Okmeydanı ve Kuzguncuk halkı yerlerinde dönüşmek istiyor
Çevreyolunun kenarındaki Okmeydanı’nda kentsel dönüşüm ‘sürgün’ korkusuna neden oluyor
İstanbul'un boğaz manzaralı mahallesi Armutlu ve olaysız günün geçmediği Gazi Mahallesi'nden sonraki “kentsel dönüşüm” durağımız Okmeydanı ve Kuzguncuk. Gülsuyu'nda sol gruplar ile uyuşturucu çeteleri arasında çıkan çatışmalarda Hasan Ferit Gedik'in ölümü, Avrupa yakasında sol örgütlerin etkin olduğu Okmeydanı'nda da halkı sokağa dökmüştü. Yüzlerini kırmızı bezlerle kapatan örgüt üyeleri, yolları trafiğe kapatarak polisle çatıştı. Okmeydanı'nda yaşanan bu çatışmalar ne ilk ne de sondu... Dar sokakları, çarpık yapılaşması ve yıkık dökük evlerinde çoğunluk Kürt ya da Alevilerin yaşadığı semt, İstanbul'un diğer değerli semtleri gibi kentsel dönüşüm alanı kapsamında... Taraf, Okmeydanı'ndaki kentsel dönüşümü ve yaşanan çatışmaları semt sakinleriyle konuştu. Mahalle sakinleri arasında kentsel dönüşüme destek veren de var karşı çıkan da...
Ben dönüşümden yanayım
HAYDAR ÖZYÜREK (ESNAF): Okmeydanı, müteahhitlere verilerek dönüştürülecek. Dönüşümün, tapular verildikten sonra başlayacağı söyleniyor. Dönüşümden sonra yeşil alan da olacak otopark da. Kentsel dönüşümden yanayım. Çünkü burada sürekli çatışmalar oluyor. Çoluk çocuk alışveriş yaparken içeri molotof atıyorlar. Sürekli polis gelip gaz sıkıyor. Bazen kepenk bile açamıyoruz. Burada örgütler var, terör var. Devlet bunları temizlemek istiyor.
Asayiş sadece bahane
MURAT (ESNAF): Belediye “tapu verdikten sonra dönüşüm yapacağız” diyor. Ama biz belediyenin hiçbir şeyine inanmadığımız için tapuları almaya bile gitmeyeceğiz. Bizi mağdur edecekler. Amaç, bizi evlerimizden atıp, İstanbul'un en değerli ve merkezi yerlerinden olan Okmeydanı'na zenginleri yerleştirmek. Örgütler ya da asayiş sorunu hikâye...
Bu mahalle bizim evimiz
DELAL EKİNCİ (MAHALLELİ): Uzun zamandan beri Okmeydanı'nda yaşıyorum. Dönüşümün olduğu yerlerde yeni ev vereceklerini söylüyorlar. Ben yeni ev vereceklerini sanmıyorum. Dertleri bizi buradan çıkarmak, buraları başkasına vermek. Biz buradan çıkmayacağız. Artık çocuklu, gelinli, torunlu kocaman bir aileyiz. Bu yaştan sonra nereye gidip yerleşiriz? Bizim evimiz bu mahalle.
40 bin lira para istiyorlar
AYŞE A. (MAHALLELİ): 10 yıl önce, evimizi alırken belediyeye 10 bin lira ödeyerek tapu tahsis belgesi aldık. Şimdi belediye bize tapuyu vermek için 40 bin lira istiyor. Sonra da dönüşüm sırasında kalacağımız ev için de dokuz bin lira kira bedeli alacak. Yapılacak evlerin ne zaman teslim edeceği belli değil. Bir de konutları çok lüks yapacaklar. Biz o evlerin aidatını bile ödeyemeyiz.
Kuzguncuk sakin ama tedirgin
İstanbul'da olaysız günün geçmediği mahallelerinden sonra, film sahnelerinde görmeye alıştığımız, ıhlamur kokulu sokakları, renk renk ahşap evleriyle Anadolu yakasının boğaz manzaralı mahallesi Kuzguncuk'a gidiyoruz. Burada da durum pek farklı değil. Sol örgütler ya da çete çatışmalarıyla gündeme gelmeyen Kuzguncuk, İstanbul'un kargaşası içinde bir vaha gibi kalmış, sakin bir semt... Arnavut kaldırımlı sokaklarında çocukluklarını geçirmiş, torunlarını da aynı sokaklarda büyüten mahalleli son dönemlerde tedirgin. Mahallenin denize bakan tarafında, çocukların oyun oynadığı, sebze ve meyvelerin ekildiği “bostan”, betonlaşma tehlikesiyle karşı karşıya. 17 dönüme yakın bir alana sahip Kuzguncuk Bostanı, Abdullah Ağa Vakfı'na aitmiş.
Sonrasında ise Şoro ve Dode ailelerine verilmiş. 1977 yılında Vakıflar İdaresi mülkiyetine geçmiş.
Vakıfların ise bu araziyi bir şirkete kiraya vereceği ve üzerine bina yapılacağı söyleniyor. “Bostanıma dokunma” sloganıyla yeşili korumak isteyen mahalle sakinlerinin de evleri yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.
Bostandan sonra evlerimizi de alırlar
Uzun yıllardır tapusuz evlerde yaşadıklarını anlatan Kuzguncuk sakinleri, vergilerini ödemelerine rağmen belediyeden tapu alamadıklarını anlatıyor.
Mahalleli Haşim Günay Çimrin, tapu almak için mücadele verdiklerini anlatarak şunları söyledi: “Yaklaşık 50 yıldır bu evlerde yaşıyoruz. Babalarımızın çocuklukları bu evlerde geçmiş. Biz de torunlarımızı bu evlerde büyütüyoruz. Yıllardır belediyeye tapu için vergiler verdik.
Bize elektrik bağladı, su bağladı. Ama bir türlü gerçek tapumuzu vermiyorlar. Her seçim döneminde başkan adayları bizlere sözler veriyor ama seçimlerden sonra uğrayan yok. Biz evimize ve bahçemize çok iyi bakıyoruz.
Bahçede onlarca ağacımız var. Yeşillik sayesinde insanlar rahat nefes alabiliyor. Belediye bir gün gelip bizleri evimizden çıkarabilir. Bu arazilerin değeri yüksek olduğu için firmalara satılır ve buralara hep bina yaparlar.”
Belediye “mağdur etmeyiz” diyor ama...
KENAN AKKOYUN (ESNAF): Belediye “dönüşümde sizi mağdur etmeyeceğiz” diyor ama altı daire ve iki dükkanlı binaya 105 bin lira bedel biçiyor. Bu mağduriyet değil de nedir? Okmeydanı İstanbul'un merkezi. Çok değerli. Bizi çıkarıp dev inşaat şirketlerini sokacaklar. Hatta şirketler mülk sahipleriyle görüşüp ikna çalışmalarına başlamış. Belediye görevlileri, dönüşümle ilgili derneklerde, lokallerde toplantılar yapıyor. Ancak güven vermediği için toplantılara katılım çok az. Bizim en çok şaştığımız ise dönüşüm olacağı söylendikten sonra mahallede hırsızlık patlaması oldu. Son birkaç ayda 100'den fazla atölye ve birçok ev soyuldu. Güvenlik önlemi yok. Alarmlar fayda etmiyor.
Evimizde tadilat bile yapamaz olduk
AHMET BIYIKÇI (ESNAF): Kentsel dönüşümün adı var, kendisi yok. Tam bir belirsizlik durumu hakim. Neyin ne olduğu, nasıl olacağını kimse bilmiyor. İnsanların psikolojisi bozuldu. Bundan dolayı evimizde tadilat bile yapamıyoruz.
Çocuklarım burada büyüdü
Kuzguncuk'ta yaşayan ev hanımı Perihan Önal çocukluğunun bu sokaklarda geçtiğini anlatarak şunları söyledi: “Benim çocuklarım da sokaklarda büyüdü. Bize tapu vermiyorlar ama evimizden de çıkarmıyorlar. Başvurularımız ciddiye alınmıyor. Bazen evlerimizin yıkılacağı dedikoduları yayılıyor. Ama artık ciddiye almıyoruz. Alt mahallede de bildiğiniz gibi bir bostan var. Önce “oraya bina yapacaklar” diye bir söylenti yayıldı. Sonrasında da bizleri evlerimizden çıkaracakları söylendi. Biz bu mahalleden gitmek istemiyoruz. Tapularımızı versinler ve huzurlu bir hayat sürelim.”
Hüseyin İstemil - Fırat Alkaç/Taraf
Yorum Yaz