- Güncel
- 27.02.2013 10:38
- Okuma Süresi: 03:11 dakika
Seramik sektörü kabına sığamayınca yurt dışında satın alma yapıyor!
Avrupa’da ilk üçte yer alan Türkiye seramik sektörü, Batı Avrupa’nın ekonomik krizle sarsıldığı şu günlerde İspanyol ve İtalyan rakiplerinin önüne geçmek için yurtdışında, tesis kurma veya marka satın alma yoluna giderek, üretim gücünü artırmayı hedefliyor
Son yıllarda inşaat sektörünün de ortaya koyduğu gelişimle birlikte hızlı bir büyüme eğilimi içine giren, üretim gücünü teknoloji ve tasarımla birleştirerek ihracatını her geçen gün artıran Türkiye seramik sektörü, artık kabuğuna sığmıyor. Dünya genelinde altıncı Avrupa'da ise üçüncü sırada bulunan ve 2012 yılı itibarıyla yaklaşık 1 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşan sektörde firmalar, yurtdışında tanınan saygın markaları ya satın alma yoluna gidiyor ya da ortaklık kuruyor. Ayrıca başta Rusya ve İtalya olmak üzere farklı coğrafyalarda kendi tesislerini de kuran firmalar, iç pazarın meydana getirdiği taleple sınırlı kalmayıp, dünya geneline mal satma yolunda stratejik çalışmalara imza atıyor.
Özellikle seramiğin hijyenik yönünü ortaya çıkararak, tasarımda farklılaşma yoluna giden firmalar, tüketici beğenisini topluyor. Yine son teknolojiyi takip ederek, verimlilik çalışmalarıyla sektör beğenisini toplayan firmalar, üretimlerinin önemli bir kısmını da Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına ayırarak, üründe farklılaşma prensibiyle her yıl birbirinden farklı kreasyonları hem iç hem de dış pazarın beğenisini sunuyor. Buna ilave vitrifiye alanında imalat yapan firmaların çevreyi gözeten ürünlerle su sarfiyatını minimuma indiren ürünleri dış pazardan yoğun ilgi görüyor.
İtalya ve İspanya'daki kan kaybı sektöre yaradı
Türkiye seramik sektörünün bu denli başarılı olmasında aslında uzun vadeli planlamalar yatıyor. Her şeyden önce tek bir çatı altında toplanarak, birlikte hareket eden sektörde ihracata yönelik olarak da doğru pazar analizinin yapılması sektörün büyümesinde önemli bir etken.
Yine pazarın hangi ürüne ihtiyaç duyduğunun tespit edilmesi ve toplumun her kesimini kapsayacak şekilde ürün tiplerinin ilgili pazara sürülmesi sektörün gelişimini tetikliyor. Ancak son dönemde ihracatı tetikleyen ve Türk firmalarının yurtdışında yatırım kararı almalarını etkileyen asıl konu ise Batı Avrupa'da bulunan iki rakibin aşırı derecede kan kaybetmesiyle ilgili. Son dönemde Avrupa'yı etkisi altına alan ve her geçen gün derinleşen krizden en çok İtalya ve İspanya etkilendi.
Her iki ülke de seramik konusunda Türkiye'nin önemli rakipleri konumunda bulunuyor. Bu ülkelerdeki krizin etkisinin derinden hissedilmesi sayesinde Türk firmaları, ilgili coğrafyalarda saygın markalarla ortaklık kurma hatta satın alma gibi görüşmelerde bulunabiliyor. Farklı bir ifadeyle Avrupa'daki kriz sektörün üretim gücünü artırma ve başta Avrupa olmak üzere birçok hedef pazarda daha güçlü bir konuma gelmesine sebep oluyor.
Nakliye ve enerji girdileri sıkıntı yaratıyor
Türkiye Seramik Federasyonu'ndan edinilen bilgilere göre, sektör 2012 yılı itibariyle 3.5 milyar dolarlık üretim değeriyle karo üretiminde dünyada ilk altıda yer alıyor. Bugün itibarıyla sektörde yaklaşık 300 milyon metrekarelik seramik karo imal ediliyor. Ancak bu rakamı yeterli bulmayan sektör aktörleri, şu anda yüzde 70'lerde seyreden kapasite kullanım oranının artırılması için de yurtdışında yeni azarların analizini yapıyor.
Sektörün bugüne kadar ortaya koyduğu başarılı performansa rağmen halen bir takım sorunlarının bulunduğuna da dikkat çeken firma sahipleri, temel sorunları enerji, altyapı ve lojistik olarak sıralıyor. Firma sahipleri, net ihracatçı olan sektörlerinin sıkıntılarının bir an önce çözülmesini bekliyor. Sektör temsilcilerine göre, geçmiş yıllarda olduğu gibi sektörün gelişimini etkileyen birinci unsur enerji girdisi. Son iki yılda doğalgaz ve elektriğe yüklü miktarlarda zam yapıldığını savunan sektör temsilcileri, elektriğin üçte bir, doğalgazın ise olması gereken fiyattan yüzde 40 oranında fazla olduğunu vurguluyor.
Aynı zamanda yükte ağır olan malların nakliyesinde oluşan gecikmeler yüzünden pazar kaybı yaşadıklarını anlatan sektör temsilcileri, taşımacılık giderlerinin yüksek olmasını eleştiriyor. Nakliyede ulaşım ağının karayolu ağırlıklı olması ve demiryolunun kullanılamayışı nedeniyle seramik ürünlerin kamyonlarla taşınmasının zorunlu olduğu belirtilerek, bugün yılda 10 milyon ton seramik malzemenin karayolu ile taşındığı vurgulanıyor. Bu noktada karayolu taşımacılığında motorinden alınan yüksek ÖTV sebebiyle de taşıma maliyetlerin arttığını ifade eden firma sahipleri, bu durumun çözülmesi için ihraç mallarının karayolu ile taşınmasında destek bekliyor. Firma sahipleri, fabrikalardan limanlara taşınan malın karayolu ile nakliyesinde, ihraç ürünün hammadde ve bitmiş ürün olarak karayolunda kat ettiği mesafe göz önüne alınarak, motorin desteği primi ödenmesinin faydalı sektöre fayda sağlayacağı fikrinde birleşiyor.
Bunun yanı sıra bazı firmaların yurtdışında fiyat kırma politikası izleyerek, sektöre zarar verdiğini savunun firma temsilcileri, kalitesiyle öne çıkan seramik ürünlerinde istenilen katma değeri almak için fiyat kırmaktan vazgeçilmesi gerektiğine işaret ediyor.
Aynı zamanda tasarım noktasında dönemsel sıkıntıların yaşandığı ifadesini kullanan sektör temsilcileri, bu alanda çalışmak isteyen ve akademik eğitim alan öğrencilerin öğrenim hayatının son yılında fabrikada eğitiminin sürdürmesinin yararlı olacağının altını çiziyor.
www.kobiden.com
Yorum Yaz