'81 ilde kentsel dönüşüm uygulamaları yapıldı'
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, TBMM Genel Kurulunda, milletvekillerinin sözlü sorularını yanıtladı.
TBMM Genel Kurulunda, milletvekillerinin sözlü sorularını yanıtlayan Özhaseki, 2000 yılından itibaren 3 şeker fabrikasının kamu hisselerinin özelleştirilmesi işleminin gerçekleştirildiğini söyledi.
Amasya Şeker Fabrikasında özelleştirilen kamu hissesinin yüzde 15, Kütühya Şeker Fabrikasında yüzde 56, Adapazarı Şeker Fabrikasında ise özelleştirilen kamu payının 95.37 olduğunu ifade eden Özhaseki, "Özelleştirme sonucu üretim faaliyeti sona eren herhangi bir şeker fabrikası bulunmamaktadır. 1999 depreminde hasar gören ve 7 yıl atıl durumda kalan Adapazarı Şeker Fabrikası ise özelleştirme sonrası faaliyete başlamıştır." diye konuştu.
Özhaseki, HES projelerinde, inşaat sürecinde tahrip olan ve zarar gören doğayla ilgili çevreye uyumlu bir arazi yapısı projesinin tasarlanması ve tahrip edilen yüzeylerin bitkilendirilmesi amacıyla HES projelerinin ÇED süreci içerisinde eş zamanlı bir peyzaj çalışması yapılmasının istendiğini belirtti.
Peyzaj onarım çalışmalarının inşaat süreci öncesi, sırası ve sonrası olmak üzere 3 aşamada değerlendirildiğini anlatan Özhaseki, "Söz konusu raporlar, HES projeleri değerlendirme komisyonlarında görev alan Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından onaylanmaktadır. ÇED bir izin hükmü taşımadığından HES projeleri hakkında verilen ÇED kararları da inşaat izni yerine geçmemektedir." dedi.
"ÇED istenmese de izleme yapılıyor"
Özhaseki, HES projelerinin inşaat ve işletme aşamalarında ortaya çıkabilecek etkinin değerlendirildiğini anlatarak, gerek proje tanıtım dosyalarında gerekse ÇED raporlarında projeden kaynaklı olumsuzlukların önlenmesi, alınabilecek tedbirlerin belirlenmesi ve muhtemel zararların karşılanması amacıyla gerekli çalışmaların yaptırılarak taahhütlerin alındığını dile getirdi.
Bununla birlikte hem bakanlığın taşra teşkilatının hem de merkezdeki izleme ve kontrol merkezlerinin "ÇED olumlu" ve "ÇED gerekli değildir" kararları verilen projelerle ilgili olarak gerekli izleme çalışmalarını yaptığını da vurgulayan Özhaseki, "Bu kontrol faaliyetleri sonucunda gerekli taahhütlere uymadığı tespit edilen firmalara mevzuat uyarınca belirlenen cezai müeyyideler ve idari yaptırımlar uygulanmaktadır." diye konuştu.
Çevre Kirliliğinin önlenmesi
Bakan Özhaseki 2001 yılından itibaren Tuzgölü Özel Çevre Koruma Bölgesinde 9 akarsu, 3 göl olmak üzere 12 ayrı noktada ayrı periyotlarda fiziksel, kimyasal ve biyolojik izleme çalışmalarının yürütüldüğünü söyledi.
Bölgedeki arıtma tesislerinin aktif halde bulunduğunu kaydeden Özhaseki, "Tuzgölü Su Kaynakları İzleme Projesi, Tuzgölü Yönetim Planı, Tuzgölü Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti ve projeler yaptırılmıştır. Tuzgölünde yürüyen flamingo kolonilerine saygı, izlenmesi projesi de 2016 yılında başlatılmıştır. Ortalama 60 santimetre civarında tuzlu sudan oluşan ve tuz tabakasından oluşan Tuzgölünde dip çamuru varlığıyla ilgili herhangi bir tespit bulunmamaktadır." diye konuştu.
Özhaseki, 81 ilin tamamında kentsel dönüşüm uygulamaları yapıldığını belirterek, 52 ilde 216 riskli alan, 25 ilde 76 rezerv yapı alanı, 28 ilde 116 kentsel dönüşüm gelişim proje alanı, 5 ilde 9 yenileme alanı ilan edildiğini kaydetti.
Özhaseki, "Toplamda, değişik adlarla da olsa dönüşüm alanlarının sayısı 417'dir." dedi.
"O belediye başkanını Allah ıslah etsin"
Muhalefet milletvekillerinin bazı yerleşim bölgelerinde hala asbestli borulardan su dağıtımı yapıldığına ilişkin eleştirilerine yanıt veren Özhaseki, eğer var ise bu boruların kullanımını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, değiştirmek isteyen il, ilçe tüm belediyelere yardım etmeye hazır olduklarını belirtti.
Özhaseki, "Bütün belediye başkanı arkadaşlarımızın aynı duyarlılıkla başka türlü işlerini bırakarak, hakikaten asbestli borusu varsa insan olarak, sorumluluk taşıyan bir adam olarak önce koşup buraya gelmesi lazım. Hala bir belediye başkanının asbestli borusu varsa ve insanlara su veriyorsa o belediye başkanını Allah ıslah etsin. Kimin sıkıntısı varsa gelsinler ben yardımcı olacağım." değerlendirmesinde bulundu.
Şehir planlaması açısından yetki ve sorumluluk sahibi herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğinin altını çizen Özhaseki, "Bir yerde hep 5 katlı binalar varken biri 15 katlı dikmişse oradaki vatandaşın kendi belediyesine dönüp 'Ne iş arkadaş?' diye sorması lazım. Bizim Bakanlıktan bir tane usule aykırı olan, kanuni olmayan, rant sağlayan yükselti verildiğini kimse gösteremez." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin deprem ülkesi olması nedeniyle dönüşümün esas olduğunu, bunu gerçekleştirmek için çok çalıştıklarını dile getiren Özhaseki, yerinde dönüşümü esas aldıklarını, dönüşüme dahil olan tüm vatandaşların ev sahibi olmasına uğraştıklarını ancak dönüşüme esas alınan kriterleri de adaletli bir şekilde belirlemeye özen gösterdiklerini bildirdi.
"Uzungöl'den ben de şikayetçiyim"
Trabzon Uzungöl'deki yapılaşmaya ilişkin eleştirilere ise "Uzungöl'den ben de şikayetçiyim." karşılığını veren Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ayder Yaylası'na bir çalışma başlattık. Ayder'deki bu çalışmada, aradaki konutlar nerede olacak, otoparklar nerede olacak, yolların yeni konumu, kaçak yapıların durumu, bunların yıkılıp yeniden yapılabilmesiyle ilgili, koruma amaçlı bir imar planı çıkarıyoruz. Çıktığı zaman bire bir uygulayacağımız bu projeler bütün yaylalarda üç aşağı beş yukarı aynı eksen üzerinde devam edecek. Başka türlü temizleyemeyiz."
Uzungöl gibi yerleşim alanlarının bina stoğundaki çirkinlikleri son üç, beş yıla mal etmenin doğru olmadığını vurgulayan Özhaseki, bu yapılaşmanın bir nedeninin de kültürel sebepler olduğunu ancak el birliği ile sorunun çözülebileceğini kaydetti.
Özhaseki, soruların sürmesi üzerine konuyu ayrıntılı ve karşılıklı olarak ele almak için milletvekillerini Bakanlığa davet etti.
Yorum Yaz