İşte enerjiden yüzde 50 tasarruf etmenin formülü!
Türkiye'de yalıtım sayesinde milyonlarca lira cepte kalıyor. İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, emlaktasondakika'ya konuştu.
Enerjide dışa bağımlı bir ülke olan Türkiye'de, yalıtımlı binaların sayısı her geçen gün artıyor. Ancak rakam istenilen seviyede değil. Isı, su, ses ve yangın olmak üzere 4'e ayrılan yalıtım türleri, bulundukları yapıların değerine değer katıyor. Isı yalıtımlı binalar yüzde 50'ye yakın tasarruf sağlarken yangın yalıtımlı yapılarda 30 ile 240 dakika arasında alevlerden korunma mümkün oluyor.
Emlaktasondakika.com olarak İZODER Yönetim Kurul Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen'le yalıtım hakkında konuştuk. 2014 yılında 650 milyon liranın cepte kaldığını belirten Şen, enerji ithalatında da 500 milyon lira daha az kullanım yapıldığını söyledi. İşte Ertuğrul Şen'in açıklamaları…
Yalıtımlı ve yalıtımsız binalar arasındaki farklar neler?
Hayatımızı sağlıklı, güvenli, konforlu ve enerji verimli yapılarda sürdürmek istiyorsak, ülkemizde, ısı, su, ses ve yangın yalıtımının etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamalıyız. Bu 4 yalıtım grubunun hepsiyle de sağlanan ciddi bir tasarruf söz konusudur. Yaşadığımız binada dengeli ısı dağılımını sağlayarak sağlığımıza büyük ölçüde katkıda bulunan ısı yalıtımı, sadece kış aylarında değil, yaz aylarında da sıcağa karşı alınabilecek en etkili önemlerin başında geliyor.
Yalıtım, Türkiye ekonomisi ve son kullanıcı için büyük önem arz ediyor. Çünkü yalıtımla kışın ısıtma, yazında soğutma amacıyla harcanan enerjiden ortalama yüzde 50 tasarruf sağlanıyor. Bu da doğalgaz ve eletrik faturalarını yarı yarıya düşürüyor. Yalıtım uygulaması yapılmamış bir binada ısı kaybının en çok olduğu yerler pencereler ve çatılardır. Buralarda yüzde 25 oranında ısı kaybı yaşanır. Enerjimizi boşa harcamadan, güvenli ve konforlu yapılarda yaşamayı hedefliyor, aynı zamanda yüzde 50'ye varan tasarruf elde etmek istiyorsak, binalarımızın tamamını ısı yalıtımı ile koruma altına almamız şart.
Isı yalıtımının yanı sıra, ancak su yalıtımı ile yaşadığımız binaların depreme karşı daha dayanıklı ve uzun ömürlü olmasını sağlamamız mümkündür. Aynı zamanda su yalıtımı ile bu binalarımızın rutubetten, küf ve mantar gibi sağlıksız oluşumlardan etkilenmesini de engellemiş oluruz.
Ses yalıtımı ile konutlarımızda gürültünün engellendiği, rahat, konforlu, stresten uzak ve sağlıklı yaşam alanlarını elde ederiz. İşyerlerinde yapılan ses yalıtımı ile iş verimliliği ve sağlıklı çalışma alanları sağlamış oluruz.
Yangın yalıtımı ne kadar süre koruma sağlar?
Yangın yalıtımı; yangınlarda oluşan ısı ve dumanın zararlı etkilerinin sınırlandırılmasına yönelik, can ve mal güvenliğini sağlayıcı yapısal önlemlerdir.
Yangının zararlı etkilerinin sınırlandırılması ve güvenli kaçış bölgelerinin oluşturulması amacı oluşturulan bölümlerin duvarlarına, tavanına, döşemesine yangın yalıtımı yapılarak bu kısımlara yangının ve dumanın ulaşması engellenir. Ayrıca bu bölümlerde bulunan kapı ve pencerelerin belirli yangın dayanım özellikleri olması gerekir. Yapılarımızın yangın başlangıç anından söndürme işleminin tamamlanmasına kadar geçen sürede yıkılmadan ayakta kalması için taşıyıcı kısımlara ve dışarıdan yangının sıçramaması için çatı ve cephelere yangın yalıtımı yapılır. Kazan dairesi gibi özel odaların duvarlarına, duman gazlarının ve ısının yayılmaması için hava kanallarına ve tesisat borularının geçtikleri bölgelere de yangın yalıtımı uygulamaları yapılır.
Yangın yalıtımında kullanılan malzemelerin özellikleri;
Yangın yalıtımında yanmaz (A sınıfı) ve ısı geçişine yüksek direnç gösteren taşyünü, alçı levhalar, perlit, vermükülit vb. özel malzemeler; yapının duvarlarına, tavanlarına, döşemelerine, tesisat boruları ve hava kanallarına sabitlenir. Tesisatların duvarları, döşemeleri ve tavanları deldiği yerlerde ısı ile genleşen özel sıva, harç ve mastikler kullanılarak alev ve dumanın yayılmasına karşı önlem alınır. Yangından kaçış amacı ile kullanılan koridorlarda özel kapı ve cam fitilleri kullanılır. Pencerelerde ise yangın dayanımlı özel yangın camı üniteleri kullanılır. Yangın camları, çoğunlukla bina iç birimlerinin birinden diğerine yangının yayılmasını, bazen de bitişik binalardaki yangının komşu binaya sıçramasını önlemek için kullanılır.
Yangın yalıtımı detayları sistem olarak ele alınmakta ve detayda kullanılan malzemelerin kalınlıkları, montaj elemanlarının ve yönteminin tasarımına bağlı olarak yapı elemanlarında 30 ila 240 dakika arasında yangın dayanımı sağlanabilir.
Enerji Kimlik Belgesi nedir?
1 Ocak 2011'de yürürlüğe giren ‘Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği' gereğince; yeni inşa edilen binalar için Enerji Kimlik Belgesi alınması zorunlu oldu. Enerji Kimlik Belgesi; binaların enerji ihtiyacı, enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri, ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeriyor. Artık ev alırken, satarken ya da kiralarken sadece konumuna, manzarasına, oda sayısına değil kimlik belgesine de bakılıyor. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren Enerji Kimlik Belgesi aynı zamanda sınıfını da belirliyor.
BEP-Binalarda Enerji Performans Yönetmeliğine göre 2011 yılının başından beri yeni yapılan binalar Enerji Kimlik Belgesi'ni almak zorunluğu bulunuyor. Öte yandan aynı yönetmeliğe göre ülkemizdeki tüm konutların 2 Mayıs 2017 tarihine kadar Enerji Kimlik Belgesi'ni alması zorunluluğu bulunuyor.
22,5 milyon konut stokumuzun yaklaşık 6 milyonunda ısı yalıtımı var, 500 bin adedinde de Enerji Kimlik Belgesi var diyebiliriz. Önümüzde yapılacak çok işin olduğunu açık açık söylememiz ve kabul etmemiz lazım.
Herkes A sınıfı bir yaşam ve konforu hak ediyor
Enerji Kimlik Belgesi ile binalar A'dan G'ye kadar sınıflandırılıyor. En üst sınıfı simgeleyen A grubunda bir eve sahip olmanın ilk şartı ise binanın ısıtma ve soğutma giderlerini yüzde 50'ye kadar düşüren ısı yalıtımına sahip olmasından geçiyor. Enerji Kimlik Belgesi ile yapıların en az C statüsünde olması isteniyor.
Ancak bugün yeni yapılarda, bina oturma veya iskan ruhsatı esnasında Enerji Kimlik Belgesi'nin sorulması bize göre yeterli değil. Hatta bu uygulama sorun oluşturuyor. Enerji Kimlik Belgesi'nin yürürlüğe girdiği günkü duruma dönülmesi, yani daha inşaat izni alınırken bu kimlik belgesinin sorulması ve bu şekilde inşaata başlanması gerektiğini ısrarla savunuyoruz.
Enerji Kimlik Belgesi binanın değerini artırıyor
Isı yalıtımıyla, ülke ekonomisi ve çevre kirliliğini önlemeye sağlanan katkının yanında, binanın değeri de yükselmiş oluyor. Çünkü binanın harcadığı enerji miktarı, evlerin satılmasında veya kiralanmasında artık belirleyici etken oldu. Belge ile tescillenen enerji sınıfı yüksek binalarda; ısı yalıtımının yanı sıra, cam-pencere ve ısıtma-soğutma-havalandırma sistemlerinin de kaliteli ve verimli olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle binanın değerini artıran ‘Enerji Kimlik Belgesi'ne yönelik talep gün geçtikçe artıyor.
Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olduğu düşünülürse, yalıtımın ülke ekonomisine ne gibi katkıları olur?
Türkiye'de, sadece 2014 yılında yapılan 65 milyon metrekare mantolamadan 700 bin hane yararlandı ve hane halkı enerji harcaması 650 milyon TL azalırken, 1,2 milyon ton karbondioksit eşdeğeri sera gazında da azalma (Bolu Ormanları'nın yüzde 90'ının bir yılda soğurduğu karbondioksit karşılığı) sağlandı. Ayrıca tüm bu mantolama çalışmaları ile sektör 900 milyon TL ciroya ulaşırken, 500 milyon metreküp (yaklaşık 500 milyon TL) daha az enerji ithalatı gerçekleşti.
Enerji verimliliğinde almamız gereken uzun bir yol var
Enerji verimliliği konusunda en sık kullanılan göstergelerden biri enerji yoğunluğudur. Enerji yoğunluğu genellikle bir ülkede 1000 dolarlık Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) elde etmek tüketilen enerji miktarı olarak tarif edilir. Rakamsal bazda Türkiye'nin enerji yoğunluğunun gelişen teknoloji ve ısı yalıtımı gibi uygulamaların yaygınlaşması sonucu bir azalma trendi içerisinde olduğunu görsek de, bu azalmanın yeterli seviyede olmadığını söyleyebiliriz. Örneğin 2011 yılında Türkiye 1000 dolarlık GSMH elde etmek için 145 kiloTEP (Ton Eşdeğer Petrol) enerji tüketirken, Almanya aynı yıl 83, Japonya ise 78 kiloTEP enerji tüketmiş. Bu rakamlar bize Türkiye'nin enerji verimliliği konusunda alması gereken uzun bir yol olduğunu gösteriyor. Binalarda ısı yalıtımı ile sağlanabilecek yüzde 50 tasarruf da, bu alanda atılacak en önemli ve öncelikli adım olarak karşımıza çıkıyor.
Artan enerji talebinin gelişimine engel olunmamalı
Türkiye, enerji tüketiminin yüzde 72'sini ithal kaynaklar ile karşılıyor. Bu oran Avrupa'da yüzde 51'dir. Türkiye'nin yüzde 72'lik ithal enerji oranını, G20 içerisindeki gelişmekte olan ülkeler ile karşılaştırdığımızda, Türkiye'yi yüzde 28'lik oran ile Hindistan'ın, yüzde 11'lik oran ile ise Çin'in takip ettiğini görüyoruz. Bu rakamlar şunu ifade ediyor; Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke, ancak Türkiye'nin rekabet içerisinde olduğu ülkeler için enerjide dışa bağımlılık bir sorun değil. Bu koşullar altında Türkiye'nin bu ülkeler ile rekabet edebilmesi, Avrupa, Orta Doğu ve dünya pazarlarında rekabetçi kalabilmesi için mutlak suretle enerji verimliliğinde çıta atlayarak, artan enerji talebini kontrol altında tutması ve enerji talebimizin gelişimine engel olmaması zorunludur.
Binalarda tüketilen enerjinin yüzde 80'i ısıtma-soğutma için harcanıyor
Binaların ısı yalıtımlı hale gelmesi ile Türkiye'nin toplam enerji faturasını yaklaşık yüzde 15azaltmak mümkün. Enerji verimliliğindeki en kritik konu 2014 yılında 56 milyar dolar olarak bildirilen birincil enerji tüketiminin yüzde 37'sinin binalarda gerçekleşmesidir. Binalarda tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 80'i ise ısıtma-soğutma için harcanıyor. Toplam tüketimimizde en yüksek paya sahip binalarda ısı yalıtımı ile elde edilecek bir tasarrufa, günümüzde sanayi ve ulaşım sektörleri dahil, aynı yatırım maliyeti ve amortismana sahip hiçbir başka yöntem ile ulaşmak mümkün görünmüyor. Bu konuya tüketici gözüyle bakıldığında da, benzer şekilde büyük bir verimlilik fırsatı ortaya çıkıyor. Güvenlik ve konforu arttırmanın yanı sıra, ısı yalıtımı ile enerji tüketimi ve doğalgaz faturalarında yüzde 50'ye varan tasarruf elde etmek, bu amaçla yatırılan bedelin sağladığı tasarruf ile 3-4 yıl içerisinde kendisini geri ödemesini ve sonrasında da kazandıran bir yatırıma dönüşmesini sağlamak mümkün.
Kentsel dönüşüm, yalıtım için neyi ifade ediyor?
‘Kentsel Dönüşüm'ün ortaya çıkış sürecini hatırlayalım… Van depremi sonrası o zamanki Başbakanımız, bugünkü Cumhurbaşkanımız ‘Ülkedeki tüm binaları kontrol edeceğiz ve depreme dayanıksız olanları yıkıp, yerlerine dayanıklı binalar yapacağız' demişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız da bu misyonla 6306 Sayılı ‘Afet Risti Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun' çıkardı ve bunun için ‘Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü' kuruldu. Ancak bu kanunun çıkarıldığı ilk günden itibaren ifade ediyoruz ki; binalarda depreme karşı yapı güvenliğini sağlayan en önemli unsurlardan biri olan ‘su yalıtımı' bu çerçevede ciddi değerlendirilmeli. Öncelikle taslak halindeki ‘Su Yalıtımı Yönetmeliği' ivedilikle yürürlüğe sokulmalı ve ‘Kentsel Dönüşüm' mevzuatı kapsamında zorunlu tutulmalı. Hatta ‘su yalıtımı', Yapı Denetim Kanunu kapsamına alınarak yapı denetim kuruluşları tarafından denetlenmeli.
Keza taslak halinde hazırlanmış ve Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü'nde bekleyen ‘Ses Yalıtım Mevzuatı' da eksiklikleri giderilerek etkin bir şekilde devreye alınmalı.
Yalıtımlı binaları yaygınlaştırmak için uygulamaya alınan ‘Kentsel Dönüşüm', ‘Enerji Verimliliği Kanunu', ‘Enerji Kimlik Belgesi' çalışmaları, yalıtım sektörünün büyümesi açısından da çok önemli adımlardır. ‘Kentsel Dönüşüm' kapsamında Türkiye genelinde 6-7 milyon konutun yenilenmesi hedefinin, yalıtımlı bina sayısını hızla artıracağına inanıyoruz. Bu bakımdan 2016 yılıve önümüzdeki yıllarda ısı yalıtımı uygulamalarının büyük bir ivme kazanacaktır.
Yalıtım konusunda teşvik var mı?
Başbakanlık tarafından 2014 yılında açıklanan Kalkınma Planı içerisinde yer alan ‘Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı'nda, ısı yalıtım sektörüne önemli görevler düşüyor ve sektörün gelişmesi açısından da son derece önemli değerlendirmeler mevcut. Bugüne dek sektörde yer alan üretici, satıcı ve uygulayıcıları ve sivil toplum örgütlerinin gayretleriyle yapılan bilinç oluşturma ve ısı yalıtımını teşvik etme söylemleri ilk kez bu planda devlet tarafından da somut bir şekilde ele alındı. Planda yer alan destek ve finansal teşvikler hayata geçtiği takdirde, ‘ısı yalıtımı sektöründe hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' diyebilirdik. Ancak bugüne kadar geçen yaklaşık 3 yıllık süre içinde bu plan çerçevesinde çok fazla yol alamadık. Sadece bu değil, Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylanan ‘Ülke Enerji Verimliliği Strateji Belgesi' kapsamında düşünülen, binalarda enerji verimliliği alanında yapılacak ısı yalıtımı gibi uygulamalara sağlanacak finansal destekler de maalesef hayata geçirilemedi. Hükümet bunların hepsinin farkında ve planlarını yaptı fakat ne yazık ki hayata geçirmede kurumları harekete geçirmede başarılı olamadık.
Uğurcan Tokay / emlaktasondakika.com
Yorum Yaz