Kentsel dönüşüme yeni uygulama modeli geliyor!
Kentsel dönüşümde süreçleri iyi tanımlanmış, sosyo-ekonomik boyutları güçlendirilmiş ve bütüncül bir uygulama modeli geliştirilecek.
Kentsel dönüşüm mevzuatının güncellenerek, niteliği ve süreçleri iyi tanımlanmış, sosyo-ekonomik boyutları güçlendirilmiş ve katılımcı bir yaklaşıma dayanan bütüncül bir uygulama modeli geliştirilmesi hedefleniyor.
Hükümetin 2018 programında, kentsel dönüşüm ve konut alanındaki çalışmalar ve hedeflere ilişkin bilgiler paylaşıldı. Programda kentlerdeki altyapı, çevre ve güvenlik gibi alanlara ilişkin sorunların, ekonomik ve sosyal yansımalarıyla kentlerin rekabet gücü ve yaşam kalitesini düşürdüğü, başta afet riskleri olmak üzere sağlıksız yapılaşma, eskiyen yapı stoğu, hızlı nüfus artışı, değişen yaşam tarzı ve mekan tercihleriyle işlev ve değer kaybeden alanların oluşması, kentlerdeki yapıların ve alanların dönüşüm ihtiyacını artırdığı belirtildi.
Kentsel dönüşümün sanayi, istihdam, afet, konut, kültür, turizm, çevre, enerji ve ulaşım sektörleriyle değerlendirilerek kentsel gelişmenin bütünlük içinde sağlanmasının önemine dikkat çekilen programda, kentsel dönüşümün "kentsel yenileme", "yeniden canlandırma" ve "koruma" gibi alternatif yöntemleri de içerecek şekilde uygulanmasına ihtiyaç duyulduğu aktarıldı.
Türkiye'de ve dünyada yaşanan depremlerle muhtemel deprem senaryolarına bağlı olarak afet riski olan alanlarda kentsel dönüşüm faaliyetlerinin hızlandırılmasına yönelik farkındalığın arttığı kaydedilen programda, kentsel dönüşüm uygulamalarının daha etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesi, dönüştürülen bina ve alan sayısının artırılması amacıyla kentsel dönüşüm mevzuatının güncellenmesine ilişkin hazırlıkların son aşamaya geldiği bildirildi.
Ulusal ve yerli düzeyde stratejiler geliştirilecek
Buna göre, kentsel dönüşümde öncelikle afet riski taşıyan alanların sosyal, ekonomik ve çevresel boyutları dikkate alınarak yenilenmesi, daha dirençli hale getirilmesi ve kentsel ekonominin yaşam kalitesiyle güçlendirilmesi amaçlanıyor.
Amaç doğrultusunda, riskli alanlara yönelik kentsel dönüşüm uygulamaları için ulusal ve yerel düzeyde önceliklendirme yapılıp, stratejiler geliştirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda kentsel dönüşümde niteliği ve süreçleri iyi tanımlanmış, sosyo-ekonomik boyutları güçlendirilmiş ve katılımcı bir yaklaşıma dayanan bütüncül bir uygulama modeli geliştirilecek. Modelin mevzuat altyapısı oluşturulacak, merkezi ve yerel idarelerin teknik, mali ve idari kapasiteleri bu doğrultuda güçlendirilecek. Modeli destekleyecek, yerel ve merkezi uygulamaları yönlendirecek planlama kriterleri de belirlenecek.
Konut piyasasında arz-talep dengesi kurulacak
Öte yandan 2018'de yaklaşık 817 bin olacağı tahmin edilen konut ihtiyacına karşılık, konut açığı bulunan yerleşmelerin tespit edilip, ihtiyacın karşılanması ve konut piyasasında arz-talep dengesinin kurulması da amaçlanıyor.
Ayrıca, nüfus artışının hızlı ve konut fiyatlarının yüksek olduğu şehirler başta olmak üzere dar gelir gruplarının barınma sorununun giderilmesine yönelik çalışmalar da desteklenecek.
12 bin hektar riskli alan olarak ilan edildi
Programa göre, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Ekim 2017 itibarıyla 216 alanda 1,7 milyon kişinin yaşadığı 12 bin hektar alan "riskli alan" olarak ilan edildi. Riskli yapıları tespit etmek üzere 58 üniversite, 10 kamu ortaklı şirket ile bir kamu kurumu, dört sivil toplum kuruluşu, 637 tüzel kişi, 449 yapı denetim kuruluşu ve 57 yapı laboratuvarı olmak üzere toplam bin 216 kurum ve kuruluş lisanslandırıldı.
Bu kurum ve kuruluşlarca 447 bin 198 konut ve 64 bin 31 iş yerini barındıran toplam 158 bin 1 binanın "riskli yapı" olduğu tespit edildi. 25 ilde toplam 39 bin 857 hektarlık 76 rezerv yapı alanı belirlendi.
Yorum Yaz