3M'in Çorlu'daki üretim tesisinin temeli atıldı!

İnovasyon şirketi 3M'in Çorlu Avrupa Serbest Bölgesi'nde inşasına başlanacak üretim tesisinin temel atma töreni Bakan Çağlayan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. 

     

Çağlayan, törende yaptığı konuşmada, bakanlığına bağlı 19 serbest bölge içinde, elde ettiği başarıyla, yatırımla ve ciroyla dördüncü konuma gelen ve kurulduğu 1996 yılından bu yana hacmini ve cirosunu 132 kez artıran Avrupa Serbest Bölgesi'ni kuran Kemal Şahin'e ve emeği geçenlere teşekkür etti. 

     

Türk özel sektörünün ve ülkenin önemli bir girişimcisinin yaptığı, üzerinde önemli firmaların bulunduğu, 1,7 milyar doları aşan iş hacmi, 2 binden fazla istihdamın sağlandığı bu bölgenin ileriki yıllarda çok daha fazla milyar dolarlara ev sahipliği yapacağını dile getiren Çağlayan, ''Serbest bölgelerin her türlü sorunuyla ilgilenip çözüm sağlamak konusunda da sorumluluklarımız var. Avrupa Serbest Bölgesi'nin yol problemini hallettik. Siz yatırma devam edin. Bizimle ilgili kısımları yapmak boynumuzun borcu'' diye konuştu. 

     

Çağlayan, 2 ay önce duyurusunu yaptıkları önemli bir temel atma töreninde bulunduklarını ifade ederek, ''Gerçekten bugün, önümüzdeki 3 yıl içinde 500 milyon doları bulacak bir yatırım, 5 yıl sonrasında 1 milyar doları bulacak bir ciro, 3-5 yıl içinde de 500 milyon doları aşacak bir ihracat projesinin, binden fazla istihdam sağlayacak bir yapının temelini atıyoruz'' dedi. 

     

3M'in 85 ülkede bulunan dünyanın önemli büyük şirketlerinden biri olduğuna işaret eden Çağlayan, şöyle devam etti:''Amerika'da bu yatırım öncesinde temaslarımız olmuştu. 'Türkiye'deki yatırımlara devam ettikçe kazançlı çıkacaklarını' söylemiştim. 3M, en doğru ve akıllı olanı, en doğru insanlarla en doğru yerde yapmak zorunda olduğunu biliyor. 

 

Türkiye'ye yatırım yapanların Türkiye'ye güvenerek, Türkiye'deki istikrarı, ekonomik gelişmeyi ve lojistik, coğrafi ve işgücü avantajlarını görerek Türkiye'ye yaptıklarını söylemesi beni keyiflendiriyor. Bir yabancı yatırımcının ki yabancı kelimesini burada artık kaldırıyoruz, onlar da artık bizim firmamız, Türkiye'de yatırım yapmasının nedenini en iyi şekilde bir kere dile getirmesi benim bin kere söylememden daha anlamlı oluyor.'' 

     

     

Türkiye'ye gelen, güvenen ve yatırım yapan 31 bin şirket ve son 8 yılda Türkiye'ye 120 milyar dolarlık doğrudan yatırım yapan uluslararası yatırımcı olduğunu söyleyen Çağlayan, ''Bu şirketler bizim kara kaşımıza, gözümüze, boyumuza, posumuza gelmiyor. Türkiye'ye gelenler, ülkenin kendi değerlerini, lokasyonunu ve coğrafi avantajlarını görerek geliyor'' dedi. 

 

Elde edilen başarıyı Türkiye'nin gerçek performansı açısından yeterli görmediğini anlatan Çağlayan, ''9 yıl önce benim de içinde bulunduğum ihracatçılar toplam 36 milyar dolar ihracat yapardı. Ama Kasım ayının 1'inde açıklanan rakamlarla Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde adeta bir devrim gerçekleştirdi. Türkiye ihracatının yüzde 75'ini yaptığı pazarlardaki problemlere, talep daralmasına rağmen, ihracat son 12 ayda 151,5 milyar doları bulmuştur. Bu, Türkiye tarihinde bir ilktir, 2023 hedeflerini rahat bir şekilde yakalayabileceğimizi gösteriyor'' ifadelerini kullandı. 

     

Çağlayan, ''Ankara Sanayi Odası Başkanı olduğum dönemde, Ak Parti'nin iktidara geldiği 2002'nin son aylarında, birisi bana, 'Öyle bir gün gelecek ki Türkiye'nin ihracatı 151,5 milyar dolara çıkacak ve Türkiye çok büyük bir küresel krizden, adeta bağımlı hale geldiği IMF desteği olmaksızın çıkacak' deseydi, kesinlikle bunların olmayacağına dair iddiaya girerdim ve mutlaka da kaybederdim'' diye konuştu. 

     

     

Türkiye'nin 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi bulunduğunu hatırlatan Çağlayan, ihracatın her yıl yüzde 12 artması halinde 500 milyar dolarlık hedefin yakalanabileceğine işaret etti. 

     

Çağlayan,şunları kaydetti:''Kasım ayında yüzde 20'lik bir ihracat artışı, yılın 9 ayında da yüzde 13,5'lik bir ihracat artışı yakalamış bir ülke olarak bu hedefimize rahat bir şekilde ulaşacağız. Türkiye bugünkü üretim ve ihracat yapısıyla ve ihracat birim fiyatıyla 500 milyar dolarlık ihracatı yakalayamaz. Bunu yakalamamızın ve dünyanın ilk 10 ekonomisine girmemizin olmazsa olmaz şartı inovasyona, Ar-Ge'ye önem veren, yüksek katma değerli, yüksek teknolojik üretim ve ihracatına yönelen bir yapıya girmemiz gerekiyor. Bu nedenle Ar-Ge teşvikleri başta olmak üzere yeni yatırım teşvik sistemimizi tamamiyle bunun üzerine kurguladık. 

 

Türkiye artık her ne olursa olsun ülkemize yatırım gelsin anlayışı içinde değildir. Bundan sonra artık seçiciyiz. Türkiye'ye gelecek yatırımların mutlaka yüksek katma değer ve yüksek teknoloji ürünlerinden oluşması olmazsa olmazlarımızdan.''