Kentsel dönüşüm Ekim ayının ilk haftalarında 30 şehirde başlayacak!
Ekim ayının ilk haftalarında Türkiye'nin 30 yerinde birden kentsel dönüşüm için yıkımlara başlanmış olacak. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta sonu Çayırbaşı-Sarıyer tünelini açarken söylediği sözlerle bu yıkım örtüşüyor
Ekim ayının ilk haftalarında Türkiye'nin 30 yerinde birden kentsel dönüşüm için yıkımlara başlanmış olacak. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta sonu Çayırbaşı-Sarıyer tünelini açarken söylediği sözlerle bu yıkım örtüşüyor. Erdoğan olası bir depremin İstanbul'a 5 milyon kişinin can kaybına neden olacağını dile getirdi. Çeşitli akademisyenler ve STK temsilcileri de Başbakan'ı "deprem sopasını göstererek halkı kentsel dönüşüme zorlama" olarak nitelendirdi. Bu abartılı bir iddia. 1998 depreminin ardından biliyorsunuz çeşitli yasalarda değişiklikler yapıldı ama ne yazık ki yeterli olmadı. Üstelik yaşayan ve sürekli genişleyen, nüfusu artan bir metropol var ortada ve öte yandan da mevcut yasaların bile uygulanmasını zora sokan müteahhitlerle toprak sahiplerinin bitmek tükenmek bilmeyen istekleri. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "çünkü ona belediye müsaade etmiş. İşi bağlamışlar. Bağlamanın da yolları var bu ülkede" sözleri, hepimizin bildiği gerçeği bir kez daha yüzümüze vurdu. Biliyoruz ki bu ülkede patronlar ya da gecekondu sakinleri arsalarına her zaman için 10 değil 20-30 katlı binalar yapıp, bundan kazanılacak maksimum fayda için çabaladılar. Herkes birbirini taklit etti ve sonuçta ne plan, ne yasa ne de yönetmelikler kaale alındı. Bina yüksekliklerinin, inşaat alanlarının artırılmadığı ve bu nedenle değişikliğe uğramayan imar planı var mıdır bilmiyorum. Kişi olarak isteklerimizin bitmesi mümkün değil. Yukarıda da belirttiğim gibi Ekim'de Türkiye'nin 30 yerinde birden yıkım başlayacak. Deprem ensemizde. Kimse "Başbakan korkutuyor" demesin, kimse de kendini kandırmasın. Yapılması gereken ortada. Rantı değil hayatı tercih etmek yaşanılır bir dünya içinde daha uygun bir slogan. Bir kere daha düşünelim. ? Şermin Çelik-İstanbul 2008 Yılı Ağustos ayından beri kiracı olarak bir konutta ikamet etmekteyim. 525 lira ile kira sözleşmesi yaptım. Bunun 25 lirasını site yönetimine ödedim. Bir yıl sonra artış yapmadık, ev sahibi ile anlaştık. Sonraki yıl bir miktar artış ev sahibi ile anlaşarak yapıldı. Ev sahibi ile vekâlet verilen emlâkçi bu yıl için 2008 yılından itibaren her sene için ÜFE-TÜFE'nin ortalamasının hesabı ile geçmiş yıllarla birlikte aylık kira bedelini ödemem gerektiğini bildirdiler. Geçmiş yıllara ait kira artış bedelini kiracı olmaya başladığım tarihten itibaren ev sahibi talep edebilir mi? Öncelikle kira sözleşmesi yaptığınızdan dolayı, sözleşmede belirtilen şartlara uymanız gerekirdi. Ve her yıl belirtilen artış oranında kiranızı belirlemeniz ve buna göre ödeme yapmalıydınız. Kira sözleşmenizde bir süre belirlenmişse, bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Taraflar bu durumda, açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisini sürdürürlerse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Kiracı sözleşmede aksi öngörülmemişse veya aksine yerel âdet yoksa, ısıtma, aydınlatma ve su gibi kullanma giderlerine katlanmakla yükümlüdür. 1.Temmuz.2012' de yürürlüğe giren Borçlar Kanunu'na göre kira artışları ÜFE artış oranını geçmemek şartı ile yapılabilecek. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Geçmiş yıllara ilişkin kira artışlarının talep edilmesi ise ancak ev sahibinin bir ihtarname ile bu hakkını saklı tutmasıyla mümkün olabilir. Ayrıca bir avukata da başvurabilirsiniz.
Nüsa Uğur/Sabah
Yorum Yaz