Mardin, kentsel dönüşüm sayesinde UNESCO Kültür Mirası listesine girebilir!
Mardin, son zamanlarda terörün acımasızlığını yaşayan Şırnak, Bingöl ve Hakkâri'ye göre bir huzur adası gibi duruyor
Mardin, son zamanlarda terörün acımasızlığını yaşayan Şırnak, Bingöl ve Hakkâri'ye göre bir huzur adası gibi duruyor.
İki günden bu yana bulunduğumuz şehir adeta bir şantiye gibi. İstanbul'dan 50'ye yakın kadın grubuyla geldiğimiz Mardin'de nelerin olup bittiğini Vali Turhan Ayvaz'ın eşi Fatma Ayvaz şöyle özetliyor: "Mardin halkı, asırlardır bütün kültürleri bünyesinde barındıran, huzuru seven bir şehir. Her şeyiyle eski şaşaasını yakalamak için çaba sarf ediyor. İki senedir şantiye gibi yaşıyoruz. Sokaklar yenileniyor. İçme suyu, kanalizasyon sistemi yeniden yapılıyor. Elektrik, telefon kabloları yer altına alınıyor."
Bunun adı kentsel dönüşüm tabii ki. Şehir, uluslararası finans kuruluşları ve devletin sağladığı kaynaklarla adeta küllerinden yeniden doğuyor. Ana amaçta UNESCO'nun dünya kültür mirası listesine girmek var. Gelecek 5 yıl içinde de dönüşümün sağlanması hedefleniyor.
Yanı başında terör olayları devam ederken, Mardin'in kendisini koruyabilmesi, halkın farklı kültürlerde barış içinde yaşayabilme becerisinden kaynaklanıyor.
Kadınlar kadınlara el verdi
Merak edip, kadın hareketleri anlamında neler yapıldığını sorup soruşturdum. İstanbul'dan Mardin'e kadın hattı kurulduğunu saptadım.
Mesela, İstanbul'un eski Valisi ve AK Parti'nin Mardin Milletvekili Muammer Güler'in eşi Neval Güler de bu güzel şehre el uzatan kadınlardan. Neval Hanım, İstanbul'da iken sivil toplum kuruluşlarının kadınlarla ilgili çalışmalarına büyük destek vermekle bilinir. Mardin'e katkısını heyecanla anlattı: "İstanbul'daki çevremle Mardinli kadınlar arasında iletişim kurulmasını sağladım. ÇATOM'lara önemli destekler verdik.
Kadınlara destek yanında özellikle Mardinli öğrencilere burs sağladık. Emine Erdoğan'ın fahri başkanı olduğu TOGEM'in Mardin şubesini de kurduk. Her geldiğimde şehri dolaşıp hanımların ihtiyaçlarını tespit ederek İstanbullu hanımefendilerle bunları karşılıyoruz."
Dinçkök'ün sergi operasyonu
Mardin'in İstanbul'dan gelen önemli konukları kente hareket getirdiler. Akkök Şirketler Grubu'nun Başkanı Ömer Dinçkök'ün eşi Ayşegül Dinçkök, kadın arkadaşlarıyla kente farklı bir heyecan yükledi. Çünkü Dinçkök, daha önce "Derin Tutku" adıyla İstanbul'da açtığı sualtı fotoğraf sergisini Mardin'e taşıdı. Şehir Müzesi'nde açtığı bu serginin en önemli konukları ise çocuklar oldu.
Deniz bile görmeyen ilköğretim ve lise öğrencileri, Dinçkök'ün sergisiyle denizlerin altında yaşayan canlılarla tanıştı.
Dinçkök, sergiyi taşımasının Güneydoğu'ya dokunmak anlamında bir sembol olduğunu söylerken, Koç Holding'in Onursal Başkanı Rahmi Koç ile Ömer Dinçkök de Mardin'e geldiler. Bence Ömer Dinçkök'ün eşinin dokunduğu kente yatırım yapmayı düşünmesi farz oldu.
Gelinler de çalışır
Sergi dışında önemli çevre gezilerine de katıldık. Mesela, işadamı Zeynel Abidin Erdem'in memleketi Savur'a gittik. Erdem'in eşi Emine Erdem bizlere ev sahipliği yaptı. Aslında İzmirli olan Erdem, 30 yıllık Mardin gelini. Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu'nun 2008-2010 Türkiye başkanı olan ve daha pek çok kadınlara yönelik sivil toplum kuruluşlarında da görev alan Erdem, bölgeyi kapsama alanına almış.
Çok Amaçlı Toplum Merkezleri ÇATOM'larla işbirliğine girmesi onu bölge kadınlarına daha çok yaklaştırmış. Mardin'in Evren mahallesinde 2001'den bu yana devam eden halı atölyesi var. Toplam 14 kadın, 2 hoca bulunuyor. Bu atölyede dokunan halılar, ABD'ye St. Dieogo Soromtimist Kulübü aracılığıyla ulaşıyor ve orada satılıyor.
Halı dokuyan kadınların her birinin eline toplam 2 bin 500 liraya yakın para geçiyor. Bir halı 2-3 ayda dokunabiliyor. Mardin genelindeki 9 ÇATOM, her yıl yaklaşık 2 bine yakın kadına hayatını dönüştürme fırsatı veriyor. Sosyal destek programlarıyla 17 bini aşkın kadın fayda sağlıyor.
Perihan Çakıroğlu/Bugün
Yorum Yaz