'Kentsel dönüşüme devlet desteğinin artması gerek'
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 3. Kentsel Dönüşüm Zirvesi'nde kentsel dönüşüm hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Piri Reis Harita, Gayrimenkul ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Derneğinin "2023 Vizyonu ve Hedefleri Doğrultusunda Sürdürülebilir Kentsel Yenileme" başlığıyla düzenlediği 3. Kentsel Dönüşüm Zirvesi'nde Özhaseki, Türkiye'de 50'li yıllarda başlayan köyden kente göç için gerekli önlemler alınmadığını ve kentleşmenin çarpık geliştiğini anlattı.
Geçmişteki hem sağ hem de sol anlayışın gecekondulaşmaya bakışını eleştiren Özhaseki, "Sağ eğilim gelmiş demiş ki 'Arkadaş yapamazsınız yıkarım' Üç tane yıkmış, 13 tane yapılmış, ertesi gün gitmiş 20 tane yıkmış, 120 tane yapılmış. Yıkmak çözüm değil. Sol zihniyet de gelmiş 'Yoldaş olur bunlar bize, gelin kardeşler yapın siz de' demiş." diye konuştu.
Türkiye'deki şehirlerin kimliğinin arabesk olarak tanımlanabileceğini, buna karşın Selçuklu'nun, Osmanlı'nın bir tavrı olduğunu ifade eden Özhaseki, deprem tehlikesine de dikkati çekti.
Özhaseki, "Bir taraftan da bütün bilim adamlarımız adeta günde 5 vakit ezan okuyorlar. Diyorlar ki 'Deprem geliyor İstanbul'a çok yakın bir gelecekte' Ben deprem bilimci değilim ama dinliyorum. Eldeki raporlara bakıyorum çok yakın bir gelecekte deprem geliyor İstanbul'a. Süre de söyleniyor. Yangın geliyor, bunu görüyoruz. Elimizdeki mevcut belli. Stoğumuz da belli. Ne yapmamız lazım? Yapmamız gereken tek şey çok hızlı davranıp, akıllı bir şekilde binalarımızı elden geçirmek." diye konuştu.
1999'dan sonra yapılan 5 milyon, 1999 öncesi inşa edilen 15 milyon olmak üzere yaklaşık 20 milyonluk yapı stoğu olduğunu dile getiren Özhaseki, "15 milyonun ne kadarı sağlamdır size göre? Yarısı sağlam mıdır? 7 şiddetinde depreme dayanır mı? Hadi dayanır diyelim, iyimser olalım, demek ki 7-7,5 milyon binanın bir an önce dönüşmesi lazım." dedi.
Bu amaçla 2012 yılında kentsel dönüşüm yasası çıkarıldığını anımsatan Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız bu gerçeği görmüş, ısrarla, bastırarak, zorla, insanları ite ite bu kanunu çıkarttırmış. Büyük bir hevesle işe başlanmış, fakat zaman içinde ortaya çıkan zorluklar, sıkıntılar, bir takım anlaşmazlıklar, bu işi biraz sekteye uğratmış gibi gözüküyor. 49 vilayette, 180-190 yerde risk alanı ilan etmişiz. 400 bin civarında tek bina bazlı dönüşüm için müracaat olmuş. Bu işi çok düzgün yapanlar var, tebrik ediyoruz, ellerine sağlık, bazı belediye başkanlarımız çok başarılı ve akıllı, mantıklı bir şekilde yapıyorlar. Fakat bazen bunu tam tersine icra edenler de var. Karşılaştığımız sıkıntılardan bir kısmı şu, kentsel dönüşüm olacak, sağlıklı bir yapıya kavuşurken tabii ki de kimlikli bir yapı da olsun burada, bu da bizim tercihimiz ama bir kısım vatandaş, 'Ben veriyorum ama yerine 2 tane alabilir miyim'e dökmeye başlamış. Yapma kardeşim. Bak bulunduğun bina yıkılırsa senin en sevdiklerin gidecek, canın gidecek, malın gidecek. Hele bir canını kurtar. 'Yok ben buradan 2 tane alırım herhalde' Gelen müteahhite diyor ki, 'Sen anlaş hele herkesle, ben senle anlaşırım, ben en kolay adamım' Yüzde 98'le anlaşıyor müteahhit, en son kendine geldiğinde 2 dükkan 1 daire demeye başlıyor. Bazı müteahhit arkadaşlar tam tersine birbiriyle yarışa girmişler. 'O ne veriyor 3, benimki 4. O ne verdi sana 100 metrekare eve 100 metrekare ve üstüne de şu kadar kira parası ve para. Benden de sana şu'. Başka tarafta da bu sıkıntı var. Sonra mesela Fikirtepe ile uğraşıyoruz, bir adaya girmiş müteahhit uğraşıyor, ikinci, üçüncü adam giriyor. Açık artırmaya çıkıyor iş. Vatandaş bir ona imza atmış, bir ona imza atmış."
Belediyeleri de eleştirerek, "2 yoğunluk varsa, 4 yapıyor. 4 yoğunluk yapıyorsa 8 yapıyor. O zaman şimdi orada konut sayısı İstanbul için söylüyorum 2 misline çıkıyor." diyen Özhaseki, sadece emsal artırılarak yapıldığı, bölgesel bazda düşünülmediği için ne yolların genişletilebildiğini ne de sosyal donatı alanları koyulabildiğini söyledi.
Özhaseki, "Konutları yığıyoruz, dolduruyoruz, görüntü bozukluğunu geçtik artık, razıyız fakat çıkan sorunlar şimdiki sorunların bir kaç misli büyüyecek. Bu kadar çok konutu yığdığımızda ve sosyal donatıyı düşünmediğimizde konutlar 2 kat büyüyecek ama sorunlar 12 misli büyüyecek, bunu bilelim." dedi.
Mehmet Özhaseki, kentsel dönüşüme devlet desteğinin artması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bundan sorumlu olan bizleriz. Bir türlü ekonomiden bu işe kaynak ayrılıp, her türlü desteği vermemiz lazım. Bu desteği belediyeler bazlı verebiliriz, vatandaş bazlı verebiliriz, müteahhit bazlı verebiliriz, bu desteği artırmamız lazım. İkincisi bölge planlaması gibi düşünmek lazım olayı. İşin parselinden, adasından vazgeçmek lazım, daha büyük çaplı, daha bölgesel bazlı, mahalle bazlı hatta ilçe bazlı düşünmek lazım. Her şeyi düşünerek ve bütün sektörlerin bir araya geldiği ortak fikirle, planlama ortaya koymamız lazım. Yeni rezerv alanları ortaya çıkarmamız lazım. Bu anlamda doğrusu İstanbul çok şanslı değil ama elinde imkan var, bunları doğru değerlendirirse herhalde hayra kullanılmış olur."
Askeri alanlar
Fetullahçı Terör Örgütünün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın askeri alanların şehir dışına taşınması konusunda görüşlerini ortaya koyduğunu ifade eden Özhaseki, "Bu bana göre emirdir." dedi.
Bu konuda kendilerinin yanı sıra Maliye ve Milli Savunma bakanlıklarının da görevli olduğunu kaydeden Özhaseki, şunları kaydetti:
"Biz neye çalışıyoruz? Ne kadar askeri alan var? Bunlar ne olarak kullanılıyor şimdi? Bu askeri alanların vatandaş ne olarak kendisine dönmesini istiyor? Belediyeler ne diyor? Milli Savunma, nereye taşıyacağını, yeni binaların nasıl yapılacağını hesaplıyor, ayrı bir şey. Önümüzdeki günlerde bir araya geleceğiz ama istisna olarak da ben şunu söylemek istiyorum. Bütün askeri alanlar, şehir içinde kalıp yemyeşil bir araziye sahip değil, ağaçlık dokuda değil. Bir kısmı yeşil alan, ağaçlı, şehir içinde kesin park olmalı ama bir çok şehirde biliyorum ki İstanbul'u çok bilerek söylemiyorum, lütfen İstanbul ölçeğinde düşünmeyin olayı, haritalar üzerinde çalışmadım o anlamda söylüyorum, şehirlerin çeperlerinde kalmış, içinde iki tane bile ağacı olmayan çok geniş araziler var. Ankara Demetevler'in biraz ilerisinde var mesela. Eğer Demetevler'i dönüştüreceksek işte oradaki araziyi de alıp bizim rezerv alanı olarak kullanmamız lazım. O rezerv alanları ille konut yapmamamız lazım. Orayı biraz daha ticaret, turizm, hizmet sektörüne ait kıymetlenebilecek bir takım esvapta planlamalar yapıp müteahhit arkadaşlarımıza verip konutları öyle yaptırmamız lazım. Bu mantıkla eğer çözebilirsek kentsel dönüşümü anlamlı hale getiririz. Yoksa arkadaşlar bir türlü kentsel dönüşüm yapılır. Bu eski binalar kötü binalar bir türlü yıkılır. 6 ayda, 1 senede, 3 senede yıkarız ama yerine yapacağımız şeyleri doğru planlayamazsak, doğru bir mantıkla hareket etmezsek yerine yaptıklarımızı 200 sene yıkamayız. Kötü yaptıysak başımıza bela olur. Her bakan bize beddua eder. O yüzden bu işin doğru mantıkla yapılması lazım."
Önümüzdeki günlerde bir "Şehircilik Kurultayı" düzenleyeceklerini ve Türkiye'de bu işe kafa yoran herkesi çağıracaklarını aktaran Özhaseki, bu çalıştayla gelecek 10 yıllara hitap edecek bir program yapacaklarını ve herkesi, her partiyi dinleyerek yapacaklarını belirtti.
Özhaseki, konuşmasını "Deprem geldiği zaman vallahi AK Partili dinlemiyor, CHP'li dinlemiyor, alıp götürüyor. 'Bu adam namaz kılıyor muydu kılmıyor muydu, oruç tutuyor muydu tutmuyor mu? demiyor, alıp götürüyor adamı. O yüzden bu konu hepimizin ortak meselesi. Bu mesele üzerinde herkesin fikrine ihtiyacımız var. Biz bu konuda ısrarcıyız. İnşallah çok kısa süre içinde bu çalışmayı tamamlarız." diye tamamladı.
Konuşmasının ardından Özhaseki'ye Piri Reis Harita, Gayrimenkul ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Derneği Başkanı Hasan Nokay, plaket sundu.
Yorum Yaz