Marka kente giden yol bu 20 sorundan geçiyor!
Geçen hafta Pazar günü Milliyet’in “Geleceğe Yatırım, Türkiye’ye Yatırım” toplantıları kapsamında Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın da katıldığı Bursa toplantısındaydım
Geçen hafta Pazar günü Milliyet'in “Geleceğe Yatırım, Türkiye'ye Yatırım” toplantıları kapsamında Başbakan yardımcısı Bülent Arınç'ın da katıldığı Bursa toplantısındaydım. Salı günü ise, Capital dergisinin Türkiye Finans'la birlikte düzenlediği Anadolu Markaları yarışmasının jüri üyesi olarak Antakya'ya gittim. Antakya'lı hayırsever iş adamı Erol Bilecik'in kente armağan ettiği meslek lisesinin kongre salonunda, Antakya'lı dostlarla biraraya gelme fırsatı buldum.
Binlerce yıllık tarihi olan, Anadolu Uygarlığının bu iki önemli kentinde, yöneticiler, yapılan başarılı çalışmalar hakkında bilgiler verirlerken, Marka Kent olma hedeflerine sıkça vurgu yaptılar. Ülkemizde neredeyse her gittiğim ilde, benzer hedefler duyuyorum. Marka kent olma hayali gerçekten çok güzel. Ancak, markalaşma uzun ve çok emek isteyen bir yolculuk. Araştırmalar ve bilimsel çalışmalarla yola çıkmak, birlik olmak, tutarlı ve sürekli bir biçimde çalışmak gerekiyor.
Bu vesileyle, ben de markalaşma yolculuğunda olan kentlerimizin yerel yönetimleri için bir soru formu hazırladım. Marka kent, kasaba veya köy yaratmak isteyen tüm yöneticilere, ekipleriyle birlikte bu sorulara yanıt aramalarını (ve mutlaka bir araştırma şirketinden destek almalarını) öneririm. Yöneticilerimiz, aksiyonlardan, projelerden, yatırımlardan önce , yanıtlar konusunda uzlaşırlarsa, atacakları adımların verimli, keyifli ve sürdürülebilir olacağını göreceklerdir.
20 önemli soru
1 Kentiniz neyi temsil ediyor?
2 Kentiniz neleri çağrıştırıyor?
3 Kentiniz bir insan olsaydı nasıl bir insan olurdu?
4 Bölgenizin ve kentinizin nasıl algılanmasını diliyorsunuz? Bu algı, sizin mevcut algınıza ne kadar yakın?
5 Kimlerin kentinizi ziyaret etmesini istiyorsunuz?
6 Hangi sektörlerin ve kuruluşların sizlerle iş yapmasını istiyorsunuz?
7 Sahip olduğunuz özellikleri değerlendirdiğinizde, rakiplerinize göre hangi üstün özellikler gözlemliyorsunuz?
8 Bu üstünlükler sizin hedeflediğiniz gruplar için anlamlı mıdır? Bir başka deyişle, onların beklenti ve ihtiyaçlarını rakiplerinizden daha tatminkar bir biçimde karşılayabiliyor musunuz?
9 Hedeflediğiniz ve kentinize çekmek istediğiniz gruplar sizi nasıl algılıyor?
10 Markanızın geri planındaki insan gücü (Kent sakinleri, kamu çalışanları, belediye hizmetlerini sunanlar, öğrenciler...) sizin ne yapmak istediğinizi-vizyonunuzu- ve marka konumlandırmanızı biliyorlar mı?
11 Bu insan gücü, aynı hedefe gitmek üzere birlikte çalışabilecek bir yapıda mı? Ekip çalışması kültürünüz var mı?
12 Hedeflerinizi oluştururken, kentinizdeki tüm paydaşlardan görüş alıp, onları dinliyor ve 360 derecelik bir durum tespiti yaparak yola çıkıyor musunuz?
13 Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz yazılı olarak tüm paydaşlar tarafından biliniyor ve benimseniyor mu?
14 Maddi kaynaklarınızı doğru planlıyor musunuz?
15 Arkası gelmeyen, kısa vadeli tanıtım çalışmalarına marka tanıtımı adı altında bütçeler ayırıyor musunuz? Geçmişteki başarısızlıklardan hangi dersleri çıkardınız?
16 Her attığınız adımda “sürdürülebililik” konusu üzerinde de duruyor musunuz?
17 Kentinize gelecek ziyaretçilere ne tür deneyimler sunuyorsunuz?
18 Kültürel ve tarihi mekanlarınız bakımlı mı? Ziyareti kolay mı?
19 Ziyaretçilerinizin döndüklerinde hakkınızda neler anlatmalarını diliyorsunuz?
20 En önemlisi, bu uzun yolculuğa çıkacak ekiplerinizin sabrı, işlerine olan saygısı ve kentinize duydukları sevgi tam mı? Malum, gönül istemeyince, çalışmalar verimli olmuyor. Markalar tutkulu insanların omuzlarında yükseliyor.
Fatoş Karahasan / Milliyet
Yorum Yaz