Marshall Şehrinin Rengini Seç talihlileri Barselona ve Amsterdam seyahatinden döndü!
Marshall Şehrinin Rengini Seç yarışmasının iki talihlisi, Barselona ve Amsterdam seyahatinden döndü. Fazıl Özkan ve Ekim Soytürk, renkli seyahat anılarını şimdi sizlerle paylaşıyor
“Renklendir Hayatı” sloganı ve yenilerek, daha da renklenen kurumsal kimliği ile insanların hayatına renk katmaya devam eden AkzoNobel Marshall, Marshall'la Şehrinin Rengini Seç adlı yarışması ile hayatı renklendirenleri ödüllendirdi. 250 farklı renk seçimi yapılan ve bu renkler için tam 1.606 oy kullanılan yarışmanın birincisi, Hatay'dan Fikret Dişer oldu. Antakya'yı ortadan ikiye ayıran Asi nehrinden ilhamını alan Dişer, şehrinin rengine “Asi ve Mavi” ismini verdi ve “Bana göre bu rengi çekici kılan özelliği Akdeniz'e doğru mavi yolculuğudur, azizliğin rengidir, su gibi” tanımlamasıyla büyük ödül olan Dominik tatilini kazandı. Dişer'in seyahat anıları önümüzdeki ay, sizlerle buluşacak. Ancak, yarışmanın ikincisi ve üçüncüsü, seyahate gidip, döndüler bile. Bakalım neler yaşamışlar?
“Mavi – Yeşil” Çanakkale'den çıktı, Barselona'da sanatın renkleriyle buluştu
Marshall'la Şehrinin Rengini Seç Yarışması'nda seçtiği renkle en çok oy alan ikinci yarışmacı, Çanakkale'den Fazıl Özkan oldu. Özkan, “Çanakkale deyince akla masmavi deniz ve yemyeşil bir doğa gelir” diyerek, şehri için “Mavi – Yeşil” ismini belirledi. Özkan, Gaudi'nin mimari eserleriyle süslediği ve Picasso, Joan Miro ve Antoni Tapies gibi dünyaca ünlü sanatçılara ilham veren Barselona'da sanatın tüm renkleriyle buluştu. Özkan: “Marshall sayesinde hayallerimin şehri Barselona'ya gittim”
İlk yurtdışı deneyiminde, hayallerinin kentine yolculuk yapmasına aracılık ettiği için Marshall'a çok teşekkür eden Fazıl Özkan, duygularını şu şekilde dile getirdi: “Yarışmayı bir arkadaşımdan görerek katıldım. Ben neden yapamayayım diyerek oy toplamaya başladım ve arkadaşlarım sayesinde ikinci olarak, Marshall ile hayallerimin şehri Barselona'ya gitme fırsatı buldum. İlk yurtdışı deneyimim olması sebebiyle de Marshall benim gönlümü fethetti diyebilirim. Otelim Barselona'nın en ünlü caddesi olan La Rambla üzerindeydi ve mükemmeldi. İlk gün otel çevresini gezerek geçti. İkinci gün bisiklet kiraladım. Yağmur yağıyordu ama Barselona sokaklarında ıslanmak güzeldi. Sırasıyla Sagrada Familia Kilisesi'ni, Gaudi Parkı'nı, Park Guel'i, Noa Camp'ı gezdim. Ardından Uluslararası Barselona Müzesi'ne gittim. Gezimin üçüncü günü yağmur sebebiyle otel odasında geçti fakat akşam dışarı çıktım. Barselona'daki gece hayatı ve eğlence anlayışı bizimkinden farklıydı. Yeni arkadaşlar edindim. Son günüm yine La Rambla Caddesi'ni gezerek geçti. Bana, bu güzel geziyi ve rüyalarımı gerçekleştirme fırsatı veren Marshall Ailesine çok teşekkür ediyorum.”
“Medeniyet Çiçeği” İstanbul'dan özgürlükler kenti Amsterdam'a gitti
En çok oy alan üçüncü yarışmacı, Ekim Soytürk oldu. Soytürk, şehrini “Aşk kokar İstanbul, bir kadının en çarpıcı yeri kıpkırmızı dudakları gibi İstanbul...” şeklinde tanımlayarak, İstanbul'a kırmızı rengi yakıştırdı ve bu renge de “Medeniyet Çiçeği” adını verdi. Soytürk, kendine özgü mimarisi ve hiç durmayan eğlence hayatıyla ünlü özgürlükler şehri Amsterdam'da eğlencenin en canlı renkleriyle tanıştı. Marshall talihlisi Ekim Soytürk'ün gözünden Amsterdam...
Çok uzun zamandır planladığımız ama bir şekilde gidemediğimiz Amsterdam seyahatimiz çok tuhaf bir şekilde oldu aslında. Marshall bir yarışma düzenlemişti, yarışma gereğince yaşadığımız şehre bir renk verip nedenini açıklamamız gerekiyordu. Kulağa eğlenceli gelen bu yarışmaya ben de katıldım, ödülleri de harikaydı ama bu kadar güzel olmasını ben de hiç beklemiyordum.
Amsterdam tatilini kazandığımı öğrendiğimde hem de bu mutluluğu Barselona'yı kazanan sınıf arkadaşımla paylaşmanın şaşkınlığıyla tatile hazırlandım. Öncelikle bu süreçte her türlü sorumuzla sorunumuzla ilgilenen yetkililere teşekkür etmek isterim.
Uçaktan indikten sonra beni ilk büyüleyen otelimdi. Westcord Fashion otel gerçekten çok şık döşenmiş, kaldığım en konforlu otel olmanın yanında kahvaltısı da gayet doyurucu ve zengindi. Bavulları odaya attığım gibi kahvaltıya koştum :)
O kahvaltıdan sonra güzelce bir dolaşıp yediklerimizi yakmak gerekiyordu. Biz gezdik, çok beğendik, çiçek pazarını giderseniz görmenizi tavsiye ederim. Burada hayatımda görmediğim güzellikte çiçekler ve onların soğanları satılmakta.
Bu şekilde özel restoran faytonları caddeleri süslüyor. Büyülenmemek imkansız.
Geleli bir aydan fazla oldu ancak peynir müzelerinden birinden aldığımız peynirleri hala tüketebilmiş değiliz. Çok lezzetli peynirleri var. Ben özellikle tütsülenmiş kaşar peynirlerine bayıldım.
Kanallarıyla meşhur Amsterdam'da üç gün boyunca tüm kanalları görmeye çalıştık gerçekten. Sanırım gördük de :)
Ve son olarak FALAFEL!!! Aslında çoğu yerde bulmanız mümkün ama Amsterdam'a, Rebrandt Caddesi'ne sırf bu falafelden yemek için tekrar gitmeyi düşünüyorum.
Bize bu harika deneyimi yaşattığın için teşekkürler MARSHALL Ailesi :)
Ekim ve İrfan'dan kocaman sevgiler :))
Yorum Yaz