz, Avusturya, Güney Almanya, Belçika gibi ülkelere ve Latin Amerika'ya kadar ulaşmıştır.
Barok mimarisine en güzel örneklerden biri Paris'teki Versay Sarayı. Dikdörtgen yerine oval hatlar, düz yerine kıvrımlı çizgiler, ışığın dramatik kullanımı, gerçek dışına eğilim, göz aldatımı ve yanılsama, süs ve renklerde zenginlik, kubbeler, abartılı tavanlar, gösterişli havuzlar ve çeşmeler Barok tarzın en önemli özelliklerindendir.
Dolmabahçe Sarayı ve Trevi Çeşmesi bu tarzı oldukça güzel yansıtıyor.
Rokoko Üslup
18. yüzyıl başlarında Avrupa'da Barok tarzı popülerliğini kaybetmeye başlayınca yerini simetriye karşıt duran Rokoko aldı. Bu üsluptaki eserlerde bol kıvrımlar, gösterişli süslemeler ve altın varaklı malzemeler göze çarpar.
Gezimanya.com
Yorum Yaz