Frank Marciano Bodrum'daki evini anlattı!

Frank Marciano İstanbul, Ankara ve izmir derken 1961 senesinden beri geldiği Bodrum'a tamamen yerleşmeye karar veren bir Amerikalı... 72 yaşındaki Marciano için bu ev, keyif, aile, mutluluk ve kendi pişirdiği yemeklerle yaşıyor. 

 

Bodrum'a 1960 - 61 senesinde geldim. O zaman İstanbul'da oturuyordum. Nato'ya bağlı iki sene askerlik yaptım. Daha sonra Ankara, izmir ve son durağım burası oldu. 

 

Havası, manzarası çok güzel, yemekler inanılmaz sağlıklı. 1996'da kalbimden ameliyat oldum. Hiç böyle bir durumla karşılaşmamışım gibi yaşıyorum. 72 yaşındayım. İki oğlum var. biri 45 diğeri 46 yaşında. Bir de 17 aylık bir kızım var. 

 

Evin her köşesinde, içinde yaşayanları mutlu edecek doğanın cömert detayları karşımıza çıkıyor. Yerli bir marangozun 30-40 sene önce yaptığı bir dolap. 

 

1993'de aldık. 15 tane işçi çalıştı. Buranın yolu yoktu. Kepçe aldım ve yol açtım. Üç sene gibi bir zamanda bitirdik. 

 

İstanbul'da bulunduğum seneler Üsküdar'a selvi ağaçları altında oturup çay içmeye giderdim. Orada da burada olduğu gibi bir manzara var. Selvi ağaçları ve denizin eşsiz manzarası... Bodrum'un birçok yerinde böyle bir manzara yok. 

 

Mobilya ve aksesuarlar Hindistan, Endonezya, Singapur'dan geldi. Yepyeni bir mobilyayla antika aksesuarları bir arada kullanabiliyorum. Bir mekanda hangi eşyalarla yaşamak istediğimi biliyorum ve bunları doğru kombine edebiliyorum. 

"Bu dolap Hindistan'dan geldi. Gül ağacıdır ve inanılmaz güzel bir el işçiliği vardır. Yaz, kış burada duruyor." 

Bahçenin içindeki pizza fırını Marciano'nun yemek yapmaya olan ilgisini gösteriyor. Küpler, kürekler bu alan için seçilen şık aksesuar„arasında. 

 

Çift, bahçelerinde yetişen organik sebze ve meyvelerin eşsiz lezzetinin tadını çıkartıyorlar.

 

Taş duvarların arasındaki mozaik camlar evin genel görünümüne farklı bir görsellik kazandırıyor. Arazi üzerine konumlanan taş evin iki yanında misafir için ayrılan evleri sahipleri kiraya veriyor. 

 

Gül Ertem. Bodrum'un en güzel taş evlerini o yaptı. Sanırım şimdi çalışmıyor. Çok titiz bir mimar. Singapur'a gittiğimizde bizimle geldi yaklaşık bir ay kadar kaldı. Yaşam şeklimizdeki en küçük detayı bile gözlemledi. 

 

Böyle bir evi ortaya çıkartarak inanılmaz bir başarıya imza attı. Bizle yaşayan, nefes alan bir mekan. Bahçenizde yetişen organik sebzeler insanda yemek yapma isteği uyandırıyor. Sizin mutfakla aranız nasıldır? Yemek yapmak için ihtiyacım olan sebzeleri bahçeden kendim toplarım. Meze yapmayı seviyorum. Kış için fesleğenli domates sos yapıyorum. 50- 100 kavanoz hazırlıyorum. Reçel, konserve yaparım ve kesinlikle satın almam. İtalyan ve Uzakdoğu mutfağını da bilirim. 

 

Bahçenin çok alternatifli peyzajı bölgede rahat yetiştirilebilen. zengin çeşitliliği olan bitki örtüsünü de ortaya çıkarıyor. Sade, işlevsel ve dingin bu eve, mükemmel bir panaroma eşlik ediyor 

 

Bahçede havuz, sebze ve meyvelerin yetiştiği özel bir alan, Uzakdoğu ve antikalarla dekore edilen oturma bölümleriyle evin her köşesinde farklı bir atmosfer oluşturulmuş. "Sakin yaşamayı, şarabı, yemek yapmayı ve aşkı çok seviyorum."