Yassıada’nın imara açılmasına Emine Gürsoy Naskali karşı çıkıyor!
Celal Bayar’ın torunu Emine Gürsoy Naskali, Yassıada’nın imara açılmasını eleştirerek “Guantanamo’yu otele dönüştürürlerse buralara kim eğlenmeye gider” dedi
Yassıada'da darbeciler tarafından yargılanan eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın torunu Emine Gürsoy Naskali adanın imara açılmasını Taraf 'a değerlendirdi. Yassıada'nın 27 Mayıs Darbesi'nin sembolü olduğunu belirten Naskali adada otel yapılması fikrine karşı çıkarak “İleride Guantanamo'yu otele dönüştürürlerse buralara kim eğlenmeye gider? Yassıada'ya tatile bizlerden kimsenin gitmeyeceği muhakkak” diye konuştu.
Yassıada'daki yapılaşma oranını yüzde beşten 65'e çıkaran imar planını yorumlayan Naskali şunları söyledi; “27 Mayıs darbecilerinin Yassıada'da Demokrat Parti iktidarı mensuplarına çektirdiği ince ince hesaplanmış rezillikleri düşündüğüm zaman, orada sahnelenen kurgu mahkemenin darbecileri “haklı” göstermek için dağıttığı ölüm kararlarını düşündüğüm zaman, idama dakikalar kala makattan yapılan prostat muayenelerini, “rica ederim, yapmayın” sözlerine rağmen yapılan bu muayeneleri, ellerde, vücutlarda söndürülen sigaraları, onur kırmak için yapılan hakaretleri düşündüğüm zaman, ‘acaba' diyorum, ‘Yassıada'da inşa edilmesi tasarlanan bungalovlarda kim oturacak, oraya yapılacak otele kim gidecek?' Teşbihte hata olmaz, acaba Almanya'daki toplama kamplarının içine bungalovlar yapılacak olsa, Rusya'da Gulag kamplarına tatil köycükeri kondurulacak olsa, ileride Guantanamo'yu otele dönüştürürlerse buralara kim eğlenmeye gider? Yassıada'ya tatile bizlerden kimsenin gitmeyeceği muhakkak.”
“Demokrasi adası” denmesi rahatsız edici
Adanın metruk haliyle kalmasını isteyen Naskali şunları dile getirdi “O manzara, mahkeme salonunun yıkık dökük hali, benim için darbenin tahribatını ve layık olduğu sonu temsil ediyor. Tabii, orada yaşananları düşününce içim burkuluyor, o ayrı. Bir taraftan da o metruk hal kendini bilmezlere bir ihtar olur, darbecilikle elde edilen gücün yerle yeksan olacağını hatırlatır diye düşünüyorum Yassıada'ya demokrasi adası denmesi de beni rahatsız ediyor. Çünkü Yassıada ve demokrasi yanyana gelmeyecek iki çağırışım. Bırakın adı Yassıada olsun. Bir anıt yapılacaksa, çok büyük bir taş üzerine Yassıada'da tutulan seçilmişlerin adı yazılsın. O kadar.”
Ada halka açılsın
Adanın askeri alan olmaktan çıkarılmasını memnuniyetle karşıladığını ifade eden Naskali sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul'da deniz esintisi gören neredeyse her yer askerî denetim altında. Yassıada'daki askerî binalar - mahkeme salonu hariç - yıkılmalı, zaten bu binalar çürük ve yarı yıkık haldeler. Adaya motorların yanaşabileceği iskelelerin yapılmasını, adanın yürüyüş yapılabilecek ve İstanbul'un nefes alabileceği halka açık bir alan olmasını arzu ederim.”
Tatil köyü değil butik otel
Öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar önceki gün yaptığı açıklamada Yassıada'da tatil köyü değil butik otel yapılacağını belirterek “Yassıada'da kültür merkezi ve müze yapacağız. Buralara gelen insanlar, bir gece kalmak isterse onlar içinde bir barınma yeri, bir butik otel şeklinde küçük bir şey yapılabilir. Ama burada oteller yapılmayacak. İmar planında böyle bir şey yok. Yassıada'da yapılaşma diye bir şey yok” diye konuştu.
Sümeyra Tansel/Taraf
Yorum Yaz