İzmir, kent havzasına dönüşen Ege'nin başkentidir!
İzmir'e, artık bir kent havzasına dönüşmeye başlayan Ege'nin başkenti, öncüsü, sürükleyicisi olarak bakılması gerekiyor
Bu köşede, çok kez İzmir'den Ege'ye bakarken; ana değerlendirmenin bölgenin bir 'havza bütünlüğünde' yapılmasının değerine, önemine değindim. Yani Ege'nin ekonomik ve sosyal veriler ışığında, Türkiye'nin en güçlü ikinci bölgesi olduğu gerçeğini unutmazken, yine aynı bölgenin giderek İzmir merkezli bir kent havzası haline geldiğini, hep hatırlamalıyız. Bunu önce hatırlaması, gündemlerine alması ve bu konuda öncülük yapması gerekenler, İzmir kentinin tüm yerel aktörleridir; sonra hiç unutmaması gerekenler ise Ege illerinin aktif yerel aktörleri.
Bu bakış açısıyla hareket edildiğinde, ortaya çok farklı bir tablo çıkıyor. Yani İzmir'e, artık bir 'kent havzasına dönüşmeye başlayan Ege'nin başkenti, öncüsü, sürükleyicisi olarak bakıldığında; tüm kentlerin Türkiye ve dünya liginde, birlikte sinerji üreterek hareket etmesi gerektiği kavrandığında; inanın hiç hayal edemeyeceğimiz, büyük bir gücü harekete geçirmiş oluyoruz. Demek ki bu konuda, çok temel bir zihniyet değişikliği gerekiyor.
İYİ NİYET YETMİYOR
Çünkü İzmir'i; Manisa'dan, Denizli'den, Aydın'dan ve Ege'nin diğer tüm illerinden ayrı düşünmek olası değil. Aynı şekilde Ege'nin tüm illerini; tarihsel olarak bir liman kenti olan ve hepsini harekete geçiren etkin özellikleriyle, İzmir'den bağımsız düşünmek de olası değil.
Daha gerçekçi olanı ise; 'elbette özgürce her iki durumu da düşünebiliriz'; ama o bakış açısıyla, günümüz dünyasında artık istediğimizi elde etmekte çok zorlanırız.
Bu biraz da kurgu sorunu. Öncelikle İzmir kenti, 'Ege'nin kentsel bir havza olma' gelişimini çok dikkatle izleyerek, bu noktadan 'bölgesel, toplu, ortak bir çıkar' üretmeye yönelik kurgusunu geliştirmeli. Sözde değil, özde liderlik yapmalı. Yani açık hava reklamlarında, zaten hepimizin bildiği, bu kentin yüzyıllardır sevgiyle paylaştığı 'İzmir'de yaşam güzeldir' ve benzeri söylemleri; elbette iyi niyetle, kentin, kentlilerin gündemine taşımaya çalışmak yetmiyor.
Bu kentin Ege'nin diğer illeriyle 'ekonomik, sosyal, kültürel' bağlarının, bir kent havzasında nasıl paylaşılacağı, geliştirileceği, kurgulanacağı üzerine düşünmek gerekiyor. Aynı zamanda İzmir'i 'Akdeniz'in kültür kentleriyle buluşturma hayalleri' kurarken, önce Ege illeriyle bütünleştirmek, işte oraya giden bu merdivenin basamaklarını oluşturuyor. Bunun özellikle somut projeler bazında, kent yöneticileri ve kentliler tarafından kavranmasının önemine çok inanıyorum.
ZEYBEKCİ'NİN SÖYLEDİĞİ
Örneğin EXPO 2020 aday adaylığı sürecinde, aynı zamanda bir Türkiye projesi olan EXPO'yu kazanmanın; bir şekilde bünyesinde farklı ve büyük zenginlikleri barındıran Ege'yi de işin içine katmaktan geçtiği, Ege'nin değerlerini iyi kullanmamız gerektiği, bölge illerinin yöneticilerini de sürece katmamızın zorunluluğu üzerinde, daha önce durdum.
Ama çok iyi anlaşılamadığımı düşünüyorum. İşte tam bu noktada, Sabah Kahvesi'ne konuk olan AK Parti Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci, doğru bir bakış açısıyla, EXPO 2020 adaylığında sadece İzmir'in, tek başına ön plana çıkarılmasının 'stratejik bir hata' olduğunu belirterek, "Tamam EXPO'da da zeybek oynayalım, ama birlikte oynayalım" dedi. Zeybekçi'nin açıklamalarını zaten Egeli Sabah'ta okuyacaksınız. Zeybekci, İzmir'in liderliğini kesinlikle çok önemserken, 'bölgesel bakış'ın değerine vurgu yapıyor.
Eminim dikkatinizi çekecektir.
Ünal Ersözlü/Sabah
Yorum Yaz