maritbet girişmaritbet
'Kentsel dönüşüm 4 ana başlıkta devam ediyor'

'Kentsel dönüşüm 4 ana başlıkta devam ediyor'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Bakanlık olarak kentsel dönüşüm çalışmalarına 5 milyar 155 milyon lira para ayırdıklarını bildirdi.

Özhaseki, bakanlıkta düzenlediği  2017 yılı değerlendirme toplantısında çevre ve şehircilik alanında yapılan çalışmaları anlattı. 

Çevrenin önemini vurgulayan Özhaseki, çevrenin tahrip ettirilmemesi için çalıştıklarını belirterek bu konuda yaptıkları uluslararası anlaşmaları anımsattı. 

Paris Anlaşması konusunda Yeşil İklim Fonu ve diğer teşviklerden yararlanılması yönündeki taleplerinin kabul görmemesi halinde anlaşmayı Meclise getirmeyeceklerini belirten Özhaseki, "Dünya ülkeleriyle olan bizim haklı mücadelemizde kendi argümanlarımızı, iddialarımızı ısrarlı bir şekilde savunuyoruz ama içeride de onlara karşı mücadeleyi veriyoruz diye çevreyi koruma noktasında hiçbir zaman ihmalkar davranmıyoruz." dedi. 

Çevre alanında 2017'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan himayelerinde Sıfır Atık Projesi'ni başlattıklarını hatırlatan Özhaseki, projeyle israfın önlenmesini, kaynakların verimli kullanmasını ve dışarıya atılan ne varsa hepsinin tabiatta yok olmasını amaçladıklarını anlattı.

Projeyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde uygulamaya başladıklarına dikkati çeken Özhaseki, öncelikle atıkları türlerine göre ayrıştıklarını, kalanları ise kompostoya dönüştürdüklerini anlattı.

Son 6 ay içerisinde bakanlık bünyesinde toplanan kağıtlarla bin 200 ağacın kesilmesini önlediklerini vurgulayan Özhaseki, şöyle konuştu:

"100 ton civarında değerlendirebilir atık çıktı. Bunu lisanslı kuruluşlar gelip alıyorlar. Şişeler, petler, elektronik atık ve kağıtlar, hepsi değerlendirilmiş oluyor. Aynı zamanda bizim taahhüdümüz olan sera gazı salınımının geriye çekilmesiyle ilgili de bize müthiş bir fayda sağlıyor. Sadece bakanlık bünyesinde yaptığımız bu çalışmalarla 14 ton sera gazı salınımını da geriye doğru çekmiş olduk. Bu, 'nostalji olsun' diye, 'sosyetik bir faaliyet olsun' diye bizim bakanlığımızda başlattığımız bir iş değil. Kendi bünyemizde başlattık, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde devam ettik. Şimdi 2018 yılı hedefimiz içerisinde Ankara'daki bütün kamu kuruluşlarımız var."

Katı atıktan ekonomiye 3,5 milyarlık katkı 

Sıfır Atık Projesi'ni 2023'te bütün Türkiye'ye yaygınlaştırmayı hedeflediklerini de vurgulayan Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Katı atık düzenli depolama konusunda da şu anda geldiğimiz nokta bizim için önemli. 2000'li yılların başında sadece nüfusun yüzde 23'üne hitap eden bir katı atık depolama tesisi varken şu anda nüfusumuzun yüzde 74'üne hitap edecek tesislerimiz var. Ayrıca bu tesislerden de 180 megavatlık enerji elde ediyoruz. Geri kazanım vasıtasıyla katı atıklardan ekonomiye yaklaşık 3,5 milyar katma değer kazandırıyoruz. Ayrıca 60 bin vatandaşımıza da istihdam sağlıyoruz." 

Özhaseki, atık su arıtma tesisleri konusunda da şu an yapılan yeni tesislerle sayının 967'ye ulaştığı bilgisini vererek, arıtma tesislerinin harcamış oldukları elektriğin yarısının bakanlık tarafından karşılandığını söyledi.  

Çevre konusunda yapılan diğer faaliyetleri de sıralayan Özhaseki, Mavi bayraklı plaj sayısının 454'e çıktığını, gemilerden dışarıya atılan atıkların alımını sağladıklarını, sera gazı emisyonları konusunda da şu ana kadar hedefin tutturulduğunu aktardı.

Egzoz gazı emisyon pulunun da kaldırılıp, online sistem üzerinden takibinin sağlanacağını ifade eden Özhaseki, böylece yüzde 29'lara varan orandaki kayıp kaçakların önleneceğini bildirdi. 

"ÇED, AB normlarına uyumlu"

ÇED raporlarıyla ilgili faaliyetlere ilişkin de bilgi veren Özhaseki, yönetmelikte yapılan gerekli düzenlemelerle Avrupa Birliği normlarına tam uyum sağlandığını belirtti.

Bu konudaki yönetmeliğin de 2017'de yürürlüğe girdiğini anımsatan Özhaseki, "Burada yatırımcıyı ilgilendiren tarafta ÇED sürecinin çok uzun olduğuyla ilgili şikayetler için şunu söyleyebilirim. ÇED ile ilgili her türlü bilgi, belge bize ulaştıktan sonra bizim kendi içimizde incelememizi bir süreye bağladık. O da 2 ay. 2 ay içerisinde inceliyoruz. Hiç uzatmadan 'evet' veya 'hayır' diyoruz, işi bitirmiş oluyoruz. Bu önemli bir karar." değerlendirmesini yaptı. 

Özhaseki, ÇED'de her müracaata olumlu karar verilmediğine dikkati çekerek, geçen yıl itibarıyla 93 projeye red kararı verildiğini bildirdi. Özhaseki, "2017'nin ilk 11 ayında 46 bin civarında denetim yapılmıştır. Bu 46 bin denetimden 3 bin 107 tesise 151 milyon lira ceza kesilmiştir. Ayrıca 286 ciddi tesisin şu anki faaliyeti durdurulmuştur." diye konuştu.  

Hava kalitesinin izlenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özhaseki, hava kalitesi konusunda yapılan çalışmalarla Türkiye'nin hava kalitesinin gittikçe arttığını vurguladı. 289 sanayi tesisinde, 625 bacanın 7/24 online olarak izlendiğine işaret eden Özhaseki, dışarıya kirlilik verilmesi durumunda da en ağır cezanın uygulandığını kaydetti.

Özhaseki, doğal sit alanların envanterinin çıkarılması ve bunların sayısal ortama dökülmesi hususunda çalışmaların tamamlandığını da dile getirerek, "Bu konuda hassasiyet taşıyan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Ellerine sağlık. Herkes hassas olmalı ki bu yaşadığımız doğal ortamı koruyalım. Yoksa bir taraf tahrip etmeye, bir taraf korumaya çalışacak bir savaş haline dönecek. Böyle bir şey yok. Biz koruma tarafındayız işin." dedi.

Şehircilik alanında yapılan faaliyetleri de sıralayan Özhaseki, yapılan en önemli faaliyetin Şehircilik Şurası olduğunu, şurada 103 tavsiye kararı çıktığını vurguladı.

Şuranın ana başlıklarından olan kentsel dönüşümle ilgili şikayetçi olunan noktaları bertaraf edecek şekilde önemli kararlar alındığını belirten Özhaseki, bu kapsamda Türkiye'deki kentsel dönüşümle ilgili gelinen son durumu değerlendirdi.

Özhaseki, kentsel dönüşümün 4 ana başlıkta devam ettiğini, birincisinin riskli alan olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"209 adet riskli alan ilanı yaptık. 639 bin bağımsız birimi ilgilendiriyor. Bina bazlı dönüşümde şu anda 524 bin adet konutu yeniliyoruz. Bunun dışında kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ve yenileme alanı gibi iki tabir var. Bu konuda da belirli alanlarda çalışmalar hızla devam ediyor. Bakanlık olarak kentsel dönüşüm çalışmalarına 5 milyar 155 milyon lira para ayırdık. Bunları kira yardımı, faiz desteği, proje desteği olarak veriyoruz. Ayrıca rezerv alan verme noktasında da Hazine arazilerini ilgili kamu kurumlarına tahsil etmeye de devam ediyoruz. Burada bizim amacımız bunu ülke çapında daha yaygın hale getirmek, hızlandırmak, mevzi çözümler üretmek ve hatta tıkanmış alanlarda çözüm ortağı olmak."

Bakanlığın çözüm ortağı konusunda kabaca "müteahhit" olarak yer alacağını dile getiren Özhaseki, bu konuda İstanbul Fikirtepe örneğini verdi. İlçedeki vatandaşların mağduriyetlerini gördüklerini ifade eden Özhaseki, "Çözüm ortağı olarak burada devreye girdik. Çözmek için gayret ediyoruz. İnşallah Fikirtepe kısa süre içerisinde çözülmüş oluyor ve oradaki vatandaşların tamamının da mağduriyetleri giderilmiş olacak." şeklinde konuştu. 

 Özhaseki, imar yönetmeliğinin yenilendiğini anımsatarak, istismarların önüne geçecek şekilde bir düzenleme yapıldığını vurguladı. Özhaseki, yönetmelikle imarın değişmez kurallarını belirlediklerini ifade etti.   

"Çevre düzeni planları ülkenin yüzde 100'ünde tamamlandı"

Özhaseki, "Şunu sevinerek söyleyebiliriz ki çevre düzeni planları ülkenin yüzde 100'ünde tamamlandı. Daha önce ülkemizde çevre düzeni planları tamamlanmadığı için birçok imar uygulaması bu çevre düzenine ters olarak yapılmaktaydı. Şu anda tarım alanları, konut alanları, ovalar, özel çevre koruma alanları, sulak alanlar neresi, tamamı belli." dedi.

Özhaseki, bundan sonra yapılacak imar planlarının da buna uygun yapılmak zorunda olduğunu belirterek, bakanlığa geçen yıl 424 imar alan teklifi sunulduğunu, bunlardan 167'sinin reddedildiğini söyledi. 

Otopark yönetmeliği taslağı Başbakanlıkta

Otopark sorununa bir çözüm bulabilmek amacıyla uzun çalışmalar yaptıklarına da değinen Özhaseki, her konuta bir otopark yapılması zorunluluğu getiren otopark yönetmelik taslağının başbakanlığa gönderildiğini bildirdi. 

Özhaseki, yönetmelikte tüm otoparklarda, bisiklet, engelliler ve elektrikli araçlar için yer ayırma zorunluluğu getirildiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Eskiden vatandaş kendi parselinde otopark yapmak istediğinde belediyelere gidip imar tadilatı almak zorunda olduğu halde şimdi belediyelere gidip imar tadilatı yaptırmadan, yani bir seneye yakın belediye meclislerinde dolaşmadan kendi parselini istediği gibi otopark yapabilecek, bunu da dışarıya açık olarak, ticari olarak kullanabilecek. Ayrıca 'Park et- devam et' uygulaması getiriliyor. Eskiden biraz daha kolaycı bir tavırla özellikle konut yaptıranların, müteahhit arkadaşların belediyelere biraz para vererek otoparklardan kurtardığı bir ortam vardı. Bu tamamıyla zorlaştırıldı. Artık para vererek otopark yapımından vazgeçmek gibi bir durum olmayacak."

Terörden zarar gören bölgelerde yapılan çalışmaları da anlatan Özhaseki, bölgede 70 bin civarında hasarlı konut tespit ettiklerini bildirdi.

Bu konutlar içerisinden az hasarlı olan 45 bin konutun zarar bedellerinin vatandaşlara ödendiğini söyleyen Özhaseki, "26 bin civarında konut yapımına başladık. Orada evi yıkılmış olan bütün vatandaşlarımızın da evlerini vermeye çalışıyoruz. Konutların bir kısmını bitirdik, vatandaşa teslim ediyoruz. Bir kısmının inşaatları da hızla sürüyor. Hızla süren inşaatlarımız da birkaç ay içerisinde bitirilecek ve 2018 içerisinde evi yıkılmış her vatandaş burada evlerine kavuşmuş olacak." değerlendirmesinde bulundu. 

Özhaseki, terör bölgelerinde 2 bin kilometreden fazla içme suyu ve kanalizasyon hatlarının yenilenme çalışmalarının sürdüğünü de belirterek, evlerinden çıkan vatandaşlara 2017'de 146 milyon lira kira yardımında da bulunduklarını aktardı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, gazetecilere, Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari'de sokaklarda ve tarihi yerlerde meydana gelen tahribatlarla ilgili yapılan iyileştirmelerle yapılan yeni konutların eski ve yeni fotoğraflarını gösterdi.

Şehirlerde eskiden yapılmış planlar üzerinden haklar oluştuğunu, iyi niyetli alım satımlar geliştiğini ve bunları birdenbire geriye doğru çekemediklerini aktaran Özhaseki, "Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız da bu kötü gidişi gördüğü için ısrarla bundan sonra eğer yeni bir planlama yapılıyorsa, hele hele kamu eliyle yapılıyorsa 5 katı asla geçmesin. Belediyeler yeni alan açıyorsa 5 katı geçmesin, yeni bir imar adası ortaya çıkmışsa, yeni bir planlama varsa ve bir takım hukuki sonuçlar doğurmuyorsa, hukuki sonuç doğuracaklara çok ilişilemiyor, yine orada '5 katı geçmesin.' emri var. Doğrusu bizim de çok hoşumuza giden bir emir. Hepimiz yerine getirmeye çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. 

Özhaseki, "Devam eden inşaatlar neden durdurulmuyor?" konusunun merak konusu olduğunu belirterek, bunu engellemeye çalıştıklarını ama hukuki olarak da müktesebi olan vatandaşın önünü kesemediklerini dile getirdi. Bu noktada kararlılığın çok önemli olduğunu vurgulayan Özhaseki, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da direktifleriyle bundan sonra Türkiye'de daha yatay bir mimariye geçişin örneklerini hep birlikte göreceğiz." diye konuştu. 

"Yüksek katlılar herkesi nobran hale getirdi" 

Kentsel dönüşümde bir şey yapamama durumunun söz konusu olmadığını, sadece yapılan çalışmaların zaman alacağını anlatmaya çalıştığını ifade eden Özhaseki, planlarda bundan sonra yatay mimariye, doğayla iç içe bir ortama ve mahalle dokusunun inşasına önem vereceklerini söyledi.

 Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:

"Birbirini tanımaz robot adamlar ortaya çıktı. Asansörlerde selam bile vermiyorlar. O yüksek katlılar bu hale getirdi herkesi, nobran bir hale getirdi. Şimdi oralardan vazgeçilip mahalle dokusuna dönüşme, yeniden sokak dizaynı, komşuluk ilişkisi, alçak yapıların ortaya çıkması dönemi başlıyor. Bu biraz zaman alacak demeye çalışıyorum. Yani yapılmış olanları yıkmak çok kolay bir iş değil. Halihazırda orada devam eden bir hayat var, haklar oluşmuş." 

Kuralların konulmasıyla, biraz zaman almakla birlikte kimlikli binaların ortaya çıkacağına işaret eden Özhaseki, "İmar Kanunu'nda bir takım değişikler de 2018 yılı içerisinde gündeme gelecek. Neler gelecek? Elimle kaleme aldığım, tek tek yazdığımız bazı konular var. Parsel bazlı yoğunluk artışları artık yasaklanacak. Belediye Meclisi oturup Ahmet efendinin parseline 5 kat, yanındaki 5 katlı parsele de 25 kat veremeyecek. Böyle bir şey yok. Yapılamaz, bu adalet duygusunu da sarsıyor. İşte bu imar yasalarını bir taraftan Mecliste kanun haliyle milletin önüne koyacağız, bir taraftan da bizim yazdığımız yönetmeliklerle devam ettireceğiz." açıklamasını yaptı. 

Özhaseki, imardaki kanuna veya yönetmeliklere aykırı davrananlar olması durumunda dilekçeyle mahkemeye müracaat edilip, alınacak kararlarla bütün yanlışlıkların engelleneceğini bildirdi. 

"Planlama tek elden yapılır" 

Bakan Mehmet Özhaseki, Özelleştirme İdaresi'nin imar planı yapma yetkisine yönelik soruya karşılık, Hazine'nin zaman zaman kendi arsalarını değerlendirme adına planlar yaptığını ve bu esnada belediyelerin kendi şehirlerine aykırı planları mahkemeye vererek iptal ettirebileceğini anlattı. 

Özhaseki, bu tip kararları belediye başkanlığı döneminde aldırdığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birden çok kurumun imar yaptığı yerde imar yeknesaklığını sağlamak kolay değil. Eğer Türkiye'de 10'dan fazla kurum plan yapıyorsa bunu denetleme imkanı çok zor. Karşıyım ve bunun düzeltilmesi için de büyük bir mücadele vereceğim. Önümüzdeki günlerde zaten herkes bu mücadeleye şahit olacak. Planlama tek elden yapılır. Neresidir o tek el, belediye meclisleridir.

Biz, 1/100.000'likleri yaparız, çevre düzeni planlarını yaparız, Bakanlık olarak ana kurallarını koyarız. Belediyeler de bizim yapmış olduğumuz bu ana planlara uygun hareket ederek 5.000'likleri, 1.000'likleri yaparlar. Bunlara uygun davranmazlarsa zaten iptal ederiz. Özellikle imar konusunda tek yetkili olması gereken mercii belediyeler. Bunu denetleyecek olan da Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır." 

Özhaseki, onlarca kurumun kendi içinde plan yapabildiği bir ülkede imar düzeninden bahsetmenin kolay olmadığını vurguladı. 

Tuzla'da yayılan koku 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, aralık ayında Tuzla'da yayılan kokunun sebebine yönelik soruyu yanıtlarken bu konuda gerek Bakanlığın il müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesinin gerekse savcılığın harekete geçtiğini anımsattı. 

Özhaseki, "Orada biz tespitlerimizi yaptık, maddenin ne olduğunu biliyoruz. O maddenin hangi sektörlerde kullanılacağıyla ilgili de her türlü raporumuzu savcılığa teslim ettik. Savcılık ve Emniyet boyutunda şu anda bunu oraya kim taşıdı, hangi fabrika gönderdi meselesi büyük bir incelemeye tabi. O inceleme bittiğinde suçlular ortaya çıkacak, çıkmaması mümkün değil. Savcılıktan gelecek sonucu bizler de bekliyoruz. En ağır şekilde cezalandırılacağını çok net olarak söyleyebilirim." bilgisini paylaştı. 

Çevre cezalarının zaten ağır cezalar olduğuna dikkati çeken Özhaseki, "Bir taraftan para cezası uygularız, bir taraftan kapatma veririz. Gerekirse bunun arttırılması tabii ki Bakanlar Kurulu'nun yetkisinde, daha da ağırlaştırırız. En düşük ceza 600 küsur lira, bizim üç misline kadar yazma yetkimiz var. Bakanlar Kurulu'na gittiği zaman da bu iş on katına kadar artıyor. Bu cezaların da uygulanacağından kimsenin endişesi olmasın." dedi. 

"Müteahhit-yapı denetim firması pazarlıkları bitmiş olacak" 

"Resmi Gazete'de sürekli yapı denetim firmalarıyla ilgili bazı cezaların verildiğini görüyoruz. Yapı denetim sisteminde bir sıkıntı olduğunu düşünüyor musunuz?"  sorusu üzerine Özhaseki, "Evet düşünüyorum. Yapı denetim sisteminde bir sıkıntı var." ifadesini kullandı.  

Yapı denetim firmalarının özünde doğru bir çalışma olduğunu, yapıların standartlara, depremselliğe uygun olmadığını incelediğini anlatan Özhaseki, şunları kaydetti:

"Arsa sahiplerinin binayı yapan müteahhide karşı gidip, anlaşıp o binanın kontrolünü istemeleri doğal bir şey. Fakat uygulamada, pratikte arsa sahipleri bu parayı vermek istemedikleri için müteahhide 'Yapı denetim firmasının masraflarını da sen karşılayacaksın.' diyorlar. Müteahhit gidiyor kendisini denetleyecek bir firmayla pazarlık ediyor. Şimdi o firmanın o müteahhidi nasıl denetleyeceğini siz düşünün. Bu bütün yapılarda böyle olduğu manasına gelmiyor ama uygulamadaki bir aksaklık ve bir istismar... Bunu tespit ettiğimiz için şimdi yeni bir çalışma yaptık, bu sene içerisinde yasayı değiştireceğiz. Bundan sonra bizim özel yetki verdiğimiz yapı denetim firmaları sırayla kim geliyorsa, karşısına kim çıkıyorsa belli bir standart ücret üzerinden bizim Çevre ve Şehircilik il müdürlükleri nezdinde takiple binaları kontrol edecekler. Müteahhit-yapı denetim firması pazarlıkları da bitmiş olacak." 

Gemlik'in taşınması 

Bakan Mehmet Özhaseki, Gemlik'in taşınması sürecine yönelik soru üzerine, ilçenin taşınacağı yerin belirlendiğini söyledi.  

Gemlik'in deprem bölgesi olduğunu ve en ufak bir sarsıntıda evlerin birçoğunun yıkılabileceğini dile getiren Özhaseki, "Gemlik'te de böyle bir akıbetle karşılaşmak istemiyoruz. Şimdi orada yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığında. Belediye Başkanı arkadaşımızı çağırdılar, zannedersem akşam sabah gelir. Onunla beraber bir eylem planı ortaya koyacağız. Bir plan yapacağız. Planlamada da dikkat edeceğimiz hususlar belli, çok yüksek katlılar olmayacak. Bizim bildiğimiz duvar gibi çirkin yapılar da ortaya çıkmayacak. Bir kere yapılıyor bu, düzgün yapılacak ve orada yavaş yavaş en riskli yerdeki vatandaşın taşınması sağlanacak." ifadelerini kullandı. 

Bu konuyla ilgili somut adımların önümüzdeki günlerde ortaya çıkacağını söyleyen Özhaseki, çalışmalar netleştikçe gerekli bilgilendirmelerin yapılacağını bildirdi. Özhaseki, maliyet konusunda da henüz netleşen bir husus olmadığını fakat vatandaşa çok az yansıyacak bir maliyetle bu çalışmanın yapılacağı kanaatinde olduklarını belirtti.

"İstanbul'u gecekondu ve kaçak yapı haline getirenler kimler?" 

Bakan Özhaseki, Trabzon'da özellikle Ayder Yaylası'ndaki kaçak yapıların yıkılmasına yönelik çalışmalara ilişkin soruya, kaçak yapıların sadece Ayder Yaylası'na has bir durum olmadığına dikkati çekti. 

İstanbul özelindeki kaçak yapılaşmanın durumunu gösteren ve ünlü mimar Gürol Baroncelli tarafından oluşturulan haritayı basın mensuplarına gösteren Özhaseki, İstanbul'da 1960'lı yıllardaki kaçak yapı oranı ile 1990 yılındaki gecekondu ve kaçak yapı oranlarına işaret etti.  

Özhaseki,  "Sayın Cumhurbaşkanımızın çok net ifade ettiği, 'İstanbul'da birçok suçluluk var, benim de suçum varsa kabul ediyorum.' dediği konu, 'İstanbul'a ihanet' tartışması... 1990 yılına geldiğimizde, haritaya baktığımızda simsiyah İstanbul'u gecekondu ve kaçak yapı haline getirenler kimler? Niye üstlerine hiç suçu almıyorlar? Bu hale getirenler, dört dönem CHP belediyesi var. 1960'lı, 70'li, 80'li yıllarda var, 1994'e kadar CHP var." diye konuştu. 

"Yüzbinlerce bağımsız birim ve konut risk altında" 

Ruşen Keleş'in kitabında, 1960'larda 50-60 binlerde olan kaçak yapı oranının 90'lı yıllarda 640 bin olarak verildiğini aktaran Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gecekondu ve kaçak yapı yan yana geldiğinde bir milyon 300 binden fazla kaçak yapı ve gecekondu var.  Keşke sadece Ayder Yaylası'ndaki 100, 200, 500 tane villa olsa. Şimdi benim uğraştığım, günlerdir Türkiye'de deprem geliyor. Sıkıntı var, hep birlikte bunu çözmeliyiz, büyük bir bela bizi bekliyor diye adeta ezan okuyarak her tarafta, belki de çok olumsuz bir imajla kamuoyu karşısına çıktığım bir ortam var değil mi? Niye yapıyorum bunu, işte bunun için. Haritada şu simsiyah gözüken yerler için yapıyorum.

Nihayetinde uzun katlı, yüksek binalar silüeti ve estetiği bozuyor değil mi ama 2000'li yıllardan sonra yapılanlar için söylüyorum, onların hepsi depreme dayanıklı. Şu gösterdiğim simsiyah haritadakinin hiçbirisi depreme dayanıklı değil. Bir felaket gelecekse İstanbul'un başına bu simsiyah gözüken yerlerde geliyor. Yüzbinlerce bağımsız birim ve konut risk altında. İşte bunları zamanında yapanlar niye hiç suçu üzerine almıyorlar? İstanbul'a ihanet ederken acaba kendileri hiç suçluluk hissetmiyorlar mı? Asıl sıkıntı burada diye düşünüyorum." 

Bundan sonra asla kaçağa göz yummamanın ve şehirleri yeniden doğru bir şekilde dizayn etmenin önemli olduğunu vurgulayan Özhaseki, "Deprem büyük bir tehdit ve bela ama aynı zamanda da o korku hepimiz için bir fırsat. Bu fırsatı biz doğru değerlendirebilirsek inşallah geleceğe çok daha kimlikli, sağlıklı binalar yaparız diye düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı. 

Yorum Yaz

Benzer Haberler

AFAD Başkanı Memiş: "Vatandaşlarımızın her zaman emrindeyiz"
  • 18.10.2024 10:08

AFAD Başkanı Memiş: "Vatandaşlarımızın her zaman emrindeyiz"

AFAD Başkanı Okay Memiş, Malatya'daki depreme ilişkin, "Herhangi bir can kaybını ...

Bakan Kurum : ''İstanbul'un 39 ilçesinde 180 bin konut ve işyeri yenileniyor''
  • 14.10.2024 11:23

Bakan Kurum : ''İstanbul'un 39 ilçesinde 180 bin konut ve işyeri yenileniyor''

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Başakşehir’de "Sosyal ...

İstanbul'daki Güneş Sitesi, "Yarısı Bizden" ile yenileniyor
  • 09.10.2024 16:43

İstanbul'daki Güneş Sitesi, "Yarısı Bizden" ile yenileniyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Marmara 2 Nolu Dönüşüm Uygulama ...

Trabzon'da Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi'nin ilk etabı tamamlandı
  • 04.10.2024 16:10

Trabzon'da Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi'nin ilk etabı tamamlandı

Trabzon'un en eski mahallerinden Ortahisar ilçesindeki Çömlekçi'de, Kentsel Dönü ...

"Yarısı Bizden Kampanyası" teşvik edici
  • 30.09.2024 15:56

"Yarısı Bizden Kampanyası" teşvik edici

DEGÜDER Başkanı Sinan Türkkan bina sahiplerinin uzun vadeli kredi aldığı zaman ç ...

Üsküdar Kirazlıtepe'deki kentsel dönüşüm birinci etap konutları teslim edildi
  • 23.09.2024 11:21

Üsküdar Kirazlıtepe'deki kentsel dönüşüm birinci etap konutları teslim edildi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanığı'ndan yapılan açıklamada, İstanbu ...