Eskişehir Gürleyikliler, HES projesi istemiyor!
HES’lere karşı yurt düzeyinde yaygınlaşan direnişe Eskişehir de katılıyor
Karadeniz'den Ege'ye, Doğu Anadolu'dan Akdeniz bölgemize dek akarsularımıza göz koyan “Hidroelektrik Santral” (HES) projelerine “yaşam kaynağı dereler”ini teslim etmemek için direnen köylülerimize İç Anadolu'dan da Gürleyiklilerin katıldığını belki duymuş;
Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlı doğa ve kültür hazinesi Gürleyik köyünün HES tahribatından kurtulması için sürdürülen mücadelede “zafer”e ulaşıldığını ise büyük olasılıkla duy(a)mamışsınızdır…
Çünkü hemen tüm bölgelerimizdeki akarsu vadilerine indirilen HES darbelerine karşı açılan davalarda “farklı mahkeme”ler öylesine “ortak duyarlılık” içinde kararlar alıyorlar ki doğa cinayetlerinin ardı adına durdurulması ne gazete sayfalarına sığıyor ne de ekranlara!..
Böyle olunca da köylülerin HES direnişleri ulusal medyada haber olsa bile“başarı öyküleri”ni ancak yerel basından okuyabiliyoruz.
Örneğin, Eskişehir'in köklü gazetesi “Sakarya”nın yazarlarından Engin Bayrı,8 Temmuz'da “Açık Pencere” köşesindeki “HES'e Karşı Direnen Gürleyik” yazısında özetle diyor ki:
“Gürleyik, bir ırmağın oluşturduğu ve o ırmağın köy sakinleri tarafından sahiplendiği bir yer... 4 yıl önce ırmağın dibine HES yapacaklardı. Karşı durmayı bildiler; siyaset karıştırmadan bir dernek kurdular. Önce bölgenin bakirliği kamuoyuna tanıtıldı.
Direndiler, kazandılar ve desteğini esirgemeyen gazetecilere de ‘basın anıtı'yla teşekkür ettiler...”
Bayrı'nın sözünü ettiği dernek “Gürleyik Doğal ve Tarihi Varlıkları Koruma ve Geliştirme Derneği”.
Bu isim bile HES'e karşı sadece akarsuyun değil, aynı dereyle geçmişten bu yana bereketli bir yaşamla bütünleşen kültürel kimliğin de Gürleyikliler için ne denli önemli ve değerli olduğunu kanıtlıyor.
Nitekim Dernek Başkanı Halit Gürsoy demiş ki; “sahip olduğumuz büyük zenginliğin bütün güzellikleri ile çocuklarımıza ve geleceğe miras kalması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.”
Derneğin emektarlarından Halit Gürsoy, Ziraat Mühendisleri eski il temsilcilerinden Feyyaz Uysal ve diğer dostlar, Gürleyik'te giderek“efsaneleşen” bu bilinçli “sivil örgütlenme” için geçenlerde Eskişehir'de şunu söylemişlerdi:
“Suyunun değerini kanıtlayabilmek için su festivalleri düzenleyen, doğayla birlikte kültürel zenginliğini de yaşatmayı hedefleyen başka kaç köyümüz var acaba?”
ÇEKÜL'ün ‘pilot' köyü
İşte bu bilinç ve kararlılıkla ülkeye “örnek” faaliyetlerin yapıldığı Gürleyik,“Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Tanıtma Vakfı” (ÇEKÜL) tarafından da kimlikli köy yaşamı ve dokusunun sürdürülmesi çalışmaları için “pilot bölge”seçildi.
Köydeki özellikle tarihi Hacı Halit Ağa Konağı'nın kurtarılması, eski hamam, mescit ve geleneksel su değirmenlerinin yaşatılması da pilot uygulamalar olarak belirlendi. Bu onarım projeleri içinse Eskişehir Valiliği'ndeki kültürel mirası koruma fonundan destek sağlanması sadece Gürleyiklilerin değil, herkesin beklentisi...
Köyün, bu tarihi eserlerle birlikte “doğa cenneti” özelliğini anlatabilmek için, Osmangazi Üniversitesi'nden Biyoloji Doçenti Dr. Atila Ocak şöyle yazmış:“Eskişehir il sınırları içindeki bitki türü 2 bine yakın… ve bu sayı, örneğin ‘tüm İngiltere'deki bitki türlerinden daha fazla. Gürleyik ise aynı zamanda ilin ormanlarını barındıran Sündiken Dağları'nda. Su zenginliği nedeniyle sadece bu köyde 31'i endemik 331 bitki türüne rastlandı.” (Son Haber-11 Haziran)
‘Avatar'ların su festivali
İşte böylesine eşsiz doğal bir zenginliğin “can suyu” olan “Gürleyik Çayı”na HES kurulmasını önlemek ne kadar “kutsal”sa; aynı suya tutup HES dayatmak, üstelik bunu “düzmece” bir ÇED raporuyla sözde doğaya zararsız gibi göstermek; dahası resmi izinlerini vermeye kalkışmak da o kadar “günah”ve “insanlı suçu” değil midir?
Köy sakinlerinin “bize suyumuzu geri bağışlasınlar” diyerek başlattıkları imza kampanyasının önemini Köy Muhtarı Ali Efe bakın nasıl özetlemiş: “Bu suyu kimse bizden alamayacak. Santralı istemiyoruz. Bunun için birlik olmamız gerekiyor.”
2007'den beri düzenlenen “Gürleyik Deresi Geleneksel Su Yürüyüşü” 1 Temmuz'da HES'e direnen “Gürleyik Avatarları”nın aynı zamanda “su festivali”ne de dönüştü.
Bütün bu çabalara en önemli desteklerden biri ise Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlarının incelemelerinin ardından Eskişehir Koruma Kurulu tarafından Gürleyik Köyü ve çevresinin “SİT” ilan edilmesiydi.
Bazı bölgeleri 1. Derece Arkeolojik Sit, köyün tümünü ise Doğal Sit kapsamına alan Koruma Kurulu'nun kararı, hem HES'in engellenmesi, hem de yer seçiminin yanlışlığının “tescil”i bakımından büyük önem taşıyor.
Yolunuz düşse de düşmese de cennet Gürleyik sizi bekliyor.
Bir Anadolu köyünün, yaşam ve kimlik değerlerini nasıl savunduğunu dostlara anlatmak için…
Oktay Ekinci/Cumhuriyet
Yorum Yaz