Mavi bayraklı plaj sayısında Türkiye ikinci sırada!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu.
Özhaseki, "5 Haziran Dünya Çevre Günü" kapsamında Mogan Gölü'ndeki Dip Çamuru Şantiye Sahası, Sevgi Çiçeği alanlarını ziyaret etti ve fidan dikimi programlarına katıldı.
Ziyaretleri öncesinde konuşma yapan Özhaseki, her günün temiz ve sağlıklı olması temennisinde bulundu. Özhaseki, son yıllarda dünyada en çok çevre konusunun ele alındığını belirterek, buna hassasiyet gösterildiğini dile getirdi. Özhaseki, çevreyle ilgili geçen yıl uluslararası alanda neredeyse tüm devletlerin katıldığı bir toplantı yapıldığını anımsattı.
Özhaseki, 100 yıl öncesine kadar insanoğlunun çok az ürettiğini ve tükettiğini, atıkların da az olduğunu ifade etti. Özhaseki, bu atıkların da tabiatta kendiliğinden yok edilebildiğini söyledi.
Sanayi devrimiyle birlikte şehirleşme ve üretimin çoğalmasıyla tüketimin de arttığına dikkati çeken Özhaseki, "Bunun neticesinde dışarıya atılan atıkların devasa yığınlar oluşturması da yavaş yavaş problemlerle karşı karşıya getirdi. Çünkü, ekosistem bozuldu. Sanayi devrimiyle birlikte aslında mertlik bozuldu." dedi.
Özhaseki, atıkların temizlenmesinin, doğa içerisinde zarar vermeden yok edilebilmesinin büyük bir problem haline gelmeye başladığını anlatarak, şunları söyledi:
"Bilim adamlarının söylediğine göre, dünya nüfusu 2050'li yıllara geldiğinde 9 milyara ulaşacak. Bu insanoğlu daha az tüketmeyecek, daha fazla tüketmeye devam edecek. Atıklar daha büyük sorun olacak. Bu konuda 3 tespit çok önemli. Birincisi, son yüzyıl içerisinde yüzey sıcaklığı bir derece arttı. 1,5 derecede tutunması için bilim adamları gayret ediyorlar. En fazla olmazsa bunu 2 derecede tutmak istiyorlar. Çünkü, 3-4'lü derecelere çıkarsa hayat yaşanmaz hale geliyor.
İkincisi, denizlerin suyu 19 santimetre kadar arttı. Üçüncü olarak da karbondioksit salınımında da yüzde 40'lara varan artış var. Tüm bunların geriye çekilmesi lazım. Hayatta toprak, su, hava ve enerji olmazsa olmaz. Şu andaki gidişat ona doğru ilerliyor. Bunun için toplantılar yapılıyor. Türkiye'nin de katıldığı ve taraf olduğu bu konuda birçok sözleşme var. Dünyayı en az kirleten ülkeler içerisinde olmamıza rağmen, 2000'li yılların başından itibaren özellikle AK Parti iktidarları döneminde bütün anlaşmalara tarafız."
Bakan Özhaseki, "emanet" sözcüğünün önemine işaret ederek, hayattaki her şeyin insanoğluna zimmetlendiğini söyledi. İnsanın taşıdığı bedenlerin, canların, eşlerin, çocukların ve çevrenin emanet olduğu değerlendirmesinde bulunan Özhaseki, buna hıyanet edilemeyeceğini aktararak, "Emanete asla yan bakılmaz ve ona zarar verilmez. Tabiattaki bütün ilişkiler bu emanet kavramı içinde görüldüğünde bir anlam ifade eder." diye konuştu.
Çevre ve yatırım dengesinin doğru şekilde bir arada götürülebilmesi gerektiğini vurgulayan Özhaseki, bu yapılırken çevrenin tahrip edilmemesi gerektiğini söyledi. Özhaseki, "Türkiye, dünyayı kirleten ülkeler içerisinde neredeyse sonuncu sıralarda yer alıyor. Dünyayı kirletme oranı 100 birim olarak kabul edilirse, en başta kirleten ülkeler içinde Hindistan yer alıyor, arkasından yüzde 20'ler seviyesinde Çin yer alıyor. Sonra da yüzde 17,89 ile Amerika Birleşik Devletleri yer alıyor ve 18-20 aralığında devam ediyor." ifadesini kullandı.
ABD'nin "Biz, artık uluslararası anlaşmalara taraf değiliz ve Paris Anlaşması'ndan çekiliyoruz" açıklamasında bulunduğunu aktaran Özhaseki, "Yani 'Karbon salınımının geriye çekilmesi hususunda yapılacak yatırımlarda biz yokuz.' diyorlar. Hem dünyayı yüzde 18-20 aralığında kirletiyorlar hem de 'Bu bizim ekonomimizi bozar. O yüzden biz bu işte yokuz.' demeye başladılar." sözlerine yer verdi.
"Yeşil İklim Fonunda 100 milyar dolar toplanması kararlaştırıldı"
Bakan Özhaseki, "Türkiye, Paris Anlaşması'na taraf olmuştur, imza atmıştır fakat Meclise getirmedik. Meclise getirmeyişimizin de bir sebebi var. Bunu da buradan ilan ediyoruz" değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Paris Anlaşması neticesinde oluşan Yeşil İklim Fonu var. Yeşil İklim Fonu'nda 100 milyar dolar para toplanması kararlaştırıldı. Bu para toplanacak, çevrenin kirletilmemesi, karbon salınımının geriye çekilmesi ve özellikle sera gazı konusunda çalışmalar yapılacak. Bu konuda ABD, 3 milyar dolar vereceğini vadetmişti, zannediyorum ki 1 milyar dolar civarında ödediler ve geriye kalanını ödemediler. Gelişmiş ülkelerin buraya katkıda bulunması, gelişmekte olan ülkelerin de buradan katkı alması söz konusu. Bizi gelişmiş ülkeler sınıfına atarak bizim de oraya katkı sunmamızı istiyorlar.
En az kirleten ülkeler seviyesinde olmamıza rağmen, bizim oraya katkıda bulunmamızı istiyorlar. Biz, oraya katkıda bulunmayacağız, biz katkı almak istiyoruz. Gelişen teknolojilerden de istifade etmek istiyoruz. Bütün bunlar, itirazlarımız da bu anlaşmaya karşı çıkmamızı da gerektirmiyor. Anlaşmaya tarafız, çevremizi kirletmeyeceğiz, tahrip etmeyeceğiz, yüzde 21'e kadar da geriye çekeceğiz sera gazını. Bu konuda da yükümlülüklerimizi de elimizden geldiğince yerine getireceğiz."
"Mavi bayraklı plaj sayısında dünya ikincisiyiz"
Son 15 yıl içinde bu konuda büyük mücadele verildiğini anlatan Özhaseki, Türkiye'deki nüfusun yüzde 81'inin dışarıya attığı atık suların arındırılarak tabiata verildiğini aktardı.
Özhaseki, katı atıklarla ilgili de nüfusun yüzde 61'inin çevreye bıraktığı atıkların toplandığını, ayrıştırıldığını, bertaraf edildiğini ve kalanların da gübre, kompost haline getirilerek doğaya verildiğini dile getirdi.
Gemilerin atıklarıyla ilgili de ülke genelinde 269 limanda atık alım tesisleri kurulduğunu ifade eden Özhaseki, artık denizlerin kirletilemediğini söyledi.
Özhaseki, Türkiye'de mavi bayraklı plaj sayısının da 150'li rakamlardan 444'e çıktığını vurgulayarak, "Mavi bayraklı plaj sayısında İspanya birinci, Türkiye ikinci. Dünya ikincisiyiz." dedi.
Ülke genelinde 250'ye yakın yerde hava kalitesinin kontrol edildiğini belirten Özhaseki, tehlike sınırındaki fabrikaların online takip edildiğini anlattı.
Bakan Özhaseki, konuşmasının ardından Mogan Gölü'nün temizlenmesi için yapılan çalışmaları yerinde inceledi. Dip Çamuru Şantiye Sahası'nda incelemede bulunan Özhaseki, ardından sadece Gölbaşı'nda çıkan ve "Sevgi Çiçeği" olarak isimlendirilen çiçeğin koruma altına alındığı bölgeye giderek yetkililerden bilgi aldı.
Özhaseki, ziyaretlerinin ardından fidan dikimi programına katıldı ve kendisi de fidan dikti.
Yorum Yaz