Belediyelerin başı yeşil alanlarla dertte!
Uyuşmazlık Mahkemesi, belediyelerle arazi sahipleri arasında yıllardır kangren olan yeşil alanlarla ilgili çok önemli bir kararın altına imza attı. Buna göre vatandaşlar artık idare mahkemelerinde dava açabilecek
Uyuşmazlık Mahkemesi, belediyelerle arazi sahipleri arasında yıllardır kangren olan yeşil alanlarla ilgili çok önemli bir kararın altına imza attı. Buna göre vatandaşlar artık idare mahkemelerinde dava açabilecek
Belediyelerin şahıslara ait arsaları yeşil alan olarak ilan etmesi ve bu arsalarda yıllarca hiçbir şey yapılamaması nedeniyle oluşan mağduriyeti giderecek Yargıtay'ın geçen yıl aldığı emsal karar bu işin dönüm noktasını oluşturmuştu. Yargıtay verdiği kararla şahıslara ait gayrimenkuller üzerinde yıllarca yeşil alan, okul alanı ve pazar yeri gibi sınırlandırmalar getiren belediyelerin bu alanlarla ilgili kamulaştırma yapmasını hükmetmişti. Buna göre de belediyeler ya bu tür arsaları yeşil alandan çıkarıp imara açacak ya da kamulaştırma bedelini ödeyecekti.
Fakat bu kararın ardından son günlerde belediyelere binlerce davanın açılması olayı farklı bir boyuta taşıdı. Çünkü belediyeler aleyhine açılan bu davalarda çıkacak kamulaştırma bedellerine belediyelerin bütçesi yetmiyor. Belediyeler bütçelerinin sadece yüzde 5'ini kamulaştırmaya açabiliyor. Bu durumda da bu kamulaştırma bedellerini devlet ödemek zorunda kalacak. Zaten, Türkiye de AHİM'de en çok tazminatı, siyesi davalar dışında kamulaştırma bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle veriyor.
Söz İdare Mahkemeleri'nde
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz ise, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin son aldığı kararla ‘idari yargı ile hukuk yargısı arasında var olan ihtilafların' çözüm yeri olduğunu belirterek, “Uyuşmazlık Mahkemesi ‘park alanı davaları' ile ilgili kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı ihtilafın çözüm yerinin idari yargı olacağını ve açılacak davanın da ‘tam yargı davası' olması gerektiğine hükmetti” dedi. Bunun çok önemli bir gelişme olduğuna dikkat çeken Kiraz, şunları söyledi:
“Şu an belediyelerin planlarından kaynaklı olarak açılan ve sayıları binlere ulaşan ‘kamulaştırmasız el atma' davası var. Ve bu davaların hepsi adli-hukuk mahkemelerinde açılmış durumda. Yargıtay uyuşmazlık mahkemesine verdiği görüşünde ‘bu benim yetkimdedir yani adli yargı buna bakmalıdır' diyor. Danıştay ise ‘Bu bir idari eylemdir. Yani idarenin sessiz kalması bu alanlarda uygulama yapmadan beklemesi işlemi de idari bir eylem olup benim yetki sahamda kalır' diyor ve uyuşmazlık burada çıkıyor. Buna da son noktayı Uyuşmazlık Mahkemesi koydu ve görevli yargı yolunun idari yargı yolu olduğuna ve görevli mahkemelerin de idare mahkemeleri olduğuna hükmetti.”
Yeniden dava açılabilecek
Avukat Kiraz, bundan sonraki süreçte kesinleşmemiş tüm mahkeme kararları görevsizlikle reddedileceğini belirterek, “Taraflar yeniden idari yargıda dava açacaklar ve haklarını burada arayacaklardır. Bu davayı açma konusunda hızlı davranmadı gerekirken, yeni dava açmak isteyenlerin de idari yargının temel prensibi olan önce idareye başvurma sürecini yerine getirmesi gerekecektir” dedi.
10 milyar dolar yatıyor
‘Yeşil alan' sorunu hemen hemen her yerde yaşanırken, özellikle İstanbul Boğaz'ında yeşil alan ilan edilmiş binlerce dönüm var. Bu yeşil alanların aslında çok değerli mülkler. Çünkü Boğaz'daki arsalar metrekaresi 10 bin ile 40 bin lira arasından satılıyor. Boğaz'da en az 10 milyar dolarlık yeşil alan olarak ayrılmış arsa olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'nin önde gelen firmalarının da Boğaz'da bu tür arsaları olduğu ve yıllarca burada hiçbir şey yapamadan beklediği biliniyor.
Boğaz turizme mi açılacak?
Belediyeler istedikleri arsa için yeşil alan, okul, cami vs alanıdır gibi karar çıkarabiliyor. Bu imar planına işliyor ve vatandaş itiraz ediyor. Ama belediye 7 kez bu kararı alabiliyor. Bu durum ise akıllara soru işaretlerini getiriyor. Çünkü milyonlarca dolar ödeyerek arsa satın alanların bu arsaları için çıkartılacak ‘yeşil alan' kararı hiçbir yapılaşmaya izin vermiyor. Bu kişiler de arsalarını çok düşük fiyatlardan satmak zorunda kalabiliyor. Öte yandan, Arap zenginlerin İstanbul Boğazı'ndan yeşil alanları satın aldıkları biliniyor. Bu durum da Boğaz'a bir yatırım hamlesi olduğunu ve turizm imarı verilebileceği endişelerini gündeme getiriyor.
Yavuz Karaman-Milliyet
Yorum Yaz