Recep Tayyip Erdoğan UETD'nin Berlin Buluşması için Almanya’ya gitti
Başbakan Erdoğan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) Tempodrom Kongre Merkezi'nde düzenlediği etkinlikte, güncel gelişmeleri değerlendirdi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Hiç endişeniz olmasın, her zaman söylüyorum dik duracağız dikleşmeyeceğiz. Biz ancak rükuda eğiliriz, insan karşısında değil. Onun için kimse böyle bir yola tevessül etmesin. Bu yola tevessül edenler her zaman eli boş döner. Bunu böyle bilmeleri lazım" dedi. Hükümetin son 10 yıldaki icraatlarını ve yatırımlarını örnekler vererek anlatan Erdoğan, eğitim alanında büyük reformlar yaşama geçirdiklerini vurguladı. Göreve geldiklerinde üniversite öğrencilerin 45 TL burs aldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi Kredi ve Yurtlar Kurumunda bursuyla birlikte beslenme yardımını veriyoruz ve son rakamla 520 TL'ye çıktı. Şu anda burs olarak verilen var, kredi olarak verilen var. Değerli kardeşlerim kim müracaat ederse etsin ya burs ya kredi muhakkak alıyor. Bizden önce böyle bir şey yoktu. Ya yolsuzluğun olduğu bir ülkede bunu yapabilir misiniz? Şu anda biz ülkemizde bütün okullarda yavrularımıza ilk, orta, lise; hepsine kitaplarını ücretsiz olarak veriyoruz. ve geldiğimizden bu yana hep bu böyle…”
Hükümetin sağlık alanında yaptığı büyük yatırımlarla yıllardır devam eden sorunlara çözüm getirdiğini anlatan Erdoğan, "Sağlık sisteminde artık hamdolsun hastanesi olmayan bir il kalmadığı gibi şimdi ilçelerimizde hastaneler yapmak suretiyle bu yolu devam ettiriyoruz" diye konuştu. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Kardeşlerim. Hastalarımız, anneler, kızakların çekilmesi suretiyle doğuma yetiştiriliyordu. Şimdi ise bizler paletli ambulanslarla o kar kışta ya çıkıyor evinden alıyoruz veyahut da doğuma bir hafta, 10 gün kala, istersen Sağlık Bakanlığının misafiri olabiliyorsun şehirde diyoruz. Doğumu yaptıktan sonra da kendisini uygun zamanda tekrar evine gönderiyoruz. Bitmedi tuttuk bu arada, 17 tane ambulans helikopter, 4 tane de jet ambulansla yine tüm ülkeye hizmet veriyoruz. Şehirler arası hizmetler, uluslararası hizmetler, hepsi bununla görülüyor. Yolsuzlukların olduğu bir ülkede siz bunları yapabilir misiniz ? Nasıl yapacaksınız?"
10 yıl önce Türkiye'de vatandaşların hastane kapılarında kuyruğa girdiklerini anlatan Erdoğan, şunları belirtti: "Tedavi için teşhis için doktor hak getire... Geç onu. Bir röntgen çektireceksin, röntgen. Kaç ay sonraya gün alıyorduk? 6 ay, 7 ay sonraya gün veriyorlardı. Kardeşlerim şimdi bırakın siz röntgeni, ultrasonografiden tutun tomografiye, MR'a, aklınıza ne gelirse bütün imkanlar artık hamdolsun her ilimizde var. Artık insanı insan yerine koyan bir anlayış var. Yolsuzluğun olduğu bir Türkiye'de bunlar olabilir mi?"
Türkiye'de 10 yıl önce vatandaşların ilaç almak için bile büyük zorluklar yaşadığını hatırlatan Erdoğan, isim vermeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi.
Erdoğan, şöyle konuştu: "Kardeşlerim, hatırlarsınız ilacımızı alamıyorduk, ilacımızı. Ah ah doktor beş tane ilaç yazar, gidersin SSK'nın hastanesine çünkü dışarıdaki eczanelerden alamazsınız. SSK'nın hastanesinden alacaksın. 5 ilacın 2'si var, 3'ü yok… 3'ü var, 2'si yok. Sorarsın oradaki eczacıya, 'Beyefendi, ilaçları nereden alacağım?' 'Git eczaneden al.' Ama ben bunun primini ödüyorum, niye oraya gideyim? Bana buradan vermeniz gerekmez mi? Yok kardeşim, ne yapalım. Benim zavallı vatandaşım, gider onu da eczaneden parasıyla alırdı. Malum şu anda anamuhalefetin bir genel müdürü var. Bu genel müdür, bir zamanlar da SSK'nın genel müdürüydü. SSK'nın genel müdürüyken ilaç bulamıyorduk, ilaç... Bunlara bu ülke teslim edilebilir mi? Bir SSK'yı yönetemeyenlere, bu ülke teslim edilebilir mi? Zaten milletim ondan dolayı bunlara teslim etmiyor. Bunların en önemli sanatı iftiradır. Niye? Öyle yetiştiler. İftira at, tutmasa da iz bırakır. Mantıkları bu ama buradan sesleniyorum: unutmayın, güneş balçıkla sıvanmaz."
Adalet saraylarının sayısını çoğalttıklarını belirterek "Artık merdiven altı bir yargı yok" diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Dedik ki bunlar gayet güzel olsun, hakikaten merdiven altında değil. Saraylarda en güzel şekliyle çalışsınlar en güzel şekliyle de kararlarını versinler. Bunun yollarını açtık. Emniyet sarayları yaptık aynı şekilde. Ah Ah, bir zamanlar karakol dendiği zaman insanın aklına korku tünelleri gelirdi. Acaba içeride ne olacak diye. Ama artık bu devirler kapandı. Artık işkenceye son dedik ve o dönemleri geride bıraktık. Bunlar artık yok. Kardeşlerim enerji hamdolsun artık KÖYDES Projesi ile ülkemin hemen hemen bütün köylerine ulaştık. Yol su noktasında önemli adımlar attık. Barajlar noktasında ciddi barajlar, göletler yaptık. Hala barajlar yapılmaya devam ediyor. Hala göletler yapılmaya devam ediyor. Fakat öyle bir kredibilitesi olan bir ülke haline geldi ki Türkiye, işte mayıs ayında hatırlayın bir ihalede ederi ihalenin bedeli 42 milyar dolar ve bununla 3. havalimanı yapılıyor. Üçüncü havalimanı yıllık yolcu kapasitesi asgari 100 milyon yolcu. Peki bizim cebimizden para çıkıyor mu? Hayır. Biz para vermiyoruz. 20 yıllık kullanım hakkı veriyoruz. At binenin kılıç kuşananındır. Olay bu. Bitmedi. Üçüncü köprüyü boğazın üstüne inşa etmeye başladık. Kardeşlerim bedeli ne onun da evet inşaat bedeli 2,5 milyar dolar. Kardeşlerim şu anda Anadolu ve Avrupa yakasında evet direkler yükseldi. Son rakamı almadım ama 180 metreye yükseldi. 250 metreyi bulacak bu. Bu dünyanın sayılı inşallah asma köprülerinden biri oluyor. Buradan ağırlıklı olarak ağır vasıtalar geçecek. Birinci ve ikinci köprüden bunlar geçmeyecekler. Hepsi buraya yönlendiriliyor. Otomobiller de geçebilir mi, onlar da geçebilir. Hedef bir ve ikinin yükünü üçüncü köprüye almak."
Sultan Abdulmecid'in hayali MARMARAY'ı bitirdiklerini de ifade eden Başbakan Erdoğan, 153 yıllık rüyayı kendilerinin gerçekleştirdiğini dile getirdi. Şu anda ortalama yolcu sayısının günde 100 ila 150 bin arasında değiştiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Boğazın 62 metre derinliğinde. Bunu da biz yaptık. Kardeşlerim bakınız, bizim fiilimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz. Bitti mi bitmedi. Şimdi MARMARAY'ın biraz daha güneyinde denizin altından çift katlı bir tünel daha yapıyoruz. İnanın ki denizin altından yapmak çok daha kolay. Çünkü denizin üstünden yaptığımız zaman, sandallarla motorlarla gelip provoke etmeye çalışıyorlar, şimdi denizin altında olduğu için göremiyorlar. Biz yola devam ediyoruz. 2015'te inşallah 3. köprü de bitiyor, 2. tünel de bitiyor. Tünelden otomobiller geçecek, MARMARAY'dan da biliyorsunuz raylı sistem... Oradan da toplu taşıma olarak vatandaşımız istifade edecek. Beş tane boğazın üzerinde alt ve köprülerle üst geçit. Bunlar şu anda oluyor. İzmir-İstanbul arasını 3 saate indiriyoruz. İzmit geçişinde dünyanın sayılı asma köprülerinden birini yapıyoruz. Zemin nerede biliyor musunuz, zemin denizin altında gittik temelini attık. Şimdi de Allah nasip ederse bu ayın 15'i gibi ya da 16'sında suyun üzerine artık betonlar çıkıyor. Bununla birlikte artık körfezi dolaşmayacak araçlar. Direkt köprüden geçecek İzmir yolculuğuna devam edecek. Bu otoyolun 5 ayrı noktasında firmalar çalışmalarını sürdürüyor. Hızla çalışmalara devam ediyoruz. Niye biz zamanla yarışıyoruz. Bizim sevdamız var bu millete, bizim aşkımız var. Onun için hızlı çalışmaya mecburuz. Kardeşlerim ama bunları böyle bir derdi yok biz dertliyiz. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik.
Hiç endişeniz olmasın, her zaman söylüyorum dik duracağız dikleşmeyeceğiz. Biz ancak rükuda eğiliriz, insan karşısında değil. Onun için kimse böyle bir yola tevessül etmesin. Bu yola tevessül edenler her zaman eli boş döner. Bunu böyle bilmeleri lazım."
?
AA
Yorum Yaz