Deprem sigortası yapan acenteler kan ağlıyor!

 

Geçen haftaki yazımda sektörün zarar makinesi "motor" (Trafik-Kasko) branşında poliçe kesmek istemeyen sigorta şirketlerinin acentelere yüzde 2-3 hatta "0" komisyon önerdiklerini belirtmiştim. Sigorta şirketleri zarar ettikleri bir branşta büyümek istemeyebilir, diğer tarafta ise acenteler peynir ekmek gibi kestikleri trafik poliçelerinden kazandıkları komisyon ile işyerlerinin en azından genel giderlerini karşılayabiliyordu. Komisyon oranları düştükçe özellikle tek sigorta şirketi ile çalışan acentelerin zor duruma düşeceğini anlamak o kadar da zor olmasa gerek. Bu acenteler için sigorta şirketlerinin sevdiği poliçeleri kesmekten başka çareleri kalmadı sanki. Sigorta şirketleri mesela yangın poliçesi keserek para kazanabilir diyebiliyorduk. Fakat öğrendik ki önümüzdeki günlerde bu da zora giriyor. Nasıl mı ?

 

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü "İhtiyari deprem ve yanardağ püskürmesi teminatına ilişkin tarife ve talimat" yayınladı. Bunun bir taslak olduğu belirtilse de 01/01/2013 tarihinde yürürlüğe gireceği de belirtiliyor. Paket yangın poliçelerinde deprem tarifesinin delindiği dile getirilirdi senelerce. Acente komisyonu yüksek gösterilip oradaki fark sigortalıya indirim olarak yansıtılıp, Hazine'nin deprem tarifesi deliniyormuş. Sanırım Hazine bunu da gözeterek "Madem sigorta şirketleri böyle yaparak fiyat rekabetinde avantaj sağlıyor. Ben de deprem fiyat tarifemi aşağı çekerim isteyen istediği gibi yapsın" demiş. Özetle Hazine, deprem tarifesi fiyatlarını yüzde 30 indirmeyi planlıyor. Üzerine sigorta şirketi genel gider payını ve acente komisyonunu üstüne koyup fiyatı belirlesin diye ekliyor. Aracı komisyonu ve deprem teminatı ayrıştırılmış olacak. Böylece bu branşta da motor branşlarında olduğu gibi aracı komisyonu üzerinden fiyat rekabetinin yapılması söz konusu olacak ki özetle aracı komisyonlarının güme gitmesi tehlikesi ortaya çıkıyor.

 

Motor branşındaki "Yangın" yangın branşına da sıçramış olacak. Sigorta şirketleri, acenteler, brokerler bu sigorta ürününden para kazanıyorlardı. Görünen o ki bu branş için de zor günler yakın. Bu konu ile ilgili acentelere soruyorum "buradan ekmek yiyorduk buna da göz dikiyorlar" sigorta brokerlerine soruyorum "biz büyük iş yazıyoruz ama burada bizim gelirimizin de azalacağı bir gerçek" sigorta şirketlerinin yöneticilerine sorduğumda da hiç kimse böyle bir uygulamadan memnun değil. "Bu iş kimin işine yarar ?" dediğimde de, hiçbir sigorta şirketinin işine yaramayacağı iddia ediliyor. Bu durumda sigorta şirketleri ile aracılar birkez daha karşı karşıya gelmiş olacaklar diye düşünüyorum.

 

Hazine böyle bir uygulamaya geçmeyi uygun görmüşse bir bildiği vardır . Sektörde serbest piyasa ekonomisini işletmek gibi bir düşünceden yola çıkılmış olmalı. 2007 yılından beri gelişmeler o kadar hızlı oldu ki başımız dönüyor. Bana öyle geliyor ki gelişmiş ülkelerdeki piyasa düzenleyicilerinin 10-20 yılda yaptıklarını biz sanki 5 yılda yapmak istiyoruz. Sektördeki bu kadar değişimi zararların konuşulduğu bir ortamda ve bu kadar düşük sigortalılık oranının olduğu bir ortamda  yapmak zorunda mıydı.? Hazine sanki "Sigorta şirketi, acente, broker tanımam, parası olan ayakta kalsın, parası olmayan batsın ya da satsın ülkesine geri dönsün kalan sağlar bizimdir" mi diyor ? Zaman içerisinde göreceğiz...