İnşaattaki canlılık asansör ve yürüyen merdiven sektörüne yansıdı!
Son yıllarda inşaat sektöründe yaşanan canlanma inşaatın önemli kalemlerinden biri olan asansör ve yürüyen merdiven sektörüne ivme kazandırdı
Son yıllarda inşaat sektöründe yaşanan canlanma inşaatın önemli kalemlerinden biri olan asansör ve yürüyen merdiven sektörüne ivme kazandırdı. Yaklaşık olarak 500 milyon dolar ekonomik büyüklüğe sahip olan sektörde, 2 binin üzerinde firmanın faaliyet gösterdiği, istihdamın ise 12 bin civarında olduğu ifade ediliyor.
Asansör aksam üretiminin yüzde 60 – 70'lik bölümünü, başta Avrupa, Rusya, Orta Asya ve diğer önemli bölgelere ihraç ediliyor. Sektör, 2011 yılında 110 milyon dolarlık asansör ihracatına imza attı. Önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek başta yüksek katlı konut projeleri olmak üzere alışveriş merkezleri ve metro projeleri sektörün büyümesine katkı sağlayacak.
Asansör ve yürüyen merdiven sektörü inşaat ile büyüyecek
Türkiye'deki asansör sektörü 60 yıldan fazla geçmişe sahip olup, bu süreç içerisinde; pazarlama, tasarım, üretim, montaj ile bakım ve servis hizmeti anlamında büyük deneyimler kazanarak önemli rakiplerle yarışır hale geldi. Ayrıca ülkemiz Asya ve çoğu Avrupa ülkelerinde de büyük bir pazar payına ulaşmış bulunuyor.
Son yıllarda inşaat sektöründe yaşanan canlanma inşaatın önemli kalemlerinden biri olan asansör ve yürüyen merdiven sektörüne ivme kazandırdı. Önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek başta yüksek katlı konut projeleri olmak üzere alışveriş merkezleri ve metro projeleri sektörün büyümesine katkı sağlayacak. Kentsel dönüşüm projelerinin de devreye alınması ile birlikte sektörde özellikle teknoloji alanında büyük gelişmeler yaşanıyor. Toplu konut projelerinde akıllı, güvenlik sistemi üst seviyede ve ekolojik asansörler kullanılması asansör sektörünün büyümesine yol açacak.
Yerli sermaye veya yabancı ortaklıklar halinde Türkiye'de üretim yapan aksam üreticisi firmalar, beş kıtaya ihracat yapıyor ve Türk firmaları dünyanın önde gelen aksam üreticilerinden biri olarak kabul ediliyor. Dünyada aksam üretimi konusunda hakim olan dört ülke, Almanya, İspanya, İtalya ve Türkiye… Çin Halk Cumhuriyeti'nde meydana gelen gelişmelerin, bu sıralamayı etkileyeceği ve değiştireceği ifade ediliyor.
Sektörde 12 bin kişi istihdam ediyor
Türkiye'de yaklaşık olarak 300 bin adet asansör tesis edilmiş bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre 2004, 2005 ve 2006 yıllarında montajı yapılan ortalama asansör sayısı 7 bin civarında olmakla birlikte, 2007 (15 bin adet), 2008 (16 bin adet), 2009 (13 bin 500 adet), 2010 (17 bin adet) yılları arasında inşaat sektöründeki canlanmadan dolayı, bu yıllar içerisinde gerçekleştirilmiş olan ortalama asansör montajı 12 bin adet/yıl düzeyine çıktı. Ayrıca Türkiye'de asansör sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı yaklaşık olarak bin 500 – 2 bin civarında olup, bu firmaların büyük bir bölümü montaj ve bakım konularında faaliyet gösteriyor. Bununla birlikte, sektörde çalışan insan sayısının ise yaklaşık olarak 12 bin civarında olduğu belirtiliyor.
Asansör aksam üretimi, özellikle Marmara Bölgesi'nde; İstanbul, Kocaeli, Bursa illerinde, Ege Bölgesi'nde; İzmir ilinde, İç Anadolu Bölgesi'nde ise; Konya ve Kayseri illerinde yoğunlaşıyor.
Dış ticaret hacmi 250 milyon dolara ulaştı
TÜİK'ten alınan verilere göre asansörlerle ilgili olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı uzun bir dönem düşük kalmakla birlikte özellikle son yıllarda Avrupa Birliği Müktesebatına bire bir uyumla ihracat oranında önemli artışlar görülüyor. Söz konusu mevzuat uyumundan dolayı, asansör aksamları ihracatı ithalat oranını geçmiş olup, her geçen yıl aradaki fark büyüyor. Bu durumda ülkemiz asansör sektörünün asansör aksamları konusunda komple asansörlere nazaran daha kolay pazar bulabildiğinin bir göstergesi...
Asansör aksam üretiminin yüzde 60 – 70'lik bölümü, başta Avrupa, Rusya, Orta Asya ve diğer önemli bölgelere ihraç ediliyor. Türkiye'nin asansör sektörü ihracatını istatistiki rakamlarla ele alındığında; 2009 yılında 73 milyon dolar ve 2010 yılında yüzde 17 oranında artarak 85,6 milyon dolar ve 2011 yılında bir önceki yıla göre yüzde 29,4 artışla 110 milyon dolar seviyesine yükseldiği görülüyor.
2010 yılında asansör sektörü ithalatımızda önemli yer tutan ülkeler arasında ilk üç sırayı Çin (34 milyon dolar), İspanya (14 milyon dolar) ve İtalya (12 milyon dolar) yer alıyor. Türkiye'nin 2011 yılı ithalat verilerine bakıldığında ise ithalatımızda önemli yer tutan ülkeler pozisyonlarını ithalat değerlerinin bir önceki yıla göre arttırdığı ve Türkiye'nin sektördeki ithalat değeri yüzde 38,6 artışla yaklaşık 140,9 milyon dolar değerine ulaştı.
2011 yılı değerleri temel alındığında sektörün toplam dış ticaret hacim değeri toplamda bir önceki yıla göre ortalama olarak yüzde 34 oranında artarak 250 milyon dolar değerine ulaştı.
Ara eleman sıkıntısı devam ediyor
Dünyada geniş pazar hacmine sahip uluslararası marka asansörler, güvenilirliği ve konforu sağlamalarından dolayı yapı üreticileri tarafından tercih sebebi oluyor. Bu nedenle, markalaşma çabası içerisinde olacak Türk asansör firmalarının katma değer oluşturması ve dünyaca tanınan marka haline gelmesi gerekiyor.
Asansör firmaları genellikle kurumsallaşmamış aile firmaları olup, bu firmalarda çalışan nitelikli personelin sayısının az olduğu belirtiliyor. Sektörün önde gelen yetkilileri, meslek liselerinde asansörle ilgili alanların açılması ve bazı üniversitelerde alan dersleri olarak verilmesinin son derece önemli olduğunu vurguluyorlar.
Çin mallarına karşı rekabette Türk firmalarının haklarının korunması gerektiğinin altını çizen yetkililer, bu çerçevede, dış ticaret mevzuatı gereği, zararın somut olarak oluşmasını bekleme prensibinden vazgeçilme gerektiğine işaret ediyorlar. Yetkililer, dünyada uygulanan ve bu nedenle Türk firmalarının rekabet gücünü azaltan teşviklerin, Türkiye'de de uygulanmasının önemli olacağını belirtiyorlar.
Türkiye'deki asansör sektörü 60 yıldan fazla geçmişe sahip olduğunu kaydeden Tüm Asansör Sanayici ve İş Adamları Derneği (TASİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Aksöz, bu süreç içerisinde; pazarlama, tasarım, üretim, montaj ile bakım ve servis hizmeti anlamında büyük deneyimler kazanarak önemli rakiplerle yarışır hale geldiğini söylüyor. Aksöz, ayrıca ülkemizin Asya ve çoğu Avrupa ülkelerinde de büyük bir pazar payına ulaşmış bulunduğunu vurguluyor.
Türkiye'de asansör sektöründe faaliyet gösteren firma sayısının yaklaşık olarak bin 500 – 2 bin civarında olduğunu anlatan Aksöz, bu firmaların büyük bir bölümünün montaj ve bakım konularında faaliyet gösterdiğini belirtiyor. Aksöz, asansör sektörünün ihracatının 2009 yılında 73 milyon dolar ve 2010'da yüzde 17 oranında artarak 85,6 milyon dolar ve 2011'de bir önceki yıla göre yüzde 29,4 artışla 110 milyon dolara yükseldiğini söylüyor.
Aksöz, asansör aksam üretiminin yüzde 60 – 70'lik bölümünün, başta Avrupa, Rusya, Orta Asya ve diğer önemli bölgelere ihraç edildiğini kaydediyor.
Makine sektörünün son yıllarda başarılı bir grafik çizdiğini belirten Aksöz, 2023 yılında 100 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için yatırım desteklerinin hızlı bir şekilde artırması gerektiğine işaret etti. Aksöz, “2023 yılı hedeflerine gidilen yolda önümüze aşamayacağımız büyük engeller çıkmaz ise sektörün ihracat rakamları her yıl yüzde 20 artarak ilk 10 sektör arasına girecek ve 500 milyon doları aşan bir katkı sağlayacaktır” diyor.
1980'li yılların ortasından itibaren dış ticaretin canlanmasıyla birlikte, dünya ile entegre olan asansör sektörünün, ana aksam kalemleri başta olmak üzere ihracat yapmaya başladığını dile getiren Aksöz, “1990'lı ve 2000'li yıllarda, konutlarda asansör yapımı hızlanmış olup, son yıllarda kentsel dönüşüm projelerinin de hayata geçirilmesi ile birlikte sektörde büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Yerli sermaye veya yabancı ortaklıklar halinde Türkiye'de üretim yapan aksam üreticisi firmalar, beş kıtaya ihracat yapmaktadır ve Türk firmaları dünyanın önde gelen aksam üreticilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Dünya'da aksam üretimi konusunda hakim olan dört ülke, Almanya, İspanya, İtalya ve Türkiye'dir. Son yıllarda Çin Halk Cumhuriyeti'nde meydana gelen gelişmeler, bu sıralamayı etkileyecek ve değiştirecektir” diye konuşuyor.
Aksöz, 2010 yılında asansör sektörü ithalatında önemli yer tutan ülkeler arasında ilk üç sırada Çin (34 milyon dolar), İspanya (14 milyon dolar) ve İtalya'nın (12 milyon dolar) yer aldığını ifade ediyor.
Türkiye genelinde yaklaşık 200 bin adet asansörde tarama yapılacak
Aksöz, 95/16/AT Asansör Yönetmeliği'nden önce yapılan asansörlerin güvenlik seviyelerinin artırılması ve erişebilirliğin sağlanması amacı ile sektörün bakanlık yetkilileri ile hazırladığı taslak yönetmeliğinin 2012 yılında yürürlüğe girmesini öngördüklerini belirtiyor. Aksöz, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Bu yönetmeliğin uygulamaya girmesi ile birlikte Türkiye genelinde yaklaşık 200 bin adet asansörde tarama yapılacak ve bu asansörlerin güvenlik seviyelerinin yükseltilmesi ve erişebilirliğin sağlanması için EN 81-80 standardında belirtilen 74 maddeye göre SNEL kapsamında, belirlenen periyotlara uygun zamanlarda iyileştirmeler yapılacaktır. Bütün bu çalışmaların yapılması için sektör firmalarımızın gerekli alt yapı çalışmalarını tamamlayıp hazır olmaları gerekmektedir.”
İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerden başlayarak tüm ülkeye yayılan yüksek binalar, alışveriş merkezleri ve metro projeleri, asansör ve yürüyen merdiven talebini arttırdı. Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği'nden (AYSAD) alınan bilgilere göre 2000'li yılların başına kadar 6 - 7 bin asansör tesis edilirken, son yıllarda bu sayı 20 bin seviyelerine çıktı. Önümüzdeki dönemde bu sayının artarak devam etmesi bekleniyor.
AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Targıt, asansör sektöründe 3 binin üzerinde firmanın faaliyet gösterdiğini belirterek, ülke genelinde 300 bin asansörün faal olarak kullanıldığının tahmin edildiğini söylüyor. Targıt, dünyanın en aktif pazarları arasında yer alan Türk asansör sektörünün bugün 63 ülkeye asansör ve aksam ihracatı gerçekleştirdiğini ifade ediyor.
2000'li yılların başına kadar yılda 6 -7 bin asansör tesis edilirken, bu sayının 2005 yılından sonra 15 bine, son yıllarda ise 20 bine çıktığını vurgulayan Targıt, “Artışa neden olan faktörlerin başında, 1999 büyük depreminden sonra hayata geçirilen çok katlı kentsel dönüşüm projeleridir. Yerli sanayinin gelişmesi ve asansör aksamının kolay elde edilebilir ve ucuz hale gelmesi de sayının artışında rol oynamıştır. İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerden başlayarak tüm ülkeye yayılan yüksek binalar, alışveriş merkezleri ve metro projeleri, asansör ve yürüyen merdiven talebini arttırmıştır” diyor.
Targıt, elektrik ve mekanik alanında sağlanan teknolojik gelişmelerin asansör sektörüne de yansıdığını belirtiyor. “Teknoloji geliştirme ya da mevcut teknolojileri sektöre uyarlama konusunda lider olmak istiyorsak, firma yapılarının değişmesi, daha büyük firmaların oluşması gerekir. Belli bir büyüklüğe erişmemiş firmaların Ar-Ge yapması neredeyse imkansızdır. Maliyetleri karşılamak, risk sermeyesi vakfetmek, küçük ve orta boy firmalar için olanaksızdır. Gerçekçi boyutlar ortaya koyan Ar-Ge teşvik yasamız da, bunu teyit etmektedir” diyen Targıt, sektörde faaliyet gösteren firmaların birleşerek ya da dışarıdan sermaye bularak firmalarını büyütmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Eski asansörler yenilenecek
Bakım ve modernizasyon pazarının atıl durumda olduğuna dikkat çeken Targıt, Türkiye'de hizmet vermekte olan asansörlerin yüzde 30'unun gereken şekilde periyodik bakıma tabi tutulduğunu, yüzde 40'ının sadece arıza olduğunda onarım hizmeti aldığını, yüzde 30'unun ise el değmeden kendi halinde çalıştığını ifade ediyor.
Targıt, Sanayi Bakanlığı bünyesinde yürütülen çalışma ile bu konuda teknik düzenlemenin yapıldığını kaydederek, “Belirli bir takvim çerçevesinde, eski asansörlerin bugün cari emniyet düzeyine çıkarılması hedeflenmektedir. Bu çok önemli bir konudur, yakında uygulamaya geçeceğini tahmin ediyoruz” diyor.
Sektörde sert bir rekabet yaşanıyor
Targıt, bir yılda tesis edilen 20 bin civarında yeni asansörü yapmak üzere, 3 bin kadar firma rekabet ettiğini, sektörün sorunlarının ana kaynağının bu gerçek olduğunu söylüyor.
Sektörde sert bir rekabetin yaşandığını belirten Targıt, “Müteahhit, bina sahibi, asansör firması üçgeninde sadece fiyat tercihiyle alışverişler yapılıyor ve doğal olarak nitelik düşüyor.
Sistemin önemli unsurlarından biri olan piyasa denetim ve gözetimleri daha etkin uygulandığında, firma sayısı ve paralel olarak mevcut sorunlar azalacaktır. Şu anda tek tutunacak dal olarak bu denetimler ve yıllık kontroller görülmektedir. Üreticilerin eğitimi gibi iyi niyetli yaklaşımlar sonuç vermemiştir. Alıcıların bilinçlenmesi, sıkı denetim yapılması, denetim sonucu uygunsuz bulunan asansörlerin hizmetten men edilmesi ve verilen cezaların basın aracılığıyla duyurulması halinde sorunun boyutları küçülecektir” diye konuşuyor.
İndergi
Yorum Yaz