Levent Akgerman, AKG Gazbeton'da nasıl kâr edileceğini kısa sürede gösterdi!
2002 yılın aile şirketi AKG Gazbeton'un başına geçmek için Amerika'dan dönen Levent Akgerman, nasıl kâr edileceğini kısa sürede gösterdi
İstanbul Anadolu Yakasında güneşli ve sakin bir gün. Kadıköy-Sahrayıcedit'deki sade döşenmiş ofisin kapısını çaldığımızda, dingin ve huzur dolu bir ortamla karşılaşıyoruz. Akgerman Ailesinin dördüncü kuşak yöneticisi Levent Akgerman (38), İzmirlilere has sıcaklığıyla karşılıyor bizi. Lacivert takımı ona ciddi bir hava verse de renkli kişiliği bu koyu rengin algısını kısa sürede dağıtıyor. Akgerman, Bornova'da ailesine ait bostanların yevmiye defterlerini tutup rakamlarla haşır neşir olduğu öğrencilik yıllarından sonra, 2002'de AKG Group Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldığı şirkette, özgüveni ve özel fikirleri nedeniyle sadece ön planda olmakla kalmadı, performansıyla da dikkat çekti. İzmirli Akgerman Ailesinin küllerinden doğuş öyküsünde, Fortune'un 40 yaş altı 40 yönetici 2012 yılı listesinde dokuzuncu sırada yer alan Levent Akgerman'ın payı azımsanmayacak kadar önemli.
Levent Akgerman aile işine önemli bir sorumlulukla girdiğinde takvimler 2002'yi gösteriyordu. Bir yıl önce Çimentaş'm yüzde 35'ini Çimstone ve Gazbeton'u İtalyan çimento devi Cementir'e satan Akgermanlar 2002'de Çimstone ve Gazbeton'u geri aldı. Gazbeton'un sorumluluğu bu tarihten sonra Levent Akgerman'a verildi.
Yeryüzünün en sert mineral taşlarından kuvarsı içeren kompoze taşı, ailenin zorluklar karşısındaki en önemli gücü oldu ve uğurlu geldi. Başarılı bir dönem başladı. Gazbeton'u almak için AKG Yalıtım ve İnşaat Malzemeleri isimli yeni şirketin kuruluşu gerçekleşti. Baba Akgerman oğlunu aradı. Telefonda, "Gazbetonu geri aldık, gel ve işin başına geç" dedi. Bu teklif Levent Akgerman için önemliydi. Kararını verdi ve Amerika'da Park Avenue Bankası'ndaki genel müdür yardımcılığı görevinden ayrıldı. ABD Lehigh Üniversitesi Endüstri Mühendisliğinden 1997'de mezun olan, Babson College'de işletme master'ını tamamlayan Akgerman, takvime geri dönüş tarihini işaretledi.
AKG Gazbeton, gazbeton sektöründe Türkiye'deki en geniş ürün yelpazesine sahip firmalardan biri. Türkiye'nin ilk ve tek kuvars esaslı kompoze taşı, dolayısıyla da ürünün jenerik ismi olan Çimstone'un üretimini gerçekleştiriyor. 305x140 santimetre ve 180x120 santimetre boyutlarındaki ürünlerin zeminden cepheye, merdivenden mutfak ve banyo tezgahına kadar geniş bir kullanım alanı var. Blok ve donatılı ürünler olmak üzere iki ana ürün çatısı altında üretim yapıyor. Blok ürün grubu olarak düz duvar blokları, geçmeli duvar blokları, hafif asmolen bloklar, U bloklar ve yalıtım plakaları; donatılı ürün grubunda ise duvar panelleri, çatı ve döşeme panelleri, lento ve söveler üretiyor. Bugün AKG Gazbeton, İzmir tesislerinde 410 bin metreküp/yıl, Kırıkkale tesislerinde 550 bin metreküp/yıl gazbeton üretiyor. Şirket, 2011 sonunda üretime başlayan Çorlu Fabrikası ile de Türkiye'nin en büyük gazbeton üreticilerinden aynı zamanda. 17 ülkeye ihracat yapıyor ve ilave yatırımlarıyla yılda toplam 1 milyon 585 bin metreküp gazbeton üretimi gerçekleştiriyor.
2002'de Levent Akgerman ile birlikte AKG Gazbeton'da yeniden yapılanma ve markalaşma süreci başladı. Sabırlı ve ince eleyip sık dokuyan biri olarak Akgerman'ın ilk işi, AKG Gazbeton'u üretimiyle sektöre yön veren oyuncu haline getirmek oldu. 'Türkiye ve dünya için, kaliteli inşaatın vazgeçilmez duvar malzemelerini üretmek ve yüksek ısı yalıtım özelliği olan, hafifliği sayesinde deprem güvenliğini artıran ve yanmayan gazbeton yapı malzeme ve elemanlarını pazara tanıtmaya çalıştık. Kendimizi ürüne değer katan, sektöre ivme kazandıran, dünya pazarlarında Türk yapı sektörünün gurur kaynağı öncü firma olarak tanımlıyoruz" diye anlatıyor stratejisini.
Bir dönüm noktası olan 2005'te, 15 milyon dolar değerinde yeni fabrika yatırımı için harekete geçildi. Böylece banyo ve mutfak tezgahlarına yönelik üç metrelik levha üretimine başladı. O güne kadar 20'ye yakın ülkeye gerçekleştirilen ihracatta, yeni pazarlara açılma şansı da yakalandı. Kanada Toronto Dominion, Center Food Court, San Francisco Tanforan Alışveriş Merkezi, New York Bronx Criminal Courthouse ve Hong Kong Jokey Club projeleri bunlardan bazıları. Ardından 2005'te Yunanistan'ın en büyük çok katlı mağazası olan Attica ile Moskova'da yapılan Michurisky Alışveriş Merkezinin zemin ve merdiven uygulamalarına imza atıldı.
Akgerman, nefes almadan bir başka kola hamle yaptı. Yurtdışı pazarların koşullarına uyabilmek amacıyla her iki AKG Gazbeton fabrikasında da revizyon yatırımlarına yöneldi. Stratejik işbirlikleri sayesinde gazbeton ile birlikte kullanımda verimi artıran sıva katkı malzemesi Softharç'ı Konsan firması ile geliştirdi. Ayrıca, 2005'te Türkiye'de CE işaretini alan ilk duvar malzemeleri üreticisi oldu. İç pazarda yeni ürün lansmanlarına ağırlık verdi. Bir de satış planı geliştirdi. İzmir'deki üretim ve idari merkezlerinin yanı sıra İstanbul, Ankara ve İzmir'de satış müdürlükleri açtı. Bursa'dan Kahramanmaraş'a ortak atölyelerle ilerledi, büyüdü. Akgerman yönetiminde öne çıkan konulardan biri de ihracat oldu. Başta Çin, ABD, Kanada, Avustralya olmak üzere birçok deniz aşın ülkede, Avrupa Birliği ülkeleri, Körfez ülkeleri, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetleri gibi ülkelere yetkili satıcılar aracılığıyla veya direkt olarak satış gerçekleştirdi. Özellikle ihracatta Çimstone'un dünya çapındaki rakipleriyle rekabette fark yaratabilmek için ciddi bir CRM programı uyguladı. Şöyle özetliyor: "Ürünümüzü bir ülkeye penetre etmeden önce, o ülkede birlikte çalışılacak kişileri detaylı şekilde araştırıp, titiz seçimler sonrası birlikte çalışılacak kişiyi çok iyi tanıyıp, o ülkenin gelenek ve göreneklerine göre bir kültür oluşturduk."
2005 sonrası Akgerman'ın tanımlamasıyla büyüme dönemi. Rakamlar da bunu söylüyor. İç pazarda payını yükseltmeye çalışan şirket, liderliğe giden yolda emin adımlarla yürüdü. Hazır mutfak sektöründe iddialı olduğunu göstermek için fabrika kapasitesi dört katına çıkarıldı. Dünya markası olma yolunda önemli adımlar attı. Zirve yaptığı seneler ihracat odaklı çalışmalar sırasında oldu. Komşu ülkelere Yunanistan'a çok ağırlık verdi. Farklı ürün gamlarını piyasaya sürdü. Bulgaristan ve ardından Ukrayna'ya ihracat yaptı. Yüzde 2 olan ihracatın payı, 2006-2007 yıllarında yüzde 28'e yükseldi. Buradaki başarıyı Akgerman, "Bu ülkelerde satılan ikame malzemelerin fiyatını dengeledik ve kâr etmeyi başardık. Bu bölgelerde imalat yani inşaat sektörü de çok gelişmediği için kârımızı ikiye katladık. İvme kazandık. 2007 özellikle ihracatta gazbetonda çok iyi yıllardı" diyor.
İhracatta bu başarı devam ederken, AKG, İzmir ve Kırıkkale'deki fabrikalarından sonra Tekirdağ'da da fabrika için kollan sıvadı. İnşaat sektörüyle beraber büyüyen gazbeton pazarında artan rekabet, Akgerman'ı Trakya'ya yönlendirdi. Sektörün en eski firması Türk Ytong ve gazbetonda da büyümeyi hedefleyen Nuh Çimento ile rekabet üst düzeye çıktı. Akgerman, aradan geçen süreyi özetlerken, "Bugün itibariyle gazbeton pazarının yüzde 45'ine sahibiz. 40 milyon YTL'Iik yeni fabrikamızda İstanbul başta olmak üzere tüm Marmara'ya ve Doğu Avrupa'ya satış yapıyoruz. Gazbeton'da AB'yi, Çimstone'da dünyayı hedef pazar olarak belirledik" diyor.
Rekabet konusunda Akgerman, "Fabrikaları kurdukça, rakip firmalar da büyüdü. Yeni oyuncular pazara girdi" diyor. Gazbetonun inşaat malzemelerindeki payı yüzde 9. AKG Gazbetonun İstanbul'daki pazar payı 2012'de yüzde 20 oldu. Gazbetonda kendi knowhow'unu yaratan şirket, Dubai'deki dünyanın en büyük yapay adası olan Palm Jumeirah'a da mal vererek (2011) bir başka önemli projede adını duyurdu. Ciro bazında Akgerman her sene yüzde 10 büyüme hedefi olduğunu söylese de gözü yükseklerde. "Büyümemiz yabancıların da ilgisini çekiyor. Görüşmek isteyen çok oluyor. Ama dış finansmana bağımlı bir firma değiliz. Kendi kaynaklarımızla çok güzel yol alıyoruz" diyor.
AKG Gazbeton'un en büyük rakibi Türk Ytong. Yapı malzemesi sektörünün lider markası Türk Ytong, kuruluşunun bu yıl 50'nci yıldönümünü kutluyor. Yılda 2 milyon metreküp gazbeton üretimi gerçekleşiyor. Türk Ytong'un Kurucusu ve Onursal Başkanı Bülent Demiren, 2008 yılından bu yana Türk Ytong fabrikalarında kapasite artırıcı yatırımlar gerçekleştirdiklerini söylüyor. Bu yatırımlar sonunda şirket, bugün 2 milyon metreküp üretim kapasitesiyle yılda 150-200 bin konut için malzeme üretiyor. Üretilen, toplam 21 milyon metreküp ytong ile yaklaşık 1 milyon 500 bin adet konut inşa edildi.
AKG Gazbeton'un bir diğer rakibi ise Nuh Çimento'ya ait Nuh Yapı. 1984'te Kireç Fabrikası ile faaliyetine başlayan Nuh Yapı Ürünleri, 1996 da Hereke Gazbeton fabrikasıyla gazbeton üretimine başladı. 2008'de kurulan Yeni Gazbeton fabrikasıyla üretim kapasitesini 408 bin 240 metreküp/yıl seviyesine çıkardı. Şirket, Türkiye genelindeki en yeni ve en gelişmiş gazbeton üretim tesislerinden birine sahip. Nuh Gazbeton ticari marka ile şirket, Türkiye pazarında önemli bir paya sahip. Sektördeki oyuncular arasında başı çeken Türk Ytong, Nuh Gazbeton ve AKG Gazbeton inşaat sektörü oyuncularının da yakın takibe aldığı markalar. Özellikle 2012'de yükselen inşaat sektörü ve kentsel dönüşüm projeleri, bu şirketlerin önüne yeni fırsat kapılan açtı. Pazardaki hareketliliği Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Işık Gökkaya da şöyle yorumluyor: "2013, gelişmiş ülkelerde inşaat, konut ve gayrimenkul sektörlerinde ölçülü toparlanmanın yaşanacağı, ticari gayrimenkul finansman olanaklarında yeniden hareketlenmenin olacağı bir döneme işaret ediyor. Gayrimenkul piyasalarında ölçülü ve kontrollü büyüme devam edecek."
Tüm bu gelişmeler, gazbetonda, markaların büyüme planlarında önemli Ar-Ge çalışmalarını gündeme getiriyor. Akgerman da bu çalışmaları 2013 hedeflerine yerleştirmiş bile. 2013'te şirket, geliştirdiği ürünlerle yıllık 150 bin metrekare, mantolamaya alternatif yanmaz yalıtım yapmayı hedefliyor. Şirket pazarda mantolama ve su yalıtımı konusunda önemli paylar edinmeye ve yalıtım plakaları kategorisinde öne çıkmaya hazırlanıyor. Döşeme taşlarda yeni renkler ve doğal kompoze taşların pazara sunulması ise bir başka 2013 planı. AKG Gazbeton için Akgerman'ın büyüme beklentisi yüzde 10.
AKG Gazbeton, Levent Akgerman'ın sorumluluğundaki tek şirket değil. AKG Gazbeton, Çimstone, More Aquaculture ve turizm şirketi Çimtur'dan oluşan AKG Grubunu o yönetiyor. Balık üretim işinde faaliyet gösteren More Aquaculture'ın ilginç bir hikayesi var. Babasının arkadaş tavsiyesiyle giriştiği balık üretim çiftliklerinde üretimin çok üstünde talep gelince, Akgerman babasına, "Ben biraz da ticaret yapacağım" der. Bu, ailenin kültür balıkçılığında önemli ihracatçı firmalardan biri haline gelmesini sağlar. More Aquaculture ismiyle kurulan şirket, 2002'de Karaburun'da bir kültür balıkçılığı tesisine ortak olarak adım atar. More Aquaculture, İzmir kıyılarında, su ürünleri yetiştiriciliği belgeli şirketlerden biri. Akgerman, babasının hobi olarak baktığı işi, tamamen profesyonel olarak tasarlar ve bugün 2008'de devreye giren Işıkkent'te Avrupa standartlarında modern balık işleme tesislerinden biri haline getirir.
2010'da yüzde 50 büyümeyle 5 bin 200 ton/yıl kapasiteye ulaşan şirket, her hafta Almanya'ya, Fransa'ya alabalık gönderiyor. Bir yandan da farklı ürünlere girip yeni pazarlar arıyor. Akgermanlar balık çiftliğini büyütmek üzere, diğer üreticilerden mal toplayıp işliyor. More markası ile deniz ürünleri ihracatı gerçekleştiren şirket, Avrupa ülkelerindeki zincir marketlerin raflarını da süslüyor. Balıkçılık sektöründe büyümeye devam edeceklerini söyleyen Akgerman, şirketi yavru balık üretimi yapan tam entegre bir tesis haline getirmek istiyor.
Halen Karaburun ve Çandarlı'daki tesislerde yılda 3 bin 350 ton levrek ve çipura üretimi gerçekleşiyor. Donuk ve taze fileto olarak ürünler satılıyor. İç piyasada ise ürünler, kendi markaları ile birçok zincir mağazada satılıyor. Şirket, üretiminin yüzde 60'ını ihraç ediyor. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 10 ülkeye ihracat söz konusu. ABD, Türk Cumhuriyetleri ve Kuzey Afrika ülkeleri ihracat yapılan yerler arasında. 2012 sonu itibariyle yüzde 50 büyüme ile 10 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştı.
Balıkçılık konusunda Akgerman iddialı. Çünkü balık yetiştirme ve işleme tesisleri More Aquaculture ile su ürünleri sektöründe dondurulmuş levrek ve çipura ihracatını son iki yıl içinde üç katına çıkararak, Türkiye'nin bu segmentte üç yıl önce yaptığı ihracatın dört katını gerçekleştirdi. Avrupa'da Global Gap belgesini alan ilk levrek ve çipura yetiştiricisi aynı zamanda. Alabalık, mezgit ve somon ticareti yapan şirket, Metro, Marks&Spencer'a (İngiltere) balık satıyor. Balıkta Uzakdoğu kültürüne uygun "meal" denilen öğünlük porsiyonlar hazırlıyor. Grubun en iddialı olduğu ülkeler İngiltere, Almanya ve Fransa. Buralarda parsiyel şevki yapabildiği yapıyı iyi kullanıyor.
2013'te yatırımlarda farklı işbirlikleri söz konusu. Akgerman, organik büyümenin yanısıra şirkete daha hızlı basamak atlatabilecek inorganik büyümelerin peşinde. Ayrıca kuluçkahane yatırımıyla ilgili olarak Yunanlı balık yetiştiricisi Neosla beraber ortaklık görüşmelerini sürdürüyor. İşin ilginç yönü Akgerman, bu alanda üç büyük yetiştirici arasında olma peşinde değil.
Akgerman Ailesinin bugünkü ticari zekası, deyim yerindeyse "şapkadan fabrika çıkarmaya" benziyor. İşin kökeni İzmir - Karşıyaka'da fes tamir atölyesi olan Nuri Efendi'ye dayanıyor. Cumhuriyetin ilanından sonra şapka devrimi olup fes yasaklandığında, İzmir'de Türkiye'nin ilk fötr şapka tesisini kuran Nuri Efendinin en büyük müşterisi ondan aldığı şapkaları süsleyip İstanbul'da satan Vakko'nun kurucusu, o zamanların ünlü şapkacısı Vitali Hakko'dur. Nuri Efendinin iki oğlu Bedri ve Hasan ise bu hikayedeki diğer kahramanlar. Bedri, bugünkü adı Bornova Anadolu Lisesi olan eski İzmir Kolejinin arazisindeki Amerikan okulunda okurken, öğrenciler arasında Adnan Menderes de vardır. Yıllar geçip şapkanın modası geçmeye başlarken, Bedri Bey'in okul arkadaşı Adnan Menderes de başbakan olur. O yıllarda İkinci Dünya Savaşı'nda harabeye dönen Avrupa'yı ayağa kaldırmak için ABD Marshall yardımlarını başlatmıştır. Bir gün Adnan Menderes, Bedri Bey'i arayıp, "Marshall yardımıyla bir çimento fabrikası kurma imkanı var. Eğer biz yapamazsak, yardım Yunanlılara gidecek. 10 kişi bir araya gelin, fabrika İzmir'e kurulsun" der. Bedri Bey hemen doktor, mühendis bütün arkadaşlarını dolaşır ama son güne kadar yeterli miktarda para toplanamaz. "Olmuyor" demek için Adnan Menderes'i aradığında, başbakan, İş Bankası'nı devreye sokar ve bankanın da yüzde 30 ortaklığıyla, Çimentaş kurulur. Akgerman ailesi varını yoğunu satar ve bu ortaklığa girer. Bu arada Bedri Bey'in Robert Kolejini bitiren oğlu Öner de işlerin içine girer ve aile tam anlamıyla şapkadan fabrika çıkarmayı başarır.
Gazbeton'un kuruluşu '80 sonrası, yani Çimentaş'ın fon oluşturmaya başlamasından sonra olur. Sanayici olduklarını, masa başında repo yapamayacaklarını söyleyen Öner Akgerman'ın aklında her zaman Çimentaş'ın ürünü olan çimentonun değerlendirilebileceği bir sanayi kurma fikri vardır. İzmir'de gazbeton üretimi için Alman ortaklı Türk Ytong'la yapılan görüşmelerde rakiplerine göre yüzde 30-40 fazla maliyet çıkarır. Bunun üzerine kendi başlarına fabrika kurma kararı verilir. Atlanta Georgia'daki bir fabrikanın tıpatıp aynısı İzmir'de 180 bin metreküp kapasiteyle kurulur. 550 bin metreküp kapasiteli Türkiye'nin en büyük gazbeton tesisi Kırıkkale'de inşa edilir. Ailenin büyük oğlu Bülent Akgerman'ın başında olduğu Çimstone kurulur. 2001 yılında Çimentaş'ın yüzde 35'i İtalyan çimento devi Cementir'e satılır. Bunun arkasındaki nedenlerden biri, İş Bankasının Çimentaş'taki yüzde 11'lik hissesini satması sonrasında yönetimde farklı ailelerin söz sahibi olmasından kaynaklanan sıkıntılardır. Yönetimde ufak çaplı anlaşmazlıklar sürerken, Çimentaş'ın satışı gündeme gelir ve bir anda çoğu yabancı 17 firma Akgerman Ailesinin karşısına çıkar. Portekizliler ve İtalyanlar ağır basar ve 2001'de Çimentaş, İtalyan Cartigione ailesine ait olan Cementir Grubuna 210 milyon bedelle satılır.
Akgermanlar sanayici bir aile. Öner Bey, üretmeyi seviyor, oğullarına da bunu öğütlemiş. İstanbul Robert Koleji mezunu olan Öner Akgerman, 1968 yılında kontrolör olarak başladığı Çimentaş'ta 1974'te şirketin yönetim kuruluna seçildi ve genel müdür oldu. 1981-1984 yıllan arasında Çimentaş'taki çalışmaları sırasında hazır beton, gazbeton, çimstone, inşaat, sigorta, turizm şirketlerinin kurulmasını sağladı. Şüphesiz bu başarı oğullarına da sirayet etmiş. Büyük oğlu Bülent Akgerman, Bilkent Üniversitesi turizm ve işletme mezunu. Okulu bitirmeden önce Çimentaş Grubunun turizm şirketi olan Çittur'da ilk çalışanlardan biri oldu. Çittur'dan sonra Çimentaş Grubunun diğer şirketlerinin yönetim kurullarında görevler aldı. 1998'de Çimstone'da genel müdür yardımcısı oldu. Kendisini en heyecanlandıran gelişmenin sanayiciliğe ilk adım attığı Çimstone'daki görevi olduğunu söyleyen Bülent Akgerman, dört yıl yaptığı genel müdürlük döneminde Çimstone'u adeta marka haline getirdi. İzmirli sanayiciler arasında parmakla gösterilen isimlerden biri oldu.
Levent Akgerman'ın anlattığımız başarı hikayesinde babasını rol model almasının payı var. Her ne kadar babasıyla gazbeton işinin başına geçme konusunda konuşmadan önce aklında sadece perakende olsa da Akgerman, New York'ta simitle ilgili bir şeyler yapmak konusunda heyecan duymaya devam ediyor.
Kolektif akla inanıyor: "İnsanlar kendi vizyonlarına bir hedef koyarlar o hedeflere varırken önlerine bazı patikalar çıkar. Ne yaparsa yapsın amacına ulaşması zor olur. Bu hayatın realitesi. O nedenle başkalarının fikir ve desteklerine ihtiyacımız var. Onlarla birlikte yol almak lazım. Buna yürekten inanıyorum" diye anlatıyor bunu. İçindeki girişimcilik dürtülerinin, eğitim ve öğrencilik süreçleriyle birleştiğinde ortaya çıkan profili desteklediğini söylemek mümkün. "Ben her zaman performans ve hesap verilebilirlik ilkesiyle hareket ettim. Dayanışmanın gücünü öğrendim" diyen Akgerman, iş yaşamındaki başarısını böyle özetliyor.
Akgerman, aynı zamanda Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği Başkanı. Türkiye'de, otomotiv sektöründen sonra ihracat konusunda ikinci sırada yer alan inşaat malzemesi üreticilerinin çatı derneği İMSAD'ın da yönetiminde. Avrupa Gazbeton Üreticileri Birliği (EAACA) tarafından üye ülkeler arasında kurulan ve sadece "executive" seviyesinde temsilcilerden oluşan komitede Türkiye'yi temsil ediyor. Akgerman, balıkçılıktan inşaat malzemelerine kadar uzanan aile işlerini yönetmekle kalmıyor, aynı zamanda İzmir için de projeler üretiyor. Akgerman'ın en büyük hayallerinden biri, İzmir'i dünyaya tanıtacak bir kütüphane kurmak. Üniversiteyi okuduğu ve finans alanında çalıştığı Amerika'da müzelerin yanı sıra kütüphaneleri de dolaşmaktan zevk alan Akgerman, gönlünde Alsancak'ta insanların okuma ve araştırma yapacağı simge bir kütüphane kurmanın yattığını söylüyor. Akgerman'ın bir düşüncesi de İzmir'de ekolojik köyler kurmak. Hiç olmadıkları bir alana ise göz kırptıklarını söylüyor: Geri dönüşüm sektörü. Özellikle ev içi tüketim, evsel atıklar konusunda detaylı bir projenin başlatıldığına değiniyor. Akdeniz balıklarını Türk Cumhuriyetleri pazarında oturtmak ve orta vadede mersin balığı ticaretine girmek ise balıkçılık alanındaki hedefler. Bu kadar balık işiyle uğraşan birinin balık avını hobi edinmesi ise çok normal. Deneyimli ekibiyle her yıl mutlaka denizlere açılıyor. Bir diğer hobisi ise yelken. Ağabeyi Bülent Akgerman ile birlikte senede en az altı-yedi kez, Ege Açık Yelken Kulübü'nün yarışlarına katılıyor.
Haftanın iki günü kardiyo ve vücut çalışıyor. Ciddi bir şarap koleksiyonu var. Bin şişeye yakın şarap koleksiyonu 10 senelik bir emeğin ürünü. Golfe meraklı. Golf için sık sık Antalya'ya gidiyor. İzmir'de golf alanının olmaması Kuşadası'nda golf kulübü kurma projesini gündeme getirmiş. Akgerman'a başan sırrını sorduğumuzda şu cevabı veriyor: "İngilizcede 'perseverance' yani sebat etme kelimesi vardır. Ancak bu oturup beklemekle ilgili bir sebat ediş değil. Çalışarak, didinerek sebat etmek lazım. Başarının temel sırrı bu. Bir de işe odaklanmak ve takım çalışmasına inanmak şart." Baba Öner Akgerman, işadamlığında kendisinden geri kalmayan oğlu Levent Akgerman'a iş tutkusunu öyle iyi aşılamış ki, girişimcilik konusunda daha çok sayıda farklı alana yöneleceği kesin görünüyor.
Şule Laleli / Fortune
Yorum Yaz