Samatya küçük bir Kudüs!
İki yıl önce turizmciler tarafından yeniden gözden geçirilen Samatya birçok farklı dinin mabetlerini bünyesinde barındırıyor
İki yıl önce turizmciler tarafından yeniden gözden geçirilen Samatya birçok farklı dinin mabetlerini bünyesinde barındırıyor. Eski turizm bakanı Bahattin Yücel'in çalışmaları neticesinde yenilenen Samatya gelenlere Kudüs'ü hatırlatıyor
Pardon bakar mısınız? Ben İkinci Bahar'ın çekildiği restoranı arıyorum ama nasıl gidebilirim?' Samatya esnafına bir dönem en fazla sorulan sorulardan biriydi bu. Diziyi izleyen, soluğu tarihiyle ve çok kültürlülüğüyle bilinen bu semtte alıyordu. O dönemlerde popülerdi, ziyaretçisi çoktu. Sonra dizi bitti, o kalabalık da git gide azaldı. Şimdilerde o günlerin anısına Ali Haydar'ın Yeri açık olsa da buraya gelen ziyaretçi sayısı çok az. Samatya gibi tarihi bir semtin gözden kaçırılışına dayanamayan bir grup turizmci, Avrupa 2010 Kültür Başkenti Ajansı'yla işbirliği yaparak Samatya'nın bir röntgenini çekti. Geçtiğimiz hafta düzenlenen Samatya'da Müzik Zil ve Caz Festivali vesilesiyle gördük ki birileri Samatya'nın kalkınması ve eski günlerine dönmesi için harıl harıl çalışıyor. Aziz Karpos ve Papilos Kilisesi altyapıları, Aziz Menas Kilisesi, Surp Kevork Ermeni Kilisesi (Sulu Manastır), Bizans Ayazması, Abdi Çelebi Cami, Ağa Hamamı, Sancaktar Hayrettin Mescidi, Anarad Hıgityun Katolik Ermeni Kilisesi'nin bulunduğu Samatya, aslında önünden geçip gittiğimiz birçok yerin tarihi değerinin hatırlatıyor bize.
YAŞAM KALİTESİ ARTTI
Özellikle gençlerin büyük emek verdiği projenin mimarı eski turizm bakanı aynı zamanda şimdi Turizm Araştırmalar Derneği'nin (TURAD) Başkanı Bahattin Yücel. Hepsi turizm sektöründe deneyimli isimlerle bir araya gelen Yücel ilk olarak turizmde sağlıklı bilgi akışının gerçekleşmesi için çalışmış. İşletmelerle görüşen ekip daha sonra geçmişten kalan izlerin dökümünü çıkarmış. Sürecin devamını Yücel şöyle anlatıyor: "Personel eğitimi yaptık, uluslararası normlara göre standartları belirledik. İşletmecileri ikna ettik. Daha sonra Samatya halkını da bu işin içerisine katalım dedik. Derken Gençler Tasarlıyor, Kadınlar Üretiyor, Samatya Kalkınıyor projesi hayata geçti. Böylece Samatya'nın yaşam kalitesi arttı."
PROJELER BİTMİYOR
İstanbul'dan da eski bir yerleşim yeri olan Samatya'da geçmişin izini süren Yücel, "Burada farklı dinlere ait ibadethanelere, semt camileri ve tekkeler var. Bir de iki yolun arasında kalmış eski Studios Manastırı, şimdinin İmrahor İlyas Bey Camii var. Yangından sonra harabe halde kaldı. Bunlar İstanbul'da küçük bir Kudüs olduğunu gösterdi bana. İstanbul'un sur içindeki en eski yerleşimi burada, Yenikapı'da bulundu. İstanbul'a dair tüm tezler oranın bulunmasıyla çürüdü. Tüm bunlara sahip çıkılması gerekiyordu" diyor ve ekliyor: "İki yıl içinde işletmelerin gelirleri yüzde 350'ye varan artış gösterdi. Daha da önemlisi semtin uluslararası bilinirliliği arttı. Örneğin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da geçtiğimiz yıl Türkiye'ye yaptığı ziyarette, Samatya'ya gelerek alışveriş yaptı, yemek yedi." TURAD ilerleyen zamanlarda Kadıköy ve Adalar'da da Samatya'ya benzer bir proje yürütmek istiyor.
Zil ve caz bu semtte
Eski ve yeni Samatyalıları buluşturan Samatya'da Müzik Zil ve Caz Festivali'nin bu yıl ikincisi düzenlendi. Şevval Sam, Erkan Oğur ve Mercan Dede'nin konser verdiği festival bir dönem Samatya'da yaşayan Zilciyan Ailesi adına düzenleniyor.
Ev hanımları da karlı çıktı
Samatya'nın eski sakinlerinden çok az insan kaldı geride. 1950'lere kadar önemli eğlence merkezi olan semt, 6-7 Eylül olaylarından sonra Yücel'in tabiriyle 'büyük bir din göçü' yaşadı. Taşınan insanların yerineyse Türkiye'nin doğusundan dargelirli insanlar geldi. Semt kadar içerisinde yaşayan insanları da düşünen TURAD, katılımcılık sağlamak için Halk Eğitim Merkezi'yle iş birliği yaptı. Ev kadınlarını eğitti. Pazar filesi ve şişe kılıfı üreten kadınlar şimdi hem evlerini geçindiriyor hem de iş öğreniyorlar. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğrenci olan Sinem Aktaş'ın tasarımlarını üreten kadınlar, evlerinde çocuklarıyla beraber yaptıkları bu işten oldukça memnunlar. 10 kişiden oluşan ekipte kadınlar 3 ayda 5 bin adet pazar filesi ve şişe kılıfı ürettiler.
Aysel Yaşa / yenişafak.com.tr
Yorum Yaz