Devir hem tasarruf hem birikim devri!

Tasarrufu günlük yaşantımızın alışkanlıkları arasına sokmamız gerektiğini belirten Denizmen, paramızı nasıl yöneteceğimiz hakkında ipuçları verdi. Ailelere çocuklarını birikime nasıl teşvik edecekleri konusunda da uyarılarda bulundu.

 

 

Önce bunu neden yapmak istediğimizi düşünmemiz gerek. Tasarruf bir kez ya da bir dönem için yapmaya karar vereceğimiz bir şey olmamalı. Bu bir davranış değişikliği gerektirdiği için önce tasarruf edebileceğimiz alanları belirlemek sonra da bu alanlardan artırabileceğimiz paranın hedefimize nasıl hizmet edebileceğini düşünmemiz iyi olur.

 

Tasarruf, kaynakları ihtiyacımız kadar kullanmaktır. Konumuz para olduğuna göre; tasarruf, gereksiz yere harcama yapmayarak, daha fazla para artırmak demektir.

 

Birikim yapmak, kişisel bütçeniz ve özgür iradenizle ilgiliyken, tasarruf etmek, bir dünya insanı olarak üzerinde yaşadığınız gezegenin sınırlı kaynaklarına ve canlı nesline karşı sorumluluğunuzdur. Üzerinde yaşadığımız dünyada, insanların ve diğer canlıların yaşamsal olarak kullandıkları kaynaklar sonsuz değil. Gözlerimizi de kulaklarımızı da kapatsak bir gün kaynaksız kalabileceğimiz gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. 

 

Tüm Türkiye'ye sesleniyorum: Devir hem tasarruf hem birikim devri. Kolları sıvayalım, kolay olanı değil, doğru olanı yapalım. Hayatımızın her alanında tasarruf, elimize geçen her lira ile de birikim yapalım.

 

“Hayal içinde yaşama, hayalsiz de kalma” demişler. Hepimizin finansal hayalleri var; ev almak, araba almak, düğün yapmak çocuğumuza iyi bir eğitim sağlamak, borçları kapatmak gibi. İlk önce hedeflerimizi gerçekleştirmek için ele geçen para ne olursa olsun, birikim için bir kenara para ayırmak olmalı. Hayatta her şey hepimiz için. Küpü akarken doldurmalı.

 

 

Kontrol altına almamız gereken paramız ve kredi kartlarımız değil, isteklerimiz ve ihtiyaçlarımız. İkisi de isteğimizi ya da ihtiyacımızı karşılamak için birer araç. Baktığımız zaman, daha fazlanın daha iyiye eşit olduğunu kanıtlayan hiçbir şey yok. Araştırmalar gösteriyor ki insanlar sahip oldukları şeylerin daha fazlasına sahip oldukları zaman üç, dört ay sonra dıştan gelen etkiler ile yine eskiye dönüyor.

 

The Guardian'ın haberine göre, İngiltere'de yapılan “Mutluluk İçin Aksiyon” araştırmasında mutluluğun nereden geldiği sorusuna yanıt aranmış. “Mutluluk sizce nereden geliyor?” sorusuna, “Ailem ve sevdiklerim” diyenlerin oranı yüzde 80, maddi olarak sahip olduğum her şey diyenlerin oranıysa yalnızca yüzde 4. İnsana hiçbir şey yetmiyor. Para yetmiyor, zaman yetmiyor, sevgili yetmiyor, sevgisi yetmiyor…

 

Her zaman daha fazlasını istiyoruz ama daha fazlasının daha iyi olduğunu kim söylüyor? Örneğin; yıllarca direksiyon sallamış taksi şoförü Ahmet, 1 milyon doların hayalini kuruyor. Peki, Ahmet'i daha fazla para mutlu etmeye yetecek mi? Belki bununla baş edemeyecek ve daha da mutsuz olacak… Örnekleri yok mu? Gazeteler piyangodan, lotodan zengin olup hem mutluluk hem para fakiri olanların hikâyeleriyle dolu değil mi?
 

 

Çocuk ayna gibi, anne babadan ne görürse hemen kapıveriyor. Sizin parayla ilişkiniz, tutumunuz ve konuşmalarınız çocuk için önemlidir. Çocuklar sünger gibidir. Siz kendinize beş ayakkabı alırken ya da kredi kartıyla yemek ısmarlarken, onun istediği bir şeye “Hayır” diyemezsiniz. Çocuklar evde sizden ne görüyorlarsa, para ile ilk öyle tanışıyorlar. Duydukları değil, gördüklerinden öğreniyorlar. O yüzden en iyi para yönetim eğitimini, kendiniz iyi örnekler olarak verebilirsiniz. Çocuğunuzun her hedefi için bir kumbarası olsun. Örneğin istediği oyuncağın resmini bir kumbaranın üstüne yapıştırın, almak istediği bilgisayar oyununu başka bir kumbaraya. Teşvik şart. Çocuğunuzu birikime teşvik edin. 1 lira biriktirdiğinde siz de üzerine 1 lira koyun. Elektrik faturasından kazandırdığı her 5 lira onun olsun (bakın nasıl kapatıyor o ışıkları).

 

 

Yatırım son derecek kişisel bir konu, her kişi kendi birikimi ve hayattan beklentisine uygun, karakterine uygun bir yatırım yapmalı. Ben al-sat tavsiyesi vermiyorum ama tembel paradan da hiç hoşlanmıyorum. Her birey kendine uygun bir yatırım aracı bulmak için bu işi öğrenmeye çalışmalı. Aman arkadaş tavsiyesi ile bir şey yapmayalım. Mutlaka uzmanlara danışalım.
 

 

Şirketlerin Yatırım Fonlarını değerlendirme yollarını geliştirmeleri gerek. Bakanımız da bu konuda uyarılarda bulundu. Bu önemli, ama her bireyin kendi emekliliği için BES yaptırması gerektiğini düşünüyorum. Ömür uzadı, ileride çok işe yarayacaklar. Ayrıca biliyorsunuz devletimiz de BES sisteminde para biriktirenlere yüzde 25 oranında katkı sağlıyor. Bu fırsat da kaçırılmamalı.

 

 

Planlı olmak burada da çok önemli, tatil bütçesi yapıp erken rezervasyon yaptıran takipçilerim var. Bana yazıyorlar, eskiden 5-6 Bin TL'ye mal olan senelik tatillerin şimdi 3-4 Bin TL ye yapıyorlar. Bu parayı biriktirip tatile çıkmak da çok önemli, tatil ihtiyaç, mutlaka yapmak gerek.