'Kontrolsüz ses ve gürültü ile baş etmeyi önlemeyi başarmalıyız'
Isı, Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Levent Pelesen, ‘Uluslararası Gürültü Farkındalık Günü’ kapsamında bir açıklama yaptı.
Yalıtım bilincini Türkiye çapında yaygınlaştırmak amacıyla kurulan İZODER, ‘Uluslararası Gürültü Farkındalık Günü' kapsamında yaptığı açıklamada; gürültü kirliliğinin insan sağlığı üzerinde çok olumsuz etkileri olduğunu belirterek, sağlıklı, güvenli ve konforlu bir yaşam için ses yalıtımının önemine dikkat çekti.
Dünya çapında, insanların sağlık ve refahı için gürültü farkındalığını arttırmak amacıyla, ilk kez 1996 yılında başlatılan ve her yıl Nisan ayında bir Çarşamba günü gerçekleştirilen ‘Uluslararası Gürültü Farkındalık Günü' kapsamında bir açıklama yapan Isı, Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Başkanı Levent Pelesen, ses yalıtımı konusunda bilinç oluşturmanın, İZODER olarak üstlendikleri bir sosyal sorumluluk hamlesi olduğunu belirtti.
İZODER olarak öncelikli hedeflerinin yalıtım bilincini Türkiye çapında yaygınlaştırmak ve yalıtım konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek olduğunu belirten Levent Pelesen, “Üstlendiğimiz yalıtım konuları o kadar önemli ki, hem enerji verimliliği, çevresel etkiler ve iklim değişikliği gibi konular, hem de güvenli yapıların oluşumu, konforlu, sağlıklı yaşam alanları ile yakından ilgili olmamızı gerektiriyor" diye konuştu.
Gürültünün insanlar üzerinde yarattığı sağlık sorunlarına değinen Levent Pelesen, “Gürültü insanlarda geçici veya kalıcı işitme hasarları, kan basıncı artışı, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında ritim bozukluğu, öfkelenme, sıkılma, genel takatsizlik duygusu, iş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu gibi etkiler yaratırken, çocuklarda ise tansiyon, kalp atışları ve stres hormonlarının yükselmesine yol açıyor” dedi.
Sağlıklı, güvenli ve konforlu bir yaşam için ses yalıtımının önemine vurgu yapan Levent Pelesen, şöyle konuştu; "Gürültü, ruhsal ve fiziksel açıdan sağlığımızı 35 kritik etki ile tahrip ederek, toplumsal uyum ve verimliliğimizde derin yaralar açıyor. Ayrıca çocuklarımızı hem fizyolojik, hem bilişsel, hem de duygusal açıdan olumsuz etkiliyor. Ses ve gürültü, sürekliliğine, dozuna ve kişilik özelliklerine bağlı olarak hepimizde farklı yoğunlukta etki yaratıyor. Gürültü kirliliğinin yıkıcı ve kalıcı etkileri göz ardı edilmemeli, alışma eğilimine kapılmamalı, kontrolsüz ses ve gürültü ile baş etmeyi önlemeyi başarmalıyız.”
Yorum Yaz