“Teknopark İstanbul, savunma sanayisinin atılımına katkı yapacak"
İsmail Demir, Teknopark İstanbul'u ziyaret ederek teknoparkta faaliyet gösteren şirketlerde incelemelerde bulundu.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir: "(Teknopark İstanbul'da) savunma sanayisi esaslı oluşturduğumuz yapılanmalar ve şirketlerle genel anlamda teknolojinin birçok alanında Türkiye'de hizmet verebilecek, sivil sektöre de açılabilecek farklı ve teknolojilerin altyapısını oluşturacağız. Burası, savunma sanayisinin atılımına katkı sağlayacak. Yapılacak toplantı ve sergi merkezi, civarda oluşan ve yapılacak oteller, üniversite ve şirketlerle birlikte çekici bir yer olacak. Zaten şu anda da onlarca şirketin sırada olması çekici olduğunu gösteriyor" açıklamasında bulundu.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, teknolojinin itici gücünün savunma sanayisi olduğunu belirterek, "Onun için burada (Teknopark İstanbul) savunma sanayi esaslı oluşturduğumuz yapılanmalar ve şirketlerle genel anlamda teknolojinin birçok alanında Türkiye'de hizmet verebilecek, sivil sektöre de açılabilecek farklı ve teknolojilerin altyapısını oluşturacağız. Burası, savunma sanayisinin atılımına katkı sağlayacak." dedi.
Pendik Kurtköy'de faaliyet gösteren Teknopark İstanbul'u ziyaret eden, teknoparkta faaliyet gösteren şirketlerde incelemelerde bulunan Demir, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Demir, Teknopark İstanbul'un 1980'lerde merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vizyonuyla hayata geçen İleri Teknoloji Endüstri Parkı ve Havaalanı Projesi'nin (İTEP) bir parçası olduğunu söyledi.
Bu civarda havacılık yatırımlarının, sanayileşmenin, üniversite yapılanmalarının devam ettiğini dile getiren Demir, "Burası gerçekten sanayi ve teknoloji alanında önemli işlere imza atabilecek bir yapılanmanın nüvesini teşkil ediyor." diye konuştu.
Demir, burayı savunma ve havacılık esaslı organize etmeye çalıştıklarını, şirketlerin genelde bu alanlarda faaliyet gösterdiğini kaydederek, burada girişimcilerle devletin buluştuğunu aktardı.
Şu anda teknoparkta iki etap bittiğini ve çok sayıda şirketin başvuru yaptığını aktaran Demir, "İnşallah üçüncü etabı da yakında başlatacağız. Teknopark İstanbul, havalimanı, yapılacak toplantı ve sergi merkezi, civarda oluşan ve oluşacak otel, üniversite ve şirketlerle birlikte çekici bir yer olacak. Zaten şu anda da onlarca şirketlerin sırada olması çekici olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Demir, genelde teknolojinin itici gücünün savunma sanayi olduğunu kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Onun için burada (Teknopark İstanbul) savunma sanayi esaslı oluşturduğumuz yapılanmalar ve şirketlerle genel anlamda teknolojinin birçok alanında Türkiye'de hizmet verebilecek, sivil sektöre de açılabilecek farklı ve teknolojilerin altyapısını oluşturacağız. Burası, savunma sanayisinin atılımına katkı sağlayacak. Bor teknolojileriyle ilgili kurduğumuz bir şirketin burada yapılanması olacak. Yine önde gelen savunma sanayi şirketlerimiz HAVELSAN, ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN burada yapılanmaya devam edecek. Onlar da başka bir itici güç olacak diye bekliyoruz."
"SAVUNMA SANAYİSİ, İSTANBUL'UN TECRÜBELERİNDEN FAYDALANACAK"
Demir, İstanbul Teknopark'ın bugüne kadar geldiği noktanın iyi olduğunu ancak bugünden sonra daha iyi olmasını beklediklerini ifade ederek, savunma sanayinin genel anlamda Ankara merkezli bir yapılanmada bulunduğunu ancak İstanbul'da Tekirdağ'dan Kocaeli'ye kadar geniş bir sanayileşme olduğunu anlattı.
Bu ekosistemden sanayi savunma sisteminin yararlanması gerektiğine dikkati çeken Demir, ayrıca Ankara'da olmayan gemicilik ve denizcilik sektörlerinde de ciddi katkı sağlanacağını bildirdi. Demir, Teknopark İstanbul sayesinde savunma sanayisinin İstanbul'daki sanayinin tecrübelerinden ve buradaki beyin gücünden yararlanacağını sözlerine ekledi.
78 MİLYON DOLAR İHRACAT, 4 BİN 500 İSTİHDAM
Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu ise, teknoparktan ve teknoparkın kuruluşundan bugüne kadar geçen sürede sağlanan gelişmelerden bahsetti.
Teknoparkta faaliyet gösteren şirketlerin 74 patent aldığını ve bu firmaların 44 marka tescilinin bulunduğunu dile getiren Topçu, teknoparkta, kuruluşundan bugüne kadar geçen 8 yıllık sürede şirketlerin 450 milyon liralık muafiyet kullandığını bildirdi.
Topçu, Teknopark İstanbul'da yer alan şirketlerin 78 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini kaydederek, burada bulunan 280 Ar-Ge firmasının 4 bin 500 istihdam sağladığını söyledi.
Teknopark İstanbul'un diğer teknoparklardan farklı olarak birden fazla üniversite ile iş birliği yaptığını ve proje yürüttüğünü anlatan Topçu, odaklarına savunma sanayisi, havacılık ve uzay, denizcilik gibi alanları aldıklarını bildirdi.
Teknopark İstanbul'un 210 bin metrekare alanda bin 350 milli projeye ev sahipliği yaptığını dile getiren Topçu, "Proje tamamlandığında 1 milyon metrekare kapalı alanda, 1000 firmaya 30 bin Ar-Ge personeline ulaşacak ve yıllık 10 milyar dolar katma değer sağlayacaktır." diye konuştu.
Topçu, yerleşkede yer alan firmaların birçok projeye katkısı olduğunu belirterek, bunlardan bazılarının bomba imha robotları, roket ve torpido sistemleri, radarlar, amfibi çıkarma gemisi ve denizaltı kurtarma ana gemileri olduğunu anlattı.
TEKNOPARKTA GELİŞTİRİLEN BAZI PROJELER
Teknoparkta bulunan şirketler tarafından çok sayıda ürün geliştirildi ve proje hayata geçirildi.
Altınay Havacılık ve İleri Teknolojiler tarafından, ASELSAN iş birliği ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin özgün ihtiyaçları dikkate alınarak geliştirilen Çok Rotorlu İHA'lar Serçe-1 adıyla envantere girdi ve bugüne kadar bin 200 adet üzerinde teslimat yapıldı. Yine aynı şirket tarafından, Minyatür Bomba Projesi ile Anka İnsansız Hava Araçları'nın uydu ile haberleşmesi amacıyla milli ve yerli olarak bir anten pedestali geliştirdi.
İlk yerli ve milli taşınabilir dalgıç tespit sonarı (DTS) olan ARAS-2023 de Teknopark İstanbul'da geliştirildi. Cihaz, su altından gelen açık devre solunum sistemli, kapalı devre solunum sistemli ve dalgıç intikal vasıtası kullanan dalgıçların konumunu (mesafe ve kerteriz) otomatik olarak tespit ve takip edebiliyor, bunların sınıflandırmasını yapabiliyor.
Yeni nesil karinaya monteli Denizaltı Savunma Harbi (DSH) Sonarı MELİS-2071 ise orta frekans bandında çalışan, korvet ve fırkateynler tarafından denizaltı tespit ve teşhisi için kullanılan, aktif ve pasif çalışabilen bir sonar sistemi olma özelliği taşıyor. Yerli ve milli olarak geliştirilen ilk mayın avlama sonarı olan NUSRAT-1915; demirli ve dip mayınlarını tespit edebiliyor ve sınıflandırabiliyor.
Yorum Yaz