İstanbul'da mangal sezonunun püf noktaları!
Mangal keyfi yapmak için şehir dışındaki sayfiye yerlerine gitmeye gerek yok
Mangal keyfi yapmak için şehir dışındaki sayfiye yerlerine gitmeye gerek yok. İstanbullu her hafta sonu sahil şeridine akın ediyor. İşte şehrin tam göbeğindeki 'deniz kenarı pikniğinden' notlar ve işin incelikleri...
Hem merkezi, hem ücretsiz hem de manzarası şahane. Hafta sonu geldi mi İstanbul sahillerinde iğne atsanız yere düşmüyor. Mangalını yüklenen soluğu deniz kenarında alırken, burunlara ızgaraların cezbedici kokusu çalınıyor. Hafta sonu hem ufak bir piknik yaptık, hem de etrafa şöyle bir göz attık. Şehir dışına kaçmadan mangal keyfi yapmayı düşünüyorsanız, hazırladığımız bu listeye göz atmanızda fayda var.
Nerede yapmak lazım?
İstanbul 'da Avrupa yakası için müdavimi en bol adres Zeytinburnu sahili. Sarayburnu'ndan başlayıp Ataköy'e kadar uzanan bölge hafta sonu ana baba gününe dönüyor. Ek olarak Arnavutköy'den Sarıyer'e doğru uzanan Boğaz hattı, Haliç 'te de Balat ve Ayvansaray iyi bir alternatif. Anadolu yakasına geldiğimizde ise Kartal sahili piknikçilerin en sık tercih ettiği yerler arasında göze çarpıyor. Bizim tercihimiz ise hem ulaşım kolaylığına hem de geniş bir kitleye sahip olduğu için Kazlıçeşme civarı olacak.
Erken kalkan yol alır
Piknik maratonunda dikkat edilmesi gereken en önemli husus: Zaman. Ancak doğru aralığı yakaladığınız takdirde mağdur olmak mümkün değil. Pazar günleri saat 10.00 ile 13.00 arası ilk büyük kitlesel göç yaşanıyor. Bir sonraki akın ise 17.00'den sonra… Bu zaman dilimi arasında elimizde mangalıdır, kömürüdür, erzakıdır derken takılıyoruz konvoyun peşine. Çarpıcı yorum yanımızda yürüyen balıkçı amcadan geliyor: “Şuraya bak, İpek Yolu'nda ilerleyen kervanlar gibiyiz.”
Park yeri derdi
Sahile arabayla gelme şansına sahip olanlar için iki sıkıntı mevcut. Bir, tıpkı İstanbul 'un her köşesinde olduğu gibi park yeri problemi, diğeri de arabanızın çekilebilme ihtimali. Sahil boyunca yolun tek şeridi piknikçilerin arabalarına tahsis edilmiş durumda. Bu yüzden zaman zaman trafik sıkışabiliyor. Sıkışıklığı açmak için olay yerinde biten çekicinize karşı alabileceğiniz önlemler sınırlı. Ya aracınızdan gözünüzü ayırmadan mangalınızı yelleyeceksiniz ya da arabanızı arka sokaklarda bir yere park edeceksiniz.
Benİ kategorİze etme!
Burada bazı ‘yazısız kurallar' hüküm sürmekte. Bunların en başında oturma planı geliyor. Ağaçların yoğun, gölgeliğin bol olmasından dolayı lüks sayılan yerler aile çay bahçesinden hallice. Oraya geniş aileler yerleşiyor. Buna karşın ortama ‘erkek erkeğe' dahil olan piknikçiler ise güneşin alnına doğru ittirilmiş. “Felekten bir gün çalalım, ızgaranın yanında alkol alalım diyenler” için ise sıkı bir kamuflaj gerekiyor. Onun da çözümü denizin kıyısındaki kayalıklara oturmaktan geçiyor.
Mönüde neler var?
Yola erken çıkanların mönüsü de hayli zengin oluyor. Domatesi, peyniri, çayı bol mükellef bir sofrada yapılan kahvaltı keyfi, öğlene doğru yerini ızgaraya bırakıyor. Mangalın üzerine birer ikişer serilen etler ağırlıklı olarak tavuk. Yanında kasap köfte, sucuk, az da olsa kırmızı et çeşitleri alternatifler arasında. Patlıcanlar, biberler közlenirken, arada çiğköfte yoğuran da oluyor, salata hazırlayan da… Yemeğin cilası ise seyyar satılan karpuzla yapılıyor. Merak etmeyin kelek çıkarsa para yok!
Kendİn pİşİr, kendİn ye!
Piknik keyfi yapmak istiyorsunuz ama yanınızda hiç malzeme yok. Sorun değil, çaresi var: Sahildeki patikalar arasında dolaşan seyyar satıcılar, ihtiyacınız olan her şeyi size sunuyor. Hazır mangalından örtüsüne, plastik tabağından hamağına kadar pek çok şey elinizin altında. Tek kullanımlık hazır mangal 10 liraya, plastik toplar 3 liraya, hamaklar ise 15 liraya satılıyor. Size de etlerinizi alıp, çimenlerin üzerine kurulmak kalıyor. Tuz, yağ gibi ufak tefek şeyleri mi unuttunuz? E onu da yan taraftan isteyin bi zahmet.
Aman kafaya dİkkat!
Tamam keyif yapmaya geldik ama homini gırtlak, tumba yatak nereye kadar? Biraz da spor yapmak, ter dökmek lazım. Hava şartları uygun, zemin de müsait olunca her geniş alan futbol sahasına, her iki ağacın arası da kaleye dönüşüyor. Ancak kalabalıktan dolayı zaman zaman sıkıntıların çıkması olası. Mesela bizim ızgaramıza iki kere top çarpması bir tesadüf olabilir mi? Çevreden duyulan “Keserim ulan topunuzu” haykırışları ise gayet olağan. Zira her an bir karambolun arasında kalabiliyorsunuz.
Yüzelİm, güzelleşelİm
Güzel havayı fırsat bilerek deniz kenarına akın edenler bir tek piknikçiler değil. Umumi iskele haline gelmiş belli başlı kayalıklar, sıcaktan bunalıp serinlemek isteyenlere kucak açıyor. Ama ‘Balıklama atlamayınız, su sığdır' uyarılarını dinleyen kim?
Mangala giriş
Herkes annesinin karnından piknikçi doğmuyor. Dolayısıyla işin acemisi olabilir, ızgaranızı yeteri kadar harlayamayabilirsiniz. Ama merak etmeyin, o mangalı yakamadığınız anlaşıldığı vakit çevrenizden yardım yağacak. Hemen yanı başınıza konuşlanmış ve bu işi görev bellemiş ağabeylerden, bol nasihat dolu ‘Mangal 101' dersi almanız olası. Aynı hataları bir daha yapmamanız için sizi sıkı sıkıya tembihliyorlar. Biz mangalı yakamadık da, oradan biliyoruz.
Güneş yanığına yoğurt mu?
En az etler kadar elinizin altında durması gereken bir diğer cisim de güneş kremi. Tam tepenizden bakan güneşin altında nasıl kavrulduğunuzu anlamıyorsunuz bile. Ayarsız bronzlaşmaktan, toplumun ağzına yapışan tabirle ‘amele yanığından' kaçış yok. Ama gecenin bir yarısı acıdan uyanmak istemiyorsanız, ya güneş kreminiz yanı başınızda olsun ya da nemlendiriciniz. Ha bir de, bu hafta sonu çok sıcak olacak!
Gececiler, gececiler...
Sabah erken gelen ekip güneş batmaya yakın ortamdan elini eteğini çektiğinde, sahilde keyif yapma sırası da el değiştiriyor. Akşam yemeğini kapıp gelen, örtüsünü serip deniz kenarına konuşlanıyor. Yenilen yemeğin illa ızgara olması şart değil, küçük tüpler üzerinde çaylar demleniyor, poğaçalar, börekler paylaşılıyor. Sohbet muhabbet peşi sıra devam ederken, gece yarısı toplanma vakti geliyor.
Radikal
Yorum Yaz