Gemlik'te çoğunluğun talebi yerinde dönüşüm!
KHK ile taşınma kararı alınan Gemlik’te kent merkezindekiler değeri düşmeden evlerini satmak istiyor.
Türkiye'nin zeytin ambarı Gemlik'te geçtiğimiz günlerde yayımlanan KHK ile başlayan taşınma tartışması, aslında 17 Ağustos 1999'daki deprem felaketine kadar uzanıyor. 17 Ağustos'un ardından Marmara Bölgesi'nde yapılan etüt çalışmalarında Gemlik İlçesi'nin deprem açısından en riskli yerleşim alanlarından biri olduğu anlaşılmıştı. Şehrin altından geçen fay hattının kırılması durumunda, 30 yıl önce balçık zemin üzerinde inşa edilen çürük binaların felakete davet niteliğinde olduğu ortaya konulmuştu.
Sahildekiler istemiyor
İlçeyi bekleyen bu tehlikenin ortadan kaldırılması için KHK'nın Geçici 25. maddesiyle, sahildeki yapı yoğunluğunun sağlam zeminli üst kesimlere taşınması kararlaştırıldı. İlçede konuşulan ilk senaryo, yıkılan binaların yerine Cumhuriyet Mahallesi'nin üst kısmındaki 300 hektarlık vasıfsız araziye yeni konutların yapılması. Yıkılacak binaların yerine yeşil alan, park ve sosyal donatı alanlarının yapılacağı söylense de, Gemlik sokaklarında yeni imar planlarının zeytinliklere zarar vereceği ve nüfusu artıracağı endişesi hakim. Özellikle de sahilde oturanlar taşınma fikrine soğuk.
‘Binalar güvenilir değil'
Gemlik'in en hareketli bölgesi İstiklal Caddesi. Caddede ilçenin ilk resmi emlakçısı Fahrettin Minare'nin kapısını çalıyoruz. KHK sonrası insanların dairesini satmaya çalıştığını anlatıyor; “Dün 10 kişi satılık ilanı için müracaat etti. İnsanlar kent merkezindeki evlerinin değeri düşmeden bir an önce satmak istiyor. Taşınma işleri başladığında binaların değeri en az yüzde 25 azalır. Son 1 haftadır insanlarla konuşuyoruz. Çoğunluk merkezdeki deniz manzaralı evini bırakıp, tepelik alana yerleşmek istemiyor. Genel talep yerinde dönüşüm ve 5 kat imar izni. Gemlik'in altı balçık ve eski binalar güvenilir değil. Vatandaş durumun farkında ancak taşınmak yerine farklı projeler üretilmesinden yana...”
Sonraki durağımız tartışmaların odağındaki Kordon... Semtte bazı binaların zemin katlarını su bastığına ve taşıyıcı kolonlarda tahribatlar olduğuna şahit oluyoruz. Ancak su baskını olan Küçük Apartmanı sakinlerinden Faruk Özdemir ise deniz suyu denilen birikintinin aslında yağmur suyu olduğu iddiasında; “30 yıldır bu binada ikamet ediyorum. 17 Ağustos depremini burada yaşadık. Binada sıva çatlağı bile yok. Zemin katı deniz suyu değil, yağmur suyu bastı. İnsanlara yanlış bilgi veriyorlar. Eskiden Kordon'da dolgu alanı yoktu. Deniz suyu evimizin önüne kadar geliyordu. Leb-i Derya evlerimizden taşınmak istemiyoruz. Binalarımız çürük deniyorsa yıkılıp yerinde yapılsın. Türkiye'de deprem riski taşıyan tek ilçe Gemlik mi?”
‘Nasıl işleteceğiz?'
Kordon'da esnaflık yapan Okan Yıldız ve Metin Canpolat da taşınma kararına karşı çıkıyor. Yerinde dönüşüm isteyen Yıldız ve Canpolat, Kordon'a yeni liman ve konteyner sahası yapmak için kendilerinin taşınmak istendiğini dile getiriyor. “Biz Kordon'da bile iş yapmakta zorlanırken, dağ başında nasıl dükkân işleteceğiz?” diyen Canpolat, “Yeni imar planı demek yeni yerleşim yeri ve nüfus artışı demek. Zeytinliklerimiz zarar görebilir. Gemlik değerli bir bölge. Adaletli olacaksa taşınalım” şeklinde konuşuyor. Kordon'da konuştuğumuz Nur Canbaz da taşınmaya soğuk baktığını anlatarak, deniz manzarası olmayan bir daireye asla taşınmayacağını dile getiriyor.
Yorum Yaz