Fatih Saray Muhallebicisi’nin yerinde cami vardı!
İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın ailesine ait Fatih’teki Saray Muhallebicisi’nin arsasında daha önceleri Kaptan-ı Derya Halil Paşa Cami vardı. Başkan Topbaş bu arsayı önce kiralamış, sonra da satın almıştı
İBB Başkanı Kadir Topbaş'ın ailesine ait Fatih'teki Saray Muhallebicisi'nin arsasında daha önceleri Kaptan-ı Derya Halil Paşa Cami vardı. Başkan Topbaş bu arsayı önce kiralamış, sonra da satın almıştı…
Camileri, laikler- Kemalistler, CHP'liler yıktılar yerlerine meyhane yaptılar, diye bizzat Başbakan'ın ağzından bir "çürütme" propagandası başladı. Ben de geçen gün bu köşede; "Bilin bakalım: Başbakan'ın cami yıkan yakın arkadaşı kim?" başlıklı bir yazı yazdım. Hatırlayacaksınız. Fatih'teydi bu cami. 16. yüzyılda yapılmıştı. Kaptan-ı Derya Halil Paşa'nın yaptırdığı tek revaklı kubbe, taştan minareli bu cami, 1929 yılında yıkılmıştı.
Cami yıkılmış," ismi ile cismi buharlaşmış, imar planlarından silinmiş, 300 metrekare yeri kalmıştı. Yer kişilere satılmış, üzerine bina yapılmıştı. Buraya kadar olanlarla başbakanın yakın arkadaşı Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın hiçbir ilgisi şüphesiz yoktu. Fakat daha sonraki tarihte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Kadir Topbaş, sahibi olduğu Saray Muhallebi'nin Fatih şubesini bu arsa üzerindeki binayı, önce kiralayarak, sonra satın alarak kurmuştu. Belgeler, kayıtlar açık. 2005 yılında plan değişikliği olmuş. Fatihli bir vatandaşın, askı süresi içinde, plana itiraz etmesi üzerine Saray Muhallebicisi'nin bulunduğu arsanın "yıkılan Kaptan-Derya Halil Paşa Cami'nin yeri olduğu" ortaya çıkmıştı.
Burası cami yeridir. Ticaret alanı ilan edilir. Üstünde muhallebici dükkanı. Plan Belediye'den geçer. Belediye Başkanı da Kadir Topbaş. ? ? ? İşte bunları anlatan benim yazı üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bir açıklama geldi. Açıklamada özetle deniyor ki; "1960'da ve 1994'de yapılan Nazım İmar Planları'nda bu arsa cami yeri olarak gözükmüyordu. Anıtlar Kurulu'na tescilli eserler arasında da 'cami yeri' kaydı yoktu.
Sonradan bir vatandaşın plana ' itirazı üzerine buranın Kaptan-ı Derya Camii'nin yeri olduğu anlaşıldı. Biz de Kadir Topbaş'ın başkanlığı döneminde Tarihi Yarımada Nazım İmar Planı'na bu parseli cami alanı olarak işledik." Tamam. Demek ki, burası cami yeri. Fakat üstünde hâlâ muhallebici!
Fatih'ten Selami Tunçel'de yazımı okumuş, beni aradı. Şunları söyledi: "Biz sıradan insanlar bile bir yer alırken; bu yerin geçmişi nedir, üzerinde eskiden ne vardı diye sorarken Kadir Topbaş gibi hem yüksek mimar, hem Beyoğlu Belediye Başkanlığı, hem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış birisi nasıl oluyor da bu yerin geçmişte ne olduğunu sormadan alıyor, üzerine muhallebici açıyor. Biz Fatihliler hep birlikte görüp şahit olduk: Saray Muhallebicisi açıldıktan sonra önündeki otobüs durağı 100 metre geriye kaydırıldı, gazete bayii, yolun karşısındaki Killer Köftecisi'nin kör noktasına taşındı. Muhallebicinin çatısına ilave inşaat konduruldu. Büyükada-Heybeli-Kınalı-Hayırsızada dahil "adalar seyirli sütlaç yeme mekanı" elde edildi. Ana cadde kaldırımları da saksılar ve paravanlarla kapatılıp "açık havada keşkül ve aşure yeme mekanı" yapıldı.
Bütün Fatihliler öteden beri biliyoruz: burası yıkılan caminin yeridir. Biz şimdi Kadir Topbaş Bey'den rica ediyoruz. Bu muhallebici dükkanını dinamitle yarım saat içinde yıksın. Vakıflardan caminin rölevesini (ilk halini) buldursun ve camiyi eski yerine, tek revaklı kubbe ve taştan minareli olarak, yeniden yaptırsın.
İlk Cuma namazını birlikte kılalım." Hadi bakalım. Görelim.
Necati Doğru/Sözcü
Yorum Yaz