Slash Architects, Gülüş Akademisi'ni tasarladı
Slash Architects, Gaziantep'te yenilikçi ve insan odaklı diş polikliniği Gülüş Akademisi'nin iç mekan kurgusunu yaptı.
Slash Architects'in Gaziantep'te tasarladığı Gülüş Akademisi Diş Polikliniği, dinamik, yaşayan ve insan odaklı tasarım anlayışı ve keşfedilmeye açık, sürprizli iç mekanları ile yenilikçi bir klinik yaklaşımı ortaya koyuyor.
İç mimari tasarımı ve cephe düzenlemesi Mimar Şule Ertürk Gaucher ve Mimar İpek Baycan liderliğindeki Slash Architects tarafından yapılan Gaziantep'teki Gülüş Akademisi Diş Polikliniği, kendine özgü dinamik iç mekan kurgusu ve kullanıcı odaklı detaylarıyla diş kliniklerinin ‘korkuyla gidilen yer' algısını değiştirerek, sıradan diş poliklinik tasarımlarından ayrışıyor. İnsan odaklı tasarım anlayışıyla biçimlendirilen klinik, bitkilerin yeşerdiği, yaşayan, dinamik, kendine özgü ve sade tarzıyla huzuru ve konforu gelen ziyaretçilerine ve personeline cömertçe sunuyor.
İki kattan oluşan, tek cepheli bir dükkan tipolojisine sahip yapının yeniden ele alınmasıyla tasarlanan Gülüş Akademisi Diş Polikliniği'nde süreçteki sınırlayıcı etmenler avantaja çevrilerek yaratıcı mekanlara dönüştürülmüş. Geniş bir galeri boşluğuna açılan yapının tasarımı gereksinimler doğrultusunda kurgulanarak optimum plan çözümleriyle yerleşim amaçlanmış.
Hem çalışanların hem de ziyaretçilerin konforu düşünülerek tasarlanan Gülüş Akademisi Diş Polkliniği'nin zemin katı tüm poliklinik işlevlerini içerecek şekilde planlanmış. Klinik birimleri, resepsiyon ve bekleme alanının ön saflara konumlandırılması sayesinde düşey sirkülasyon ve kamusal kullanım alanlarının hem görsel hem de fonksiyonel bir bütünlük içinde olması sağlanmış. Ziyaretçinin karşılama bölümünden kolayca algılayabileceği muayene odalarına ulaşım kolaylaştırılarak bekleme alanından mekanın tamamına hakimiyet sağlanmış.
Gülüş Akademisi Diş Polikliniği'nde ana mekanları servis mekanlarına bağlayan koridorlar, bünyesinde barındırdığı doluluklar ve boşluklar ile keşfedilmeyi bekleyen dijital bölüm, dinlenme ve okuma bölümü, çocuk bekleme alanı ve farklı aktif dinlenme alanlarını barındıran bir mekan olarak kurgulanmış. Bekleme alternatifleri ve konfigürasyonu ile kliniğin genelinde kullanışlı ve sürprizli mekanlar yaratılmış. İkinci katta yer alan ar-ge laboratuvarları, çalışanların dinlenme odaları ve toplantı odaları sayesinde hekimlerin ve personelin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir planlama geliştirilmiş.
Doğal aydınlatmanın tek bir cepheyle sınırlı kalmaması için oluşturulan iç bahçeler sayesinde mekanın ışık almayan bölgelerine de doğal ışığın erişimi sağlanmış. Doğal havalandırma ve ışığın çok önemli olduğu poliklinik yapısı için girişte yer alan asma kat ile oldukça geniş galeri boşluğunun varlığı, ön tarafta çelik strüktürle sıfırdan inşa edilen “Mega Box”ın (2 katlı muayene odası) ilham kaynağını oluşturmuş. Mega Box'a eşlik eden “Mini Box” birimi ise konsepti ve fonksiyonu tamamlayan bir diğer eleman olarak kendini göstermiş ve bu mimari elemanlar poliklinik kimliğini dışa vurarak vitrini oluşturmuş. Gün içindeki kullanımının yanı sıra gece dışardan nasıl algılandığı da önemsenen poliklinikte, farklı şekillerde kurgulanan aydınlatma biçimleri sayesinde zaman zaman klinik odaları kütlesel olarak ön plana çıkarılmış; bazen de giriş bölümü ve mekanın derinliğini aydınlatma tasarımlarıyla vurgulanmış.
Detaylarla zenginleştirilmiş minimal mekanlar...
İç mekanın renk ve doku seçimleri genelde net ve nötr bir yaklaşımla kurgulanırken, kliniğin steril ve pozitif hissiyatını oluşturmak için detayların zenginleştirdiği minimal mekanlardan yararlanılmış. Klinikte kullanılan multi-fonksiyonel mobilyalar yine Slash Architects tarafından tasarlanmış.
Karşılaşma mekanlarının kesişimlerinde ve genel sirkülasyon alanlarında aydınlatma elemanlarının tasarımından grafik yönlendiricilere kadar tüm mekanın kompozisyonu dil birliği içinde düşünülmüş. Canlı bitkiler, zen bahçesi, doğal taşın kullanımı, renklerin sadeliği ve basitliği ile kurgulanan iç mekan kompozisyonu insan psikolojisini rahatlatacak şekilde planlanmış.
Fonksiyonel olduğu kadar estetik açıdan da iddialı bir anlayışa sahip olan kliniğin cephesinde kullanılan mimari dilin farklılaşmasıyla bir kontrast yaratılarak değişik kullanımların vurgulanması hedeflenmiş. Ana girişin ve karşılamanın bulunduğu mekanın cephesi daha geçirgen bir dilde kurgulanırken, şeffaf cam kullanımı sayesinde polikliniğin yapısı, sirkülasyon alanları ve mekanın derinliği okunur hale getirilmiş. Resepsiyon yüksek tavanlı kısımda konumlandırılarak, bir kat boyunca sarkan ikonik aydınlatma elemanlarıyla zenginleştirilmiş. “Mega Box” ve “Mini Box” olarak adlandırılan kütlelerin buzlu cam kullanılan cepheleri bu bölümlerin mahremiyetini korurken doğal ışık ve havalandırmadan faydalanmayı da sağlamış.
Slash Architects kurucuları Mimar Şule Ertürk Gaucher ve Mimar İpek Baycan, 320 metrekarelik bir alanda 4 kilinik odası barındıran ama olası bir büyüme senaryosunda 7 adet muayene odasına sahip olabilecek esneklikte tasarlanan Gülüş Akademisi'ni, “Bir yandan kreatif ve kullanışlı mekanlar üreterek uzmanların buluştuğu bir merkez olma hedefini gerçekleyen, bir yandan da kullanıcının kendini güvende ve emin ellerde hissedeceği, huzurlu, steril ve teknik açılardan tamamlanmış güncel bir diş kliniği” olarak tarifliyor.
Yorum Yaz