Kadir Topbaş, Akıllı Şehirler fuarında konuşma yaptı!
Dünya Akıllı Şehirler fuarında konuşma yapan İBB Başkanı Kadir Topbaş: Yaşanabilir yüksek standartlı şehirler ancak iş birliğiyle mümkün dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, uluslararası toplantı ve konferanslarda farklı yabancı dillerde yapılan ve cihazlarla insanların takip etmek zorunda kaldığı simültane tercümelerin artık cep telefonlarında dinlenebileceğini belirterek, "Kodlar verilerek cep telefonlarınızda simültane tercümeleri dinleyebileceksiniz. Kaç bin kişi olursa olsun, herkes cep telefonlarından simültane tercümeleri dinleyebilecek. Hatta statlarda binlerce insan, anonslara gerek kalmadan cep telefonlarından ne söylendiğini duyabilecek." dedi.
Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Dünya Akıllı Şehirler Fuarı"nın açılış konuşmasını yapan İBB Başkanı Topbaş, bilginin insanlığın ortak malı ve çok değerli olduğunu söyledi.
Edindikleri her bilgiyi cömertçe paylaştıklarını, İBB olarak insanların yaşam kalitesini daha fazla yükseltmek için çalıştıklarını anlatan Topbaş, yeni bir uygulama geliştirdiklerini dile getirdi.
Hayallerin gerçekleşmesi için mesai arkadaşlarının çok başarılı çalışmalar yürüttüğünü söyleyen Topbaş, uluslararası, panel ve konferanslarda kabinlerde yapılan simültane tercümeler ve bu amaçla kullanılan cihazlara artık gerek kalmayacak bir yazılım ürettiklerini dile getirdi.
"Bunları dünyada ilk kez bizim ekiplerimiz başardı"
Topbaş, "Zaman zaman yaşarız, bulunduğunuz noktalarda farklı lisanlarda simültane tercüme yapılıyorsa, dağıtılan cihazlar yeterli değilse, bazı insanların bunu dinleyemedikleri ve takip etmediklerini görürsünüz. Bundan esinlenerek cep telefonunda simültane tercüme dinleme imkanı sağlayabilecek bir çalışma yapılmasını istedim. Arkadaşlarımız bunu yaptılar ve başardılar. Kodları verilerek cep telefonlarınızda simültane tercümeleri dinleyebileceksiniz. Kaç bin kişi olursa olsun, herkes cep telefonlarından simültane tercümeleri dinleyebilecek. Hatta statlarda binlerce insan, anonslara gerek kalmadan cep telefonlarından ne söylendiğini duyabilecek. Bunları dünyada ilk kez bizim ekiplerimiz başardı. Şu anda kulaklık ve cihazlar var. Belki bir sonraki toplantıda sadece bir kulaklık takdim ederek cep telefonlarınızda simültane tercümeleri dinleyebileceksiniz. Bunlar, insan ve kent hayatında önemli aşamalar. İşte akıllı şehirlerde, sorunları çözebilmenin yolu, daha ileriki aşamayı düşünmekten geçiyor." diye konuştu.
İBB olarak pek çok yazılım geliştirip hizmete soktuklarını aktaran Topbaş, akıllı kent bağlamında ciddi mesafeler aldıklarını, mobil cep trafik ve İBBNavi gibi uygulamaları insanların hizmetlerine sunduklarını hatırlattı.
Büyükşehir olarak kendi ürettikleri yazılımların toplum tarafından kullanıldığını ifade eden Topbaş, tüm mobil uygulamaların bir platformda toplandığını ve İstanbulluların bunlara çok kolaylıkla ulaşabildiğini söyledi.
İnsanoğlunun avcı toplumundan yerleşik topluma geçerek şehirler kurmaya başladığı günden itibaren ihtiyaçların ortaya çıktığını anlatan Topbaş, "Sorunları çözme adına insanlar, yeni yeni birtakım başarılara imza atmaya başladılar. Bu süreç bugüne kadar devam etti. Yani şehirler bu kadar yoğunlaşmasaydı, bu kadar gelişmeseydi, bu kadar ihtiyaç ortaya çıkmasaydı, teknolojik gelişmeler bu seviyelere gelmezdi. Giderek kent nüfusunun hızla arttığı ve yoğunlaştığı bir dünyada, daha farklı boyutlara taşınacağımızın işaretlerini görmekteyiz. Bugün yaşadığımız gün, yarın çok farklı olacak. Dün de çok farklı idi. Her gün çok hızlı bir şekilde adeta bir aritmetik düzende bir artış gösteren teknolojik gelişmeler tanıklık ediyoruz." ifadelerini kullandı.
İnsanların yaşam tarzının değiştiğini, kentlerin cazibe merkezi olduğunu, baş döndürücü değişimi takip etmekte bile zorluk çekildiğini söyleyen Topbaş, şöyle devam etti:
"21. yüzyıl kritik bir eşik. Kentler cazibe merkezleri. Teknolojik gelişmeler zorunlu bir şekilde oluşmakta. 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 70'i kentlerde yaşayacak. Bu bir kehanet değil, gidişat bunu göstermekte. Tabii, büyük şehirler ekonomik gelişmeleri de tetikliyorlar. Küresel hasılanın yüzde 80'i şehirler tarafından üretilmekte. Böylece şehirler, insanlar için bir çekim merkezi oluyorlar. Bu çekim gücü toplumsal sorunları da beraberinde getiriyor. İşsizlik ve toplumsal suçlar sorunların başında gelmekte. Şehirleri yönetenler, devamlı daha az kaynak ama daha çok iş yapmak zorunda kalıyorlar. Bütün hesaplar alt üst olmakta. Gelecekleri, tasarladıkları, planladıkları şekilde gelişmiyor. Gelecek çok daha farklı problemlerle öne çıkmakta."
Problemleri algılamak ve yönetmenin oldukça güçleşmekte olduğunu, öngörülmeyen birtakım sorunlarla karşı karşıya kalındığını hatırlatan Topbaş, "İşte bunları telafi edebilmek, refleksleri güçlendirmek için bir statik yönetim tarzı artık yeterli değil. Bununla baş etmenin, üstesinden gelmenin ve sorunları çözmenin yolu akıllı sistemlere geçiştir. Şehirlerin akıllı şehirler olmak zorunda olduğunu biliyoruz. Çünkü akıllı şehirler her alanda tasarruf sağlar. Dijital bir yaşamı ortaya koyar. Enerji, ulaşım, su tüketimi, atık, sağlık, kamusal hizmetler ve güvenlik gibi birçok alanda, çok daha ve sistematik bir hizmet ortaya koyar. Bu sistemin nasıl yakalanacağını, kimlerin karar vereceğini çok önemli. Hükümetler, yerel yönetimler, konut sektörü, teknoloji üreten bütün firmalara kadar tüm paydaşlar birlikte hareket etmek zorundalar. Yani bilgiyi paylaşmak, ortak olmak ve paydaş olmak zorundalar. Aksi takdirde çözüm bulmak mümkün değil. Kurumsal taassupları gözetmeksizin bilgiyi paylaşmak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Yaşanabilir yüksek standartlı şehirler ancak iş birliğiyle mümkün"
Başkan Topbaş, bilgi ve teknolojinin paylaşımının artık kaçınılmaz hale geldiğini, bu konuda kamu yöneticilerine büyük görevler düştüğüne dikkati çekti.
"Ortak hedefler belirlemek, hedeflere birlikte yürümek ve çabaları birleştirmek gerekiyor." diyen Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaşanabilir, sürdürülebilir yüksek standartlı şehirler kurmak ancak iş birliğiyle mümkün. Akıllı şehirler için sadece üst düzey teknolojiler de yeterli değil. Bununla da dönüşüm sağlanamaz. Aynı zamanda toplumsal dönüşüm de gerekiyor. Toplumun da buna hazır olması gerekiyor. Şehirler zaten her dönem kendilerine uygun teknolojileri kullanıyor. Kullanım artıkça kentsel alanlar hızla akıllı şehirlere dönüşüyor. Bu dönüşümün itici gücü olarak yenilikçi ve günümüzün teknolojileri görmekteyiz. Akıllı çözümün can damarı ise verilerdir. Gerçek çözümlere ulaşmak için verinin gücünden istifade etmek gerekiyor. Üçüncü temel ayak ise bilinçli insanlardır. Toplumun bu seviyeye gelmesi ve bunu kabul etmesidir."
Şehirlerin 2020 yılına kadar 1,5 trilyon dolarlık bir kaynak ayırmaları gerektiğinin ön görüldüğünü vurgulayan Topbaş, akıllı toplu taşıma sistemleri, enerji tasarrufu sağlayan akıllı binalar, çevre ve atık yönetimi gibi basit uygulamalarla 2050 yılına kadar yaklaşık 22 trilyon dolarlık bir tasarruf sağlanacağı tahmin edildiğini kaydetti.
Yorum Yaz