Türk şirketlerinin birleşme ve satınalma isteği yüzde 18'den yüzde 37’ye çıktı!
40 ülkede yapılan araştırmaya göre Türkler’in birleşme ve satınalma iştahı her geçen gün artıyor. Avrupa’da bugüne kadar birçok marka alan Türk şirketlerin 2008’de yüzde 18 olan birleşme ve satınalma isteği yüzde 37’ye kadar çıktı
2008 yılında baş gösteren ve Avrupa başta olmak üzere dünya piyasalarına adeta bir kara bulut gibi çöken ekonomik krizin doğurduğu en büyük sonuçlardan biri de şirket satınalma ve birleşmeleri oldu. Birçok şirket krizde iflas bayrağını çekerek başka bir şirkete satılırken, birçoğuda bu durumu fırsat bilerek uygun fiyata satın alma yaptı. Bazı şirketler ise krizin etkilerini en aza indirebilmek için birleşme yolunu seçti. Başta Türkiye olmak üzere krizi adeta fırsata çevirerek Avrupa'dan marka avlayan gelişen ülke şirketleri ise bu durumdan kârlı çıktı.
Dünya ortalamasının üstündeyiz
40 ülkede Grant Thornton'un tarafından gerçekleştirilen ‘Birleşme Satınalma (B&S) Planları Araştırma Sonuçları' da Türk şirketlerinin B&S isteklerinin her geçen yıl arttığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre şirketlerin B&S istekleri 2010 yılında yüzde 18 iken, 2011 yılında yüzde 24, 2012'nin ilk yarısında ise yüzde 37 oranına yükseldi. Türkiye bu oranlar ile 2010 ve 2011 yılında dünya ortalamasının 8-10 puan altında iken. 2012 yılındaki yüzde 37'lik oran ile 3 puan üzerine çıktı. Araştırma sonuçlarında dikkat çeken bir unsur da Avrupa ve Türk şirketleri arasındaki Birleşme ve satınalma nedenleri arasındaki fark. Türk şirketlerinin en büyük B&S nedeni yüzde 44 ile yeni markalar kazanma ve yeni teknolojiye erişim yatıyor.
Yeni markaya erişim ön planda
Ardından yüzde 25 ile yeni pazarlara erişim. Yüzde 20 ile büyüme ve yüzde 10 ile daha düşük maliyetle operasyonlara erişim gerekçeleri yer alıyor. Türk şirketlerinin B&S isteklerinde birinciliği alan ‘Yeni markalara erişim/yeni marka ve teknolojilere erişim' nedenini Avrupa Birliği ülkelerinde yer alan şirketler ile kıyaslandığında tam ters bir tablo ile karşılaşılıyor. Örneğin AB ülkelerinde B&S nedenlerinin başında yüzde 60 ile yeni pazarlara erişim gelirken, yüzde 56 ile büyüme, yüzde 38 ile yeni marka ve teknolojilere erişim ve yüzde 35 ile düşük maliyetli operasyonlara erişim geliyor.
Finansman kaynağında ‘Özel Fonlar'ın yeri 10 kat arttı
Grant Thornton'un yaptığı araştırmanın bulgularından birisi de büyüme için öngörülen finansman kaynaklarını ortaya koyuyor. Türk şirketlerinin yüzde 34'ü geçmiş yıl karı üzerinden büyüme finansmanı düşünürken, yüzde 30'ü özel sermaye fonu girişine sıcak bakıyor. Yüzde 25'i banka kredisi almayı planlarken, yüzde 8'i halka arz planlıyor. Bu konuda göze çarpan bir nokta şirketlerin büyümede özel sermaye fonlarına sıcak bakıyor olması. 2011 yılında yüzde 4 olan özel sermaye fonu ile büyüme oranı 2012'de neredeyse 10 kat artarak yüzde 30'a yükseliyor.
Kaan Zenginli/Star
Yorum Yaz