maritbet girişmaritbet
Kentsel dönüşüme karşı çıkanlar şimdi nerede?

Kentsel dönüşüme karşı çıkanlar şimdi nerede?

Türkiye deprem gerçeği ile bir kez daha yüzleşti. Muhalefetin “betona yatırım yapıyorsunuz” “yeşili katlediyorsunuz” söylemleri ile yavaşlayan kentsel dönüşüm ve yeni projelerin önemi ortaya çıkmış oldu. Öyle ki zamanında bazı müteahhitler ‘vatan haini’ bile ilan edildi. Acı bir tecrübe ile gayrimenkul sektörüne verilen desteklerin ne denli kritik olduğunu anladık. Şimdi yeniden ayağa kalkma vakti… Sektöre moral vererek Türkiye'yi yeniden inşa etme zamanı…

Ülkemiz Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili etkileyen büyük bir deprem felaketi yaşadı. On binlerce vatandaşımız yaşamını yitirdi, binlerce bina ve işyeri yıkıldı. 6 şubat tarihi itibariyle Türkiye’de hayat adeta durdu. Dünyanın en büyük yer sarsıntılarından biri olarak olarak tarihe geçen bu süreçte devletimiz tüm gücüyle sahaya indi. Arama-kurtarma çalışmaları tüm hızıyla başladı. Yaraların sarılması nedeniyle ardı ardına bağış kampanyaları düzenlendi. Depremde evi yıkılan vatandaşların yeniden hayatlarını kurabilmeleri için büyük bir sosyal konut hamlesi başlatıldı. Sözün kısası bu beklenmedik felaket ülkemizi derinden sarstı.

YIKICI ELEŞTİRİ YAPTILAR

Yaşanan felaketin siyasi ve sosyal boyutunda ise hükümete çeşitli eleştiriler getirildi. Bazı kesimler “Gel kalındı” “Önlen alınmadı” gibi söylemlerle oklarını devletimize yöneltti. Hâlbuki 2002 yılından bu yana iktidarda olan hükümet, cumhuriyet tarihi boyunca gayrimenkul sektörüne en fazla destek veren siyasi parti oldu.

YENİ  PROJELERE KARŞI ÇIKTILAR

2005 ve 2016 yılları arasında, hain darbe girişimine kadar olan süreçte devlet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde vatandaşa 0,50-0,60 oranlar üzerinden ucuz konut kredisi verdi. Muhalefet ise “Betona yatırım yapıyorsunuz” diyerek buna karşı çıktı. Yine aynı muhalefet, yıllarca “TOKİ ve Emlak Konut eliyle ülkeyi betona çevirdiniz” çığlıkları attı.

MÜTEAHHİTLER HAİN İLAN EDİLDİ

“Yeşili katlediyorsunuz” iddialarını bir siyasi argüman olarak kullandı. Böylece vatandaşın psikolojisini de etkiledi. Gayrimenkule yatırım yaparken kendisini suçlu hissettirdi, inşaatçıları düşman gösterdi. Bu noktada da müteahhitler geri çekildi, üretim noktasında bir heves kalmadı.

VATANDAŞ ‘KÂR’ PEŞİNDE KOŞTU

Muhalefetin ‘beton’ ve rant’ söylemlerini bazı kesimlerde karşılık buldu. Özellikle kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşlar ‘kâr’ peşinde koşmaya başladı. Dönüşümde “1 ev vereceksem 2 ev almalıyım” mantığı piyasada oturdu. Ardı arkası kesilmeyen talepler nedeniyle kentsel dönüşümü uzadıkça uzadı. Bugün devlet, “0,60 ile tüm konut alımlarına kredi veriyorum” diyerek bir proje başlatsa, deprem ile yüzleşen Türkiye adeta bankalara koşar, ancak bugün bunu acı bir tecrübe ile deneyimlemiş olduk. Tüm bunlara rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yeniden İnşa Edeceğiz" sözü sonrasında vatandaşın gönlü rahatladı ancak bu, “Bir musibet bin nasihatten iyidir” sözünü akla getirdi.

“HIRSIZ BİLE DENİLDİ KENDİMİ GERİ ÇEKTİM”

Bugüne kadar 25 bin konut üretmiş ismi bizde saklı olan ünlü bir müteahhit şu açıklamalarda bulundu; “Vatan haini ilan edildik, yeşil katili ilan edildik. Hatta kentsel dönüşümle “büyük ev alıp, küçük ev veriyor” diye hırsız bile ilan edildik. Hal böyle olunca kendimi geri çektim. Hali hazırda parasıyla satın aldığım arsalar üzerinde konut üretiyorum. Kentsel dönüşümde vatandaş, müteahhit ve devlet bir olmalı, tek olmalı. Olmadığı takdirde bugünkü gerçekleri yaşıyoruz, bir depremle binlerce insan hayatını kaybediyor. Bu kadar insan vefat ettikten sonra da bir anlamı kalmıyor"

MARKALARI KONUTLARIN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKTI

Arama-kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları bölgede tüm hızıyla ilerliyor. Ancak unutulmaması gereken bir konu daha var. Ülkemiz ciddi fay hatlarının yer aldığı bir deprem kuşağında yer alıyor. Özellikle Kuzey Anadolu fay hattının içinde yer alan İstanbul’da yıkıcı bir depremin olacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle ülkemizde bazı kesimlerin eleştirilerine neden olan kentsel dönüşüm konusu hızlandırılmalı. Vatandaşlar ‘demir ve betondan çalan’ küçük müteahhitler yerine, işini doğru yapan markalı konutlara yönlendirilmeli. Aksi halde aynı senaryoyu yeniden yaşamamız içten bile değil.

ACİLEN İSTANBUL’U DÖNÜŞTÜRMELİYİZ

Türkiye’nin ve ekonominin kalbi İstanbul acilen dönüştürülmeli. Kahramanmaraş’ta şahit olduğumuz acı gerçek ile bir kez daha yüzleşmemeliyiz. 20 milyon nüfuslu İstanbul’da gerçekleşecek bir depremin altından kalkmak çok daha zor olacaktır. Yapılan araştırmalara göre bugün İstanbul’da ‘orta ve ağır hasarlı’ 85 bin bina bulunuyor. Bu rakam, yapılan tetkikler sonucunda ortaya çıktı. Ancak tahmin edilen sayı bunun çok daha üzerinde. Özellikle belli bölgeler ciddi risk altında. Çarpık kentleşmenin ve eski yapıların bulunduğu bazı ilçeler alarm veriyor.  Deprem yönetmeliğine uygun ve 1999 depremi sonrası inşa edilen konut sayısı, mevcut konut sayısının çok küçük bir kısmını teşkil ediyor.

VATANDAŞLAR ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI

Bu noktada vatandaşlar da elinin taşın altına koymalı. Kentsel dönüşüm sürecinde ‘daha fazla evim olsun’ ‘dönmüşümden kâr edeyim’ mantığını bir tarafa bırakmalı. Hükümet ve yetkili bakanlıklar İstanbul’da büyük bir tespit çalışması başlatmalı. Sorunlu binalar kentsel dönüşüme girmeli. Şayet bu imkan yoksa güçlendirme çalışmaları yapılmalı. Ancak, ivedilikle yapılacak olan bu kapsamlı dönüşüm projesi ile olası acıların önüne geçilebilir.

DEPREM ETKİSİNİ YÜZDE 80 AZALTAN SİSMİK İZOLATÖRLER

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli çifte depremler 10 ilde yıkımlara yol açtı. Binlerce bina yıkılırken Malatya’daki Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ile Antep’teki İnayet Topçu Hastanesi ise zeminlerine yerleştirilen sismik izolatörler sayesinde hasar almadı. İki hastanenin hasar almaması ile birlikte sismik izolatör merak konusu oldu. Daha önceki sayfalarımızda bu konuya değinmiştik. Depremin etkisini yüzde 80 oranında azaltan bu izolatörler Japonya ve ABD’de sıkça kullanılıyor. Türkiye’de ise yeni konut projeleri ve kamu binalarında görülmeye başlandı. Özellikle deprem sonrasında bu sisteme ilginin arttığı ifade ediliyor.

ESKİ BİNAYA UYGULANIR MI?

Sismik izolatör binaların altına konulan ve amortisör gibi çalışan kauçuk elastik pabuçlardır. Bunlar deprem dalgalarını sönümlendirerek dalgaların binaya yansımasını engeller. Bina sallanır ancak ama yıkılmaz.  Betonarme binaların hepsinde kullanılan bir sistemdir. Bina yapılırken sismik izolatörler yerleştirilebilir ancak mevcut yapılarda da kullanılabilir. Burada atılması gereken adımlar, kolonların sistemli bir şekilde vinçlerle kaldırılarak sismik izolatörler yerleştirilmesidir.

BİNA GÜÇLENDİRME NASIL YAPILIYOR?

Hasarlı veya depreme karşı dayanıksız olan binalar için hayati önem taşıyan bina güçlendirme işlemlerine de ilgi arttı. Sektörde faaliyet gösteren bir şirketin yetkilisi, özellikle İstanbul’da ciddi anlamda talep olduğunu belirterek “Bu uygulamalarda beton, çelik ve fiberbond (karbon fiber) gibi malzemeler kullanılıyor. Kolon ve kirişlere çelik bloklar yerleştiriliyor. Tabi öncesinde binadan zemin etüdü ve yapı örnekleri alınıyor ve buna göre projelendiriliyor. Kısa kolonlara sahip yapılar, yeteri kadar güçlü malzemelere sahip olmayan binalar, projesiz olarak inşa edilen binalar, düzensiz plana sahip olan yapılar, projeye uygunsuz ve sağlıksız şekilde eklemelerin yapıldığı binalar, bina yapılırken deprem yönetmeliğine uygun olmayan malzemelerin kullanıldığı binalar, kullanılan malzemelerin kalite dışında miktar bakımından da zayıf olduğu binalar, ve zeminleri ile ilgili sorun olan yapıların tamamına işlemler uygulanabilir. Fiyat ile ilgili net bir rakam yok, öncelikle binanın tespitinin yapılması gerekiyor” dedi.

kentsel dönüşüm deprem

Türkiye Gazetesi

  • Etiketler:

Yorum Yaz