Şişli Belediyesi'nin üç mahalle için yapacağı referanduma yasak geldi!
Yeni büyükşehir yasası ile Şişli’den alınarak Sarıyer ilçesine bağlanan üç mahallede, yurttaşların eğilimlerini belirlemek için Şişli Belediyesi tarafından yapılması planlanan referandum, Şişli Kaymakamlığı tarafından yasaklandı
Referandum için Ayazağa, Maslak ve Huzur mahallelerinde kurulan “demokrasi çadırları” sökülürken, yasağa tepki gösteren vatandaşlar seçim sandıklarıyla caddeyi trafiğe kapatarak protesto gösterisinde bulundular.
Geçtiğimiz hafta TBMM'de kabul edilen büyükşehir yasası ile, 1944 yılından buyana Şişli'ye bağlı olan Ayazağa, Maslak ve Huzur mahalleleri Şişli'den alınarak Sarıyer ilçesine dahil edilmişti. Şişli Belediyesi, bölgede oturan yurttaşların görüşlerine başvurulmadan alınan bu kararlı ilgili, üç mahallede “eğilim yoklaması” yapma kararı aldı. Bu amaçla, bölgedeki altı ayrı noktaya “demokrasi çadırları” kurularak seçim sandıkları konuldu.
Ancak yurttaşlar, bu sabah erken saatlerde oy kullanmak için sandık başına geldiklerinde büyük bir sürprizle karşılaştılar. Çünkü Şişli Kaymakamlığı, “eğilim yoklaması”nı yasaklamıştı. Binlerce vatandaş, seçim için kurulan çadırların görevliler tarafından söküldüğünü görünce, yasağı protesto etmek için Ayazağa Caddesi'ni bir süre trafiğe kapadı. Seçim sandıklarını taşıyarak caddeye dizen yurttaşlar, “Sandık burada, demokrasi nerede” şeklinde slogan atarak referandum yasağına karşı tepkilerini gösterdiler. Protesto nedeniyle bir süre trafiğe kapanan caddede uzun araç kuyrukları oluştu.
Yasaklama kararını öğrenen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de, sabahın erken saatlerinde Ayazağa'daki seçim çadırına gelerek bir basın toplantısı düzenledi. Sarıgül, burada yaptığı açıklamada, referandum yasağının bir demokrasi ayıbı olduğunu söyledi. Bölgede oturan yurttaşların görüşlerinin alınmamasını eleştiren Sarıgül, şunları söyledi: “TBMM'de gece yarısı verilen bir önergeyle, Şişli'nin üç mahallesi buradan alınarak bir başka ilçeye bağlandı. Bu yapılırken, burada yaşayan yurttaşların fikirleri bile sorulmadı. Oysa belediyeler yasasına göre, bir bölge başka bir bölgeye bağlanırken, mutlaka referandum yapılması gerekiyor. Bu kararı alanlar açıkça yasayı çiğnediler. Türkiye'nin imza attığı Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartnamesi de aynı koşulu getiriyor. Bu hukuksuzluğa karşı, yurttaşlarımızın eğilimini belirlemek için bir yoklama yapalım dedik, sandık koyduk, vatandaşlar özgür iradeleriyle tercihlerini belirtsin istedik. Ancak buna bile tahammül edemediler. ‘İleri demokrasi' diyenler, ‘bireyin özgürlüğü' diyenler, Şişli'nin üç mahallesinde yaşayan binlerce yurttaşın iradesini hiçe saymışlardır. Bu hukuki değil, siyasi bir karardır, ucuz hesaplardır. Bu hukuksuzluğa karşı yasal mücadelemiz devam edecek. Mevcut kanun Cumhurbaşkanlığı makamı tarafından onaylanırsa, Ayazağalı binlerce yurttaşımızla birlikte Anayasa Mahkemesi'nde hak arama mücadelemizi sürdüreceğiz.”
MUSTAFA SARIGÜL BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ:
“DEMOKRASİMİZ ADINA ENDİŞE VERİCİ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ..”
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, ilçesinden alınarak Sarıyer'e bağlanan Ayazağa, Maslak ve Huzur Mahallelerinde bugün yapılacak olan referandumun yasaklanmasına tepki göstererek, “Bugün karşılaştığımız durum, demokratik ve yasal hakların güç kullanılarak gasp edilmesidir” dedi.
Belediye binasında bir basın toplantısı düzenleyen Sarıgül, konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Bugün ne yazık ki demokratik hukuk devletiyle bağdaşmayan olağanüstü bir durumla karşı karşıya kaldık. Bu durum olağanüstü vahimdir. Demokrasimiz adına endişe vericidir. Bugün, kendi çıkardığı ve halen yürürlükte olan yasaları bile yok sayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu durum, demokratik ve yasal hakların güç kullanılarak gasp edilmesidir. 21. Yüzyılda, çağdaş ileri demokraside sandığın yasaklanması beni çok üzmüştür. Biz referandumla, Şişli'den koparılmak istenen mahallelerimizdeki yurttaşlarımızın irade beyanını görmek istedik; buna bile tahammül edemediler. Nereye gidiyoruz, gerisini düşünmek bile istemiyorum. AB kriterleri diyoruz, ileri demokrasi diyoruz, ama sandığa tahammül gösteremiyoruz. Sandık kime çalışıyorsa demokrasi ona göre işler diye bir şey yok. Her seçmene ayrı demokrasi uygulaması, görülmüş şey değildir. Bu durumu çağdaş Türkiye'ye yakıştıramıyorum.”
Yorum Yaz