Veysel Eroğlu: Türkiye’de baraj ve göletlere karşı çıkmak çılgınlıktır!
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, hidroelektrik enerjinin, bugün Türkiye için bir zorunluluk olduğunu belirterek, ''Bazıları baraja karşı çıkıyor. Baraj ve göletlere karşı çıkmak çılgınlıktır, aklından zoru olması lazım'' dedi
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, hidroelektrik enerjinin, bugün Türkiye için bir zorunluluk olduğunu belirterek, ''Bazıları baraja karşı çıkıyor. Baraj ve göletlere karşı çıkmak çılgınlıktır, aklından zoru olması lazım'' dedi.
Eroğlu, Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali(HES) Projesi'nin sözleşmesinin imzalanması için, DSİ Konferans Salonu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, mutluluktan adeta uçtuğunu ve gurur duyduğunu belirterek, Türkiye'nin en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı'nın tamamıyla yerli müteahhit ve mühendisler tarafından öz kaynaklarla yapılacağını söyledi.
Türk müteahhitlik sektörünün, dünyada Çin'den sonra ikinci sıraya yükseldiğine dikkati çeken Eroğlu, ''Ben şuna inanıyorum. İnşallah bu müteahhitlerimiz, kısa zamanda dünya birinciliğini alacaklardır. Buna yürekten inanıyorum. Biz de bu konuda her türlü desteği vereceğiz. Bütün dünya artık bizim pazarımız, bütün dünya bizim şantiyemiz olacak. Buna inanın'' diye konuştu.
Türkiye'nin su kaynaklarının sınırlı olduğunu, coğrafi durumu itibarıyla pek çok yerin yazın kuruduğunu ve debisinin azaldığını anımsatan Eroğlu, gerek hidroelektrik enerji ihtiyacı gerek içme, kullanım, sulama ve sanayi suyu ihtiyacını karşılamak için barajların ve göletlerin yapılması gerektiğini dile getirdi.
Eroğlu, ''Bazıları baraja karşı çıkıyor. Baraj ve göletlere karşı çıkmak çılgınlıktır. Aklından zoru olması lazım Türkiye'de. Çünkü Türkiye'nin coğrafi durumunu bilmeyen, nehirlerle ilgili bilgi sahibi olmayan kişiler bunu iddia edebilir. Türkiye'de bu zarurettir'' ifadesini kullandı.
Türkiye'de barajların ve göletlerin yapılmasının keyiften değil, iklim ve coğrafi durumdan kaynaklanan bir zorunluluk olduğunu belirten Eroğlu, Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 73'ünün dışarıdan ithal edildiğini, enerji ithalatı için önümüzdeki yıl 65 milyar dolar ödeneceğini aktardı.
Cari açığın tamamının enerji ithalatından kaynaklandığına dikkati çeken Bakan Eroğlu, Türkiye''de enerji çeşitliliği ve güvenliğinin sağlanması, yerli ve temiz enerji kaynaklarının kullanılması gerektiğini vurguladı.
Eroğlu, ''Hidroelektrik enerji bugün gerçekten Türkiye'de olmazsa olmaz bir zarurettir, aynı zamanda elektriğin de sigortasıdır. Hidroelektrik enerji Türkiye'deki elektriğin sigortasıdır'' dedi.
Geçmişte, Rusya ve İran'da doğalgaz krizi olduğunda, Türkiye'de eğer hidroelektrik santralleri olmasaydı bütün sanayinin durmuş ve ülkenin karanlıkta kalmış olacağını dile getiren Eroğlu, ''Barajlardaki suyu neredeyse minimum seviyesine indirme pahasına biz Türkiye'yi belli bir süre o şekilde HES'lerle kurtardık'' diye konuştu.
Türkiye'nin 216 milyar kilovatsaat kullanılabilir hidroelektrik potansiyeli bulunduğunu kaydeden Eroğlu, bu potansiyelin 165 milyar kilovatsaatinin değerlendirildiğini anlattı.
Hayata geçirdikleri Su Kullanımı Anlaşması Yönetmeliği'nin ardından özel sektörün de pek çok baraj inşaatını gerçekleştirdiğini hatırlatan Veysel Eroğlu, şu anda özel sektörün yaklaşık bin 600 adet hidroelektrik santrale talip olduğunu, bunların kurulu güç kapasitesinin 30 bin megavatı aştığını, üretilecek enerjinin ise yaklaşık 120 milyar kilovatsaat olacağını kaydetti.
DSİ'nin, özel sektör tarafından inşa edilen hidroelektrik santrallerden gelen katkı paylarıyla gelirlerini artırdığını ifade eden Eroğlu, DSİ Genel Müdürlüğü'nün, yaklaşık 1.5 milyar lira katkı payı alacağını söyledi.
''Bundan daha iyisi olur mu- Kazan kazan. Hem özel sektör kazanıyor hem de Türkiye kazanıyor'' ifadesini kullanan Eroğlu, hidroelektrik santralleri kesinlikle destekleyeceklerini, bunun enerji üretimi ve çeşitliliği, ülkenin öz kaynakları açısından önemli olduğunu belirtti.
Yusufeli Barajı'nın 5 yıl içinde kendisini amorti edeceğini kaydeden Eroğlu, baraj inşaatı sırasında çevrenin kesinlikle korunacağını, Yusufeli ilçesi için ne gerekiyorsa yapılacağını, bu konuyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da yakından ilgilendiğini anlattı.
Eroğlu, şu anda Artvin'de, yaklaşık 25 milyon liraya mal olacak bir Tabiat Parkı inşa ettiklerini ifade etti.
Ülke ekonomisine yılda 330 milyon lira katkı sağlayacak
DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı da bir ülkedeki elektrik üretim ve tüketiminin, sosyal ve ekonomik gelişmişliği gösterdiğini dile getirerek, Türkiye'nin enerji ihtiyacının her geçen gün arttığını, ucuz, temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde de hidroelektrik enerjinin önemli olduğunu vurguladı.
Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin kurulu gücünün 540 megavat olacağını, burada yılda bin 817 milyar kilovatsaat enerji üretileceğini anlatan Özkaldı, barajın toplam depolama hacminin ise yaklaşık 2.2 milyar metreküp olacağını, bu rakamın Ankara'nın 6 yılda tükettiği suya eşit olduğunu dile getirdi.
Barajın, kendi kategorisinde, Türkiye'nin en büyük, dünyada ise 3. en yüksek baraj olacağını belirten Özkaldı, inşaatı sırasında ortalama bin 200 kişinin çalışacak olan barajın, bittiğinde ülke ekonomisine yılda 330 milyon lira katkı sağlayacağını kaydetti.
Yusufeli'nde yaşayan hiçbir vatandaşın mağdur olmasını istemediklerini ifade eden Özkaldı, yeniden yerleşim eylem planına göre, ilçenin yeni yerindeki yerleşim çalışmaları sonucu eskisinden daha güzel konutlar ve yaşam alanları inşa edileceğini söyledi.
Barajın inşaatını gerçekleştirecek konsorsiyumun lideri LİMAK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de konsorsiyumun diğer ortakları Cengiz İnşaat ve Kolin İnşaat firmalarıyla DSİ'nin en küçük projelerinden başladıklarını, sonra daha büyüklerini yaptıklarını anımsatarak, her bir firmanın kendi başlarına DSİ'nin büyük projelerine imza attığını vurguladı.
Konsorsiyumdaki firmaların Türkiye'de enerji üretiminde önde gelen firmaları olduğunu ifade eden Özdemir, 3 firmanın enerji dağıtımın özelleştirmesinde de rol aldıklarını hatırlattı.
Özdemir, ''Bizi bu noktaya kim getirdi- Evet çalıştık, mücadele ettik. Ama biz buradan yetiştik. DSİ Genel Müdürlüğü'nden yetiştik. Hepimiz üniversiteleri bitirdik, özel hayata başladık. Ama ben esas üniversiteyi, iş hayatını bu çatının altında öğrendim. Onun için bu çatı bizim için çok önemlidir'' dedi.
Yusufeli Barajı gibi bir barajın üç Türk müteahhidi tarafından inşa edileceğini kaydeden Özdemir, 10 yıl önce denilse inanılmayacak bir işi gerçekleştirdiklerini ve zor bir projede yer aldıklarını belirtti.
Nihat Özdemir, can kaybı vermeden ve iş kazası yaşanmadan bu büyük projeyi zamanından önce bitirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Konuşmaların ardında Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi'nin sözleşmesi imzalandı.
Hüseyin Gazi Kaykı/AA
Yorum Yaz