Büyüme rakamlarında inşaat sektörünün katkısı yüksek!
İş dünyasının temsilcileri, Türkiye ekonomisinin bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 11,1 ile beklentilerin üzerinde büyümesini memnuniyetle karşıladı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan yaptığı açıklamada, yüzde 11,1'lik büyümenin Türkiye adına oldukça sevindirici bir gelişme olduğu söyledi.
Kaan, bu oranın Türkiye'nin G20 ülkeleri arasında yılın 3. çeyreğinde en çok büyüyen ülke olduğunu gösterdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Böylece, yılın ilk 9 ayında da ortalama olarak 7,3 puanlık bir gelişme sağlanmış oldu. Çift haneli bu büyüme oranı, ekonominin bütün aktörleri adına, önümüzdeki döneme yönelik motive edici bir gelişme olarak da ilave bir ehemmiyet arz etmektedir. Bu dönemde yalnızca iç talep değil, aynı zamanda dış talep de büyümeye ciddi bir şekilde katkı vermiş ve yatırımlardaki artış da ivme kazanmıştır. İç talepteki artış oranı yüzde 11,7 düzeyinde gerçekleşerek önceki çeyrekteki artışın neredeyse 4 katına çıkmış, dış ticaret rakamlarında son dönemde görülen canlanmayla birlikte mal ve hizmet ihracatındaki artış oranı da yüzde 17,2 olmuştur."
Yatırımlardaki artışın reel sektörün ekonomiye olan güvenine işaret ettiğini ifaden eden Kaan, "Yatırımlardaki artışın yalnızca inşaat sektörü yatırımlarından kaynaklanmaması, sanayi sektörü adına büyük önem arz eden makine ve teçhizat yatırımlarının da yüzde 34,0 artış kaydetmesi; Türkiye ekonomisi adına sevindirici bir gelişmedir. Yatırımlardaki artışın sürmesi, reel sektörün ekonomiye olan güveninin sürdüğüne işaret etmesi bakımından da oldukça önemli bir gelişme olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ekonomisinin önümüzdeki süreçlerde de büyümesine devam edeceğinin altını çizen Kaan, şu ifadeleri kullandı:
"Faaliyet kollarında göre GSYH artışına bakıldığında, yine dengeli bir artış olduğunu görüyoruz. Nitekim bu dönemde hizmetler, sanayi, tarım ve inşaat sektörlerinin tamamında artış gerçekleşmiştir. Sanayi sektöründe gözlenen yüzde 14,8'lik genişlemede imalat sanayinin 15,2 puan artış kaydetmesi etkili olurken; hizmetler sektöründe 20,7 puan, tarım sektöründe 2,8 puan ve inşaat sektöründe 18,7 puan büyüme kaydedilmesi, Türkiye ekonomisinin topyekûn bir büyüme kaydettiğini göstermektedir. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemde de güçlü büyüme performansını sürdüreceğini ve yıl sonunda yüzde 7'nin üzerinde büyüme oranı sağlanacağını tahmin ediyoruz. 2018 yılı böyle bir motivasyonla girdiğimiz ve önde gelen ekonomiler arasından pozitif olarak ayrıştığımız bir yıl olacaktır."
"Türkiye, Hindistan ve Çin gibi en hızlı büyüyen ekonomileri geride bıraktı"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, son 6 yılın en büyük çeyrek büyümesine karşılık gelen 3. çeyrek büyüme oranının kendilerini umutla 2018'e hazırladığını belirterek, "IMF ve Dünya Bankası, Türkiye'nin 2017'de küresel arenada ekonomik büyümesine ilişkin beklentilerini 3. kez yükseltirken, 2017 yılındaki güçlü tempomuzun arkasında, küresel ticaretin olumlu etkilerini de gördüğümüzün altını çizmek gerekir. Türkiye 3. çeyrek büyümesi ile Hindistan ve Çin gibi en hızlı büyüyen ekonomileri geride bıraktı." dedi.
Türkiye'nin 3. çeyrek büyüme rakamlarında inşaat sektöründeki ivme ve hizmetler sektörünün katkısının yüksek olduğuna işaret eden Olpak, "Ekonomimizin yüksek gelirli statüye ulaşma yolunda en büyük ihtiyacı olan yapısal reformlarla birlikte, özellikle orta gelir tuzağını aşma amacına yönelik olarak, bir yandan eğitim reformlarının bir yandan da AR-GE proje ve desteklerinin, 2018 yılında ivme kazanacağını ümit ediyor ve ilgili gelişmeleri heyecanla bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Olpak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2017 yılında büyümenin gücü tüketimden, hizmetlerden, ihracattan ve yatırımdan doğdu, ortaya çıktı; Kredi Garanti Fonu ve Yatırım Teşvik Programı'nın da etkisi pozitif çerçevede görüldü, hissedildi. 2018 yılında sanayide turizm, inşaat, tarım ve enerjide; tüm itici güce sahip sektörlerde büyümenin etkilerini daha yoğun hissedebileceğiz. Bizler ihracat ve yatırım pazarlarımızı çeşitlendirdikçe, dünya ticaret hacminden aldığımız payı artırdıkça ve dış ekonomik ilişkilerimizi geliştirdikçe ülkemizin ekonomik gelişimine katkımız katlanarak artacaktır. 3. çeyrekte gerçekleşen yüzde 11,1'lik büyüme hızının 10,8 puanlık bölümü iç talepten kaynaklanırken, 0,3 puanlık kısmı da dış talepten yani 'net ihracattan' doğmuştur. Verileri sektörel olarak incelediğimizde de büyümenin ekonomi geneline yayıldığı bir tabloyla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla bu veriler de gösteriyor ki, Türkiye ekonomisi azim ve kararlılıkla yolunda yürümeye devam ediyor. Üstelik yatırımlardan destek alarak bunu başarıyor. Büyümenin sürdürülebilir olması için yatırımların kritik önemini her zaman vurguluyoruz."
Ayrıca DEİK olarak, dış dünya ile olan ilişkilerinin gelecek yıllardaki ekonomik gelişim serüvenine daha güçlü bağlarla katkı vermesi gerektiğine inandıklarını ve bu yöndeki ticaret ve yatırımı destekleyici çabalarını sürdürdüklerini kaydeden Olpak, "Bu çerçevede, en büyük ortağımız olan AB ile ekonomik ilişkilerimize Gümrük Birliği'nin genişletilmesi doğrultusunda taze bir çaba ve nefes gelmesini umarken, dünyanın dört bir yanındaki fırsatları da değerlendirerek yeni kazan-kazan hikayeleri yazılmasına öncülük etmeyi hedefliyoruz. Bizlere destek ve ilham veren ekonomi yönetimimize teşekkür eder, 2018 yılında yeni başarılara hep birlikte imza atmayı dileriz." yorumunu yaptı.
"Büyümenin üçte biri ihracattan geldi"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de gelen rakamın Türkiye'nin OECD ve G20'de liderlik koltuğuna oturmasını sağlayacağını belirterek, "Büyüme hızımız hem bizim hem de pek çok kurumun tahminlerinin üzerinde geldi. 2017 sadece ihracatta değil ekonominin tamamı için adeta bir atılım yılı oldu. Birbiri ardına elde edilen bu başarılarda hem hükümetimizin hem sanayicilerin, ihracatçıların yani piyasadaki bütün aktörlerin payı oldukça yüksek." dedi.
Büyükekşi, "Gelen büyüme rakamı, 2011 yılı 3. çeyrekten bu yana ulaştığımız en yüksek rakam oldu. Bu başarı, hepimize hayırlı olsun." ifadesini kullandı.
Dünyanın büyüme motoru olan Çin ve Hindistan'ın bu rakamla geride bırakıldığını kaydeden Büyükekşi, "Yüzde 11,1 büyümenin 3,6 puanı yatırımlardan geldi. Yatırımlardaki bu artış, büyüme trendinin bu çeyrekle sınırlı kalmayacağını, son çeyrekte ve 2018'de de devam edeceğini gösteriyor. Yani Ekonomi Bakanlığımız tarafından verilen yatırım teşviklerinin bu çeyrekte etkilerini daha net bir şekilde görmüş olduk. Diğer taraftan bu yatırımlar da sonraki dönemlerde ihracatımıza olumlu etki yapacak." değerlendirmesinde bulundu.
Büyükekşi, ihracatın büyümeye katkısının 3,5 puan olduğu bilgisini vererek, "Bu katkı son 5 yılın en yüksek ihracat katkısı. Yani büyümenin üçte biri ihracattan geldi. Son 15 yılın ise dördüncü en yüksek ihracat katkısını yakaladık. Biz geçen yıl '2017 ihracatta atılım yılımız olacak' dedik. Dediğimizi yaptık. Tüm ihracat ailesi daha fazlasını istiyor. Bu yılın ilk 9 ayında net dış ticaret büyümeyi pozitif destekledi. Ancak ithalat konusunda özellikle nihai tüketim mallarında ülke olarak daha duyarlı olmamız gerekiyor. Yıl genelinde yüzde 7 civarında bir büyüme rakamının geleceği artık net olarak ortaya çıkmış oldu. İnşallah 2023 hedeflerimize daha hızlı adımlarla ilerleyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Sanayi sektörü büyümeye 2,6 puanlık çok önemli katkı yaptı"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, dünyadaki birçok kurum ve kuruluşun, 2017'ye girilirken Türkiye ekonomisi için açıkladıkları olumsuz beklentilerini, son aylarda yüzde 6'lara revize etmek zorunda kaldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bugün açıklanan üçüncü çeyrek büyüme verileri, bu düzeltmeleri en güçlü bir şekilde teyit ediyor. Çin ve Hindistan'ı geride bırakarak, 3. çeyrek bazında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduğumuzu ortaya koyan bu veriler, biz sanayicilerin ekonomimize olan güçlü inancımızın ve umutlarımızın boşuna olmadığını ortaya koyuyor. Nitekim sanayi sektörümüzün de büyümeye son yılların en güçlü katkısını verdiğini görüyoruz ve bununla da gurur duyuyoruz. Her şeyden önemlisi Türkiye ekonomisi, 2017 üçüncü çeyrekte son 24 çeyrek, yani yaklaşık 6 yıl gibi uzun bir aranın ardından, yüzde 11,1 ile çift haneli büyüme başarısı göstermiştir."
Sanayi sektörünün yüzde 14,8 ile oldukça güçlü bir büyüme gösterdiğine işaret eden Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu büyüme, ikinci çeyrekteki yüzde 7,2'lik artışa göre belirgin bir hareketlenmeye işaret etmektedir. Sanayi sektörü üçüncü çeyrek büyümesine 2,6 puanlık çok önemli katkı yapmıştır. Büyümenin diğer alt kırılımlarına baktığımızda, sürdürülebilir ve kaliteli büyüme adına da sevindirici bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Üçüncü çeyrekte yatırımlar yüzde 12,4 ile dikkat çekici bir canlanma göstermiştir. Özellikle ilk iki çeyrekte düşüş eğilimi gösteren makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15,3'lük artış dikkat çekicidir. Yine net dış talebin büyümeye pozitif katkısını sürdürmesi de oldukça önemlidir. Bütün bunlar, büyümenin sürdürülebilirliği açısından umut vericidir. Bu büyümeyi motive eden en önemli faktörler, hiç kuşkusuz 2017 yılına girilirken hükümetimizin KGF kefaleti ile sağladığı kredi artışı ve güçlü teşviklerle oluşturduğu olumlu finansal koşullardır."
Bahçıvan, büyümenin önündeki risklerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, "Üretkenlik ve teknolojik yeniliklerin de istenen hızda seyretmemesi büyümenin kalitesi açısından önümüzdeki günler adına risk oluşturmaktadır. 2018 yılında bu alanlarda etkin uygulama ve önlemlerin alınması gereğinin altını çizmek isterim. Öte yandan enflasyon, yüksek faiz, cari açık ve kurdaki hareketlilik gibi temel göstergelere de her zamankinden daha fazla dikkat edilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye kendine güvenenleri yanıltmaz"
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, büyüme rakamının ekonominin sağlam temeller üzerinde durduğunun bir göstergesi olduğunu belirterek, "Türkiye kendine güvenenleri yanıltmaz." dedi.
Kopuz, büyüme rakamında net ihracat ve imalat sanayinin büyük payının olduğuna işaret ederek, şunları dile getirdi:
"Bir anlamda bu rakamlar ihracatçılarımız ve imalat sanayimizin büyük başarısıdır. Ayrıca kamu tarafından yapılan büyük yatırımların bu rakamların oluşmasındaki etkisini de gözardı etmememiz gerekiyor. Önümüzdeki dönemde özel sektör yatırımlarının büyümeye katkısını artırmak için çalışmalar yapmalıyız. Bu kapsamda KGF tarafından özel sektörün mikro ölçekte krediye erişimlerine destek olunmasına 2018 yılında da devam edilmesi büyümeye katkı sunacaktır. Her zaman söylediğimi bu vesileyle tekrar etmek istiyorum: Türkiye kendine güvenenleri yanıltmaz, Türkiye hedeflerini aşmayı, küresel bir güç olma yolunda yürümeyi sürdürecektir."
"Ülke ekonomimiz büyümeye devam edecek"
ASKON Başkanı Hasan Ali Cesur, "Hamdolsun bu rakamlar göğsümüzü kabarttı. Türkiye ekonomik alanda destan yazıyor. Ekonomik güven ortamı geri gelmiştir. OECD, G20 ve Avrupa Birliği ülkelerinin başaramadığını başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Para politikası ve mali politika bir arada yürüyüp, TCMB de sıkı duruşunu devam ettirdikçe ülke ekonomimiz büyümeye devam edecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yaz