'Gayrimenkul sektörünün çarkları tüm hızıyla devam edecek'
Gayrimenkul sektörünün temsilcileri, Moody's'in Türkiye'nin kredi notuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye'ye yönelik not indirimini değerlendiren sektör temsilcileri, karara sert tepki gösterdi.
Temsilciler, 2 milyon kişiye direkt istihdam sağlayan ve 200 alt sektörü etkileyen gayrimenkul sektörünün çarklarının tüm hızıyla devam edeceği ve kararın haksız olduğu görüşünde.
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin dinamosu olma görevini her şartta yerine getiren inşaat sektörünün, siyasi ve ekonomik şartlar ne olursa olsun faaliyetini devam ettireceğini söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası gayrimenkul sektörü ile devletin el ele vererek işbirliği yaptığını dile getiren Durbakayım, yine güç birliği yaparak "güçlü ekonomi"ye sahip olunduğunu göstereceklerini aktardı.
Durbakayım, bu kapsamda kredi notunun düşürülmesinin sektöre çok fazla olumsuz bir etki oluşturmasını beklemediklerini bildirdi.
Başkan Durbakayım, "Zira bugüne kadar hep dile getirdiğimiz gibi her dönemde en iyi yatırım aracı olan gayrimenkulün bu vasfını devam ettireceğine inanıyoruz. Sadece bu karar sonrasında yabancı yatırımcıların bir süre beklemeye geçeceğini, sonrasında tekrar konut alım ve sektöre yatırım yapacaklarını düşünüyoruz" dedi.
"Karar objektiflikten yoksun"
Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, Türkiye'nin notunun düşürülmesine anlam veremediklerini belirterek, bu kararın objektiflikten yoksun olduğunu düşünmelerini için üç neden olduğunu söyledi.
Dünya ekonomisinin yavaşladığı bir dönemde yılın ilk 6 ayında Türk ekonomisinin yüzde 3,9 büyümesinin ilk neden olduğunu dile getiren Timur, "İkincisi aynı dönemde Türk ekonomisi hem cari açığını düşürdü hem de birçok dünya ekonomisi bütçe açığı verirken bütçe fazlası verdi. Nitekim Türkiye'nin bütçe fazlası son 12 yılın zirvesinde. Bütçe açığı konusunda pozitif anlamda hiçbir Avrupa ülkesinin olmadığı bir seviyedeyiz" dedi.
Timur, tasarruf oranları ve mali disiplin açısından Türkiye'nin çok iyi bir noktada olmasının üçüncü neden olduğunu kaydederek, gayri safi tasarruf oranına ve ülkenin kamu borcunun tüm Avrupa ülkelerinden daha az seviyede olmasına değindi.
Moody's'in "Türk ekonomisi, 15 Temmuz'un şokundan kolayca çıktı" şeklinde yorum yaptıktan üç gün sonra not düşürmesinin izaha muhtaç olduğunun altını çizen Timur, "Ayrıca dünyadaki yatırım yapılabilir seviyedeki ülkelerle Türkiye'yi kıyasladığımızda kararın objektiflikten yoksun olduğunu daha net görüyoruz" diye konuştu.
"Gayrimenkul sektörünü de ülke ekonomisini de etkilemeyecek"
Timur, objektif olmayan bu değerlendirmenin gayrimenkul sektörünü de ülke ekonomisini de etkilemeyeceğini kaydederek, "Türkiye'nin en hızlı büyüdüğü dönemlerde Fitch ve Moody's'deki notları yatırım yapılabilir seviyede değildi. Büyümemizi Fitch, Moody's'in notları ile gerçekleştirmedik" ifadelerini kullandı.
Bundan sonra iş adamı olarak yatırımlarda cesur davranmaları gerektiğini dile getiren Timur, sözlerini şöyle tamamladı:
"15 Temmuz sonrası atılan adımlar da nitekim bu doğrultuda ilerlediğimizi gösteriyor. Türkiye genelinde konut satışları 2016 Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2 artarak 114 bin 751 oldu. TCMB'nin attığı adımlar, konut kredi faiz oranlarındaki indirimler, tüketici harcamaları ile ilgili alınan yeni cesur kararların ardından sektörümüzdeki büyümenin hızlanacağı kanaatindeyiz. Biz de gayrimenkul sektörünün lider firması olarak Türkiye'ye sonsuz güvenimizle iş yapmayı sürdüreceğiz. Nitekim 15 Temmuz öncesi 2016 için planda olmayan yeni projelerimizi erkene çekme kararı almıştık."
"İktisadi temellere dayanmıyor, yanıldıklarını görecekler"
Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, Türkiye'nin ekonomisinin sağlam temellere dayandığını belirterek, çok sayıdaki iç ve dış şoklara rağmen ekonomik büyümenin sürdüğünü söyledi.
Kabadayı, "Bu kararın ekonominin ana göstergelerindeki olumlu seyir dikkate alınmadan verilmesi, iktisadi temellere dayanmaması, kararın siyasi olduğu izlenimi oluşturuyor" dedi.
Bu yıl yatırım ortamının iyileştirilmesi ve bireysel tasarruf artışı gibi reformların hayata geçirildiğini anımsatan Kabadayı, "Kredi değerlendirme kuruluşlarının politik kararları sonrası reformlara hız kesmeden devam etmek ve mali disiplini korumak en doğru yol olacaktır" diye konuştu.
Yorum Yaz