Deprem bölgesinde yaşıyoruz, çalışıyoruz!
Türkiye’de, nüfusun yüzde 70’i, sanayinin ise yüzde 60’ının birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde yer aldığı bildirildi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen Bilimleri Enstitüsü'nde "Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm" paneli düzenlendi. Panelde konuşan SAÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kutaniş, Ege Denizi'ndeki depremleri anımsatarak, Türkiye'nin deprem kuşağında bulunduğunu söyledi.
Kutaniş, Türkiye'de çok fazla aktif fay hattı olduğunu, ülkenin 1996'dan sonra 5 deprem bölgesine ayrıldığını aktardı. "Ülke nüfusunun yüzde 70'i, sanayinin yüzde 60'ı birinci ve ikinci derece deprem bölgesininde bulunuyor" diyen Kutaniş, şunları kaydetti: "Son asırda 495 bin yapı deprem dolayısıyla yıkıldı. 99 bin 389 kişi de depremde hayatını kaybetti. Deprem, coğrafyamızın gerçeği. Bunu kabul ederek yapılarda birtakım değişiklikler yapmak durumundayız."
"Yapı stokunun çoğunluğu sağlıksız"
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Proje Müdürü Orhan Hacısalihoğlu da kentsel dönüşümün riskli yapılar ve alanların sağlıklı şekilde dönüştürülmesi süreci olduğuna dikkati çekti. Hacısalihoğlu, 1960'lı yıllara kadar Türkiye'nin çoğunun gecekondudan müteşekkil yapılardan oluştuğunu, 1960 ila 1980 yıllarında apartman tipi yapılara geçilmeye başlandığını dile getirdi.
1990'lı yılların başında da apartman tipi yapıların siteleşmeye başladığını belirten Hacısalihoğlu, 1984'de Toplu Konut Kanunu çıkarıldıktan sonra, 90'lı yılların başında Emlak Konut ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile toplu konut alanları oluşturulduğunu anımsattı.
TOKİ Haber
Yorum Yaz