"İstanbul'u kentsel dönüşümle afetlere hazırlayacağız"
İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Gökhan Yılmaz, "İstanbul Şehir Risklerinin Yönetimi" konferansında konuştu.
Gökhan Yılmaz, "İstanbul'u geleceğe ve afetlere hazırlamak, olası riskleri öngörmek ve bunları dikkate alarak, uygulama yapma hususunda kentsel dönüşüm önemli bir uygulama ve çözüm aracıdır." dedi.
Kurumsal Risk Yönetimi Derneği koordinasyonunda (KRYD) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle TOFAŞ Genel Müdürlüğü Konferans Salonunda düzenlenen "İstanbul Şehir Risklerinin Yönetimi" konferansında konuşan Yılmaz, şehirlerin nüfus yoğunluklarının giderek arttığını ve şehirler kalabalıklaştıkça şehirleri etkileyen sorunların da giderek arttığına dikkati çekti.
Yılmaz, dünya kentlerini etkileyen sorunları, "doğa olayları", "çevre tahribatı", "sosyal, ekonomik ve kültürel stresler", "iklim değişikliği", "teknolojik tehditler", "gıda ve sağlık sorunları" ve "ulaşım ve erişilebilirlik yetersizliği" olarak sıraladı.
Deprem kuşağında olan Türkiye'nin ciddi bir deprem riskiyle karşı karşıya kaldığına işaret eden Yılmaz, "1999 depremi İstanbul'u etkileyen en önemli afet riski olarak kabul edildi. İstanbul'da depremin olası tüm zararlarını öngörüp, bunları azaltmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz." diye konuştu.
Dünyadaki tüm mültecilerin yaklaşık yüzde 5'inin İstanbul'da yaşadığını belirten Yılmaz, İstanbul'u sadece doğal afetlere karşı hazır hale getirmenin yeterli olmadığını, sosyal, ekonomik ve kültürel risklere karşı da hazır hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
"İstanbul'u afetlere hazırlamada kentsel dönüşüm önemli bir çözüm"
İstanbul'u geleceğe taşımak ve kentsel dayanıklığı artırmak için yaptıkları çalışmalara değinen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul Kentsel Dayanıklılık Modeli'ne baktığımızda, İstanbul'un dinamik yapısından dolayı özgün bir model ihtiyacı var. Deprem, sel gibi geçmiş yaşanmışlıktan ders alınmalı. Esnek, değişen durumlara kolaylıkla adapte olabilen, kaynakları doğru kullanan, alternatif kaynakları kullanabilen, sürdürülebilir ve kapasitesini sürekli artıran bir model olması lazım. İstanbul'u geleceğe ve afetlere hazırlamak, olası riskleri öngörmek ve bunları dikkate alarak, uygulama yapma hususunda kentsel dönüşüm önemli bir uygulama ve çözüm aracıdır. Çünkü kentsel dönüşüm hem mevcut yapı stoğunu hem de alt yapıyı yenileme imkanı sunacak. Yani geleceğin akıllı şehirlerini elde edeceğiz."
Şehirlerin eskisi kadar hızla göç almadığını dile getiren Yılmaz, "İstanbul'da 2036 yılı için 19 milyon 800 bin nüfus öngörüsü var. İstanbul'un 2015-2016 yıllarında net göç oranı eksiydi. Yani aldığı nüfustan daha fazlasını dışarı vermişti. Bunu Türkiye İstatistik Kurumu çalışmaları da destekliyor. İstanbul Çevre Düzeni Planı Çalışması, İstanbul'un 2023 nüfusunu 16 milyon olarak önermişti. Bugün gelinen noktada hedeflere büyük oranda yaklaştığını görüyoruz. İstanbul'da nüfus artış hızı azalıyor. Planlarımızla nüfus öngörümüzün tutarlı olacağını düşünüyoruz. Nüfus korkusu planlarda ve çalışmalarda abartılmamalı." değerlendirmesini yaptı.
"İstanbul'da ulaşımın güvenilirliği yüzde 90 düzeyinde"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Yunus Emre Ayözen de İstanbul'da nüfusla birlikte hareketliliğinde de artarak, 32 milyona ulaştığını, 2023'ten sonra 36 milyonu aşacağını tahmin ettiklerini aktardı.
İstanbul'da 3 milyon 880 bin kayıtlı araç olduğunu, her gün yaklaşık 3 milyon aracın da trafiğe çıktığını kaydeden Ayözen, "Bu rakamlar arttıkça ulaşımın güvenilirliği riski önümüze çıkıyor. İstanbul'da ulaşımın güvenilirliği yüzde 90 düzeyinde. Biz bunu yapılan yatırımlarla yüzde 99'a kadar artırmak için çalışmalar yapıyoruz." dedi.
Bu riski ortadan kaldırmak için güvenilirliği yüzde 99,9 olan raylı sisteme yatırım yaptıklarını belirten Ayözen, mevcut raylı sistem ağının 170 kilometre olduğunu ve inşaatı devem edenlerin ise 284 kilometre ağın 2019 sonunda tamamlanacağını söyledi.
Ayözen, "2023 yılına kadar raylı sistem ağının 624 kilometreye ulaşmasını hedefliyoruz. 2040 yılına kadarki hedefimiz ise bin 140 kilometre raylı sistem ağını çıkarmak." ifadelerini kullandı.
Kara yolu projelerine de değinen Ayözen, şunları kaydetti:
"2 bin 480 kilometrelik yol ağının, ulaşım talep tahmin modelinde testini yaptık. 14 yılda 500 kilometrenin üzerinde yeni yol ve 222 adet kavşak ilavesi yaptık. İstanbul'da Master Plan çerçevesinde 31 adet tünel yolunun testini gerçekleştirdik. 4 tünelin de inşaatı devam ediyor. 2023 sonrası hedefimiz kara yolu ağını 188 kilometrenin üzerine çıkarmak. Kara yoluyla ve raylı sistemin birleşimi olan yerlerde 24 noktaya aktarma merkezi planladık. 3 adet de yeni otogar planladık. 2014-2019 yılları arasında 100 bin otoparkı hayata geçirmek için çalıştık. Şu anda 80 bin otopark inşa ettik. 2019 sonuna kadar 100 bin hedefine ulaşmak istiyoruz."
"Türk sanayisinin gelecekle ilgili önemli bir avantajı var"
İstanbul Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Ümit Ünal ise sanayi ve teknoloji üretimindeki hedefleri ve ortaya çıkabilecek risklere karşı alınan önlemleri anlattı.
Rekabet gücünü artıran, katma değeri yüksek, teknoloji ağırlıklı ve çevreye duyarlı bir sanayileşme amaçladıklarını ifade eden Ünal, şöyle konuştu:
"Önceliklerimiz yüksek teknoloji ve yerli üretim. Sanayimizi ihracat yapabilecek bir düzeye getirmek istiyoruz. İthalat kavramından ihracata aksiyom yapan bir sanayi hedefliyoruz. Türkiye'deki insan kaynağı çok iyi yönetilebilirse, Türk sanayisinin gelecekle ilgili önemli bir avantajı var. Genç potansiyeli ve jeopolitik konumuyla Türkiye, gelecek vadeden, dikkat çeken, siyasal ve milli duruşu, güçlü nüfusu, istikrarlı siyasal yapısıyla tüm risk ve tehditlere rağmen geleceğe ümitle bakan bir ülke."
İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdür Yardımcısı Refik Gündoğar da öngörülmeyen şehir risklerinin yönetiminde alınabilecek önlemlere ilişkin bir sunum yaptı.
Yorum Yaz